QSD: Türk devleti huzuru ve güveni bozmak için her yolu deniyor

Dêrazor’da aşiret liderlerinin hedef alınmasına ilişkin açıklama yapan QSD Genel Komutanlığı, aşiretler arasına sokulmak istenen fitnenin uzun vadeli planın bir parçası olduğuna dikkat çekti.

Dêrazor’da yaşananlara ilişkin yazılı bir açıklama yapan QSD Komutanlığı, şunları belirtti:

“Dêrazor’da yaşananlar kısa sürede planlanmış bir olay değildir. Bölgedeki aşiret liderleri ve ileri gelenlerinin hedef alınması uzun vadeli planın bir parçasıdır. Özerk Yönetim’i parçalamak isteyen çevreler, bölgenin huzur ve güvenini bozmaya çalışıyor. Bu plan Dêrazor’dan DAİŞ süpürüldükten sonra yapılmaya başladı. DAİŞ, bu çevrelerin bölgedeki kirli eliydi. DAİŞ, temizlendikten sonra uyuyan hücreleri bölgede varlığını sürdürmeye devam etti.

DAİŞ hücreleri, propaganda yoluyla olsun, mayın döşeme yoluyla olsun her türlü yolu deneyerek bölgede karışıklık çıkarmaya çalışıyor. Türk devleti ve Suriye hükümeti, hücrelerin bu girişimlerine destek veriyor. Türk devleti bölgedeki karışıklıkta önemli rol oynuyor. Bölge gençlerini kandırarak çeteleştiren Türk devleti, sözde Özgür Ordu ve Cebhet El Nusra aracılığıyla halkları hedef alıyor.

Türk devletinin desteklediği odaklar, bölgede halklar arasında tesis edilen barışı, huzuru ve güveni bozmak için her türlü yolu deniyor, bu kapsamda aşiretleri kışkırtarak birbirleriyle, QSD’yle ve uluslararası koalisyonla karşı karşıya getirmek istiyorlar.

QSD Genel Komutanlığı olarak Dêrazor’da yapılanların tek bir aşirete yönelik olmadığının farkındayız. Yıllardır Qamişlo’dan Dêrik’e kadar halkımızın hedef alınması yaşananların tek bir aşirete yönelik olmadığının kanıtıdır. Bölgede yaşananlar planlı ve programlı olarak yürütülüyor. Yapılanlar Türk devleti ve Suriye devletinin desteğiyle olmaktadır.

Bölgede fitne yaymaya çalışanların tüm söyledikleri yalandan ibarettir. Bu bölgeyi yönetenler bu bölgenin insanıdır. Halklar kendi yönetimlerini oluşturdular. QSD’nin bölgedeki aşiretlerle güçlü ilişkileri bulunuyor. Halklar, QSD etrafında güçlü bir şekilde kenetlenmiş durumdadır. Aşiretlerin ve halkların bu tutumu tüm planları bozmuştur.

Basında karalama politikalarının, sahada askeri saldırıların hedefinde olan güçlerimiz, bölgede yaşayan tüm halklar tarafından kabul görmüş ve sahiplenilmiştir. Saldırıya uğramalarının bir nedeni de budur. Biz bu saldırıları ‘Meyve veren ağaç taşlanır’ şeklinde yorumluyoruz. Güçlerimiz hakkında yapılan kara propagandalar asılsızdır.

Bir kez daha vurguluyoruz. QSD’nin birinci hedefi DAİŞ terörünü yok etmektir. Bunun dışında hiç kimseyi hedef almamış ve saldırmamıştır. DAİŞ, bölge halklarını hedef alan bir örgüttür. DAİŞ eliyle birçok aşirete yönelik katliamlar gerçekleşmiştir. Yüzlerce kişi DAİŞ tarafından vahşice katledilmiştir. Buna rağmen bizi karalayanlar ve saldıranlar, esasında DAİŞ terörünü destekleyenlerdir.

Fitne odaklarının tüm karalama politikalarına rağmen bölgedeki gençler güçlü bir iradeyle QSD’ye katılmaya devam ediyor. Cizre’den Reqa’ya aşiretler QSD’ye destek açıklamaları yapıyor. Aşiretlerimizin bu tutumuyla onur duyuyoruz. Hain saldırılarda hedef alınarak katledilen aşiret liderlerimiz için üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Yaşananlara rağmen birliğimizi korumak ve QSD etrafında kenetlenmek hepimizin ulusal görevidir.

Bununla birlikte Uluslararası koalisyonunu aşiretlerin doğru ve gerçek yönünü ortaya çıkaran, aşiretlerin ve bölge halkını destekleyen duruşunu kutluyoruz. Bu temelde bölge halkıyla, aşiretler ve kanaat önderleriyle toplantılar gerçekleştiren, teröre karşı mücadelede güçlerimize destek olan koalisyona teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Tüm bunlarla beraber çıkarılmak istenen fitne yangınını kökünden söndürmek için çabalayan Cizre ve Fırat bölgesindeki bütün kanaat önderlerine teşekkürlerimizi iletiyoruz.”