‘Suriye Milli Ordusu’ terör örgütleri listesine alınmalı

NRLS’nin “Etnik soykırım ve demografik değişim” başlığıyla gerçekleştirdiği forumun sonuç bildirgesinde Türk devletinin uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğine dikkat çekildi.

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından, “Kuzey ve Doğu Suriye’de etnik soykırım ve demografi değişimi” başlığıyla Qamişlo’nun Rimêlan beldesindeki Aram Tigran Kültür Sanat Merkezi’nde forum düzenlendi.

Sabah saatlerinden bu yana devam eden forumda, üçüncü oturumda, etnik soykırım saldırıları ve demografik yapıyı değiştirme politikalarına karşı izlenebilecek yol ve mekanizma yöntemleri ele alındı. Dêrik Öğretmenler Birliği Yöneticisi Sîham Dawûd’un moderatörlüğünü yaptığı oturumda, Cizre Bölgesi Toplumsal Adalet Meclisi üyesi Avukat Aynûr Zêd Paşa, Kobanê Kanton Meclisi Eşbaşkanı Enwer Mislim ve MSD Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hikmet Hebîb tarafından sunumlar yapıldı.

Forum, sonuç bildirgesinin açıklanması ile sona erdi.

Forumun hazırlık komitesinde yer alan Leyla Siwar tarafından okunan sonuç bildirgesi şöyle:

“NRLS çağrısıyla, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizre Bölgesi’nin Rimêlan şehrinde ‘Etnik soykırım ve demografik değişim” başlığıyla geniş katılımlı bir forum düzenlendi. Foruma siyasetçi, araştırmacı, hukukçu, insan hakları savunucusu ile Özerk Yönetim ve bölgedeki sivil toplum kuruluşlarından yüzü aşkın isim katıldı.

Katılımcılar, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’deki işgal alanlarında gerçekleştirdiği etnik soykırım ve demografik değişim politikalarına ilişkin rapor, araştırma ve görüşlerini sunmuştur. Forumda ayrıca, bu uygulamaların engellenmesi, bu uygulamaları gerçekleştirenlerin uluslararası alanda yargılanması ve bu uygulamaların yarattığı etkilerin ortadan kaldırılmasına ilişkin izlenilecek yol ve yöntemler ele alındı.

Katılımcılar, Uluslararası Koalisyon’un da desteğiyle teröre karşı mücadele eden ve tüm dünya kamuoyunu teröre karşı koruyan YPG, YPJ ve QSD’nin rolüne vurgu yaparak, bu güçlerin direnişinin uluslararası toplumun huzur ve güvenliğini koruduğunu, bölge halkının savaş felaketinden kurtarmayı başardığını ve bölge halkını etnik soykırıma karşı koruduğunu belirtmiştir. Katılımcılar, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanlarındaki huzur ve güven ortamına dikkat çekmiş, Türk devletinin işgal ettiği alanlardaki uygulamaları belgeleriyle açıklamıştır.

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi olarak tüm katılımcılara teşekkürlerimizi iletiyoruz. Suriye halklarının huzur ve güvenliği için 2011 yılından bu yana büyük emekler veren katılımcıların forumda dile getirdiği görüş, sunduğu belge ve araştırmaları uluslararası kamuoyuna ileteceğiz. Katılımcıların ortak görüşlerini, işgal edilen alanların özgürlüğü, zorunlu göçe tabi tutulan halkın evlerine geri dönüşü, suçluların cezalandırılması için öneri ve tavsiyeler şeklinde sunacağız.

Öneri ve tavsiyeler:

1.Belgelenen raporlar; sivil kayıpların sayısı, zorla yerinden edilmiş kişilerin yaşadığı zor koşullar, halkın el konulan mal ve mülkleri, komşu bir devletin işgalinin yanı sıra Türk devleti ve çetelerinin uluslararası insan hakları ve hukukunu ihlal ettiğini korkunç bir şekilde göstermektedir. Bu çerçevede, uluslararası mahkeme ve insan hakları örgütlerinden, mağdurların haklarının geri iade edilmesi ve suçluların cezalandırılması için görev sorumluluklarını yerine getirmesi talep edilmelidir.

2. Uluslararası toplumun, uluslararası anlaşmaların yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak; Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye halklarına yönelik uyguladığı etnik soykırım ve demografik yapının değiştirilmesi politikalarına bir sınır getireceği gibi Türk devleti üzerinde bir baskı da oluşturacaktır. Bunun gerçekleşmesi için uluslararası kuruluşlar ve BM'den ortak bir siyasi strateji ortaya koymak ve hakların uygulanması istenmektedir. Ayrıca, Kuzey ve Doğu Suriye’de ateşkes anlaşmasını imzalayanlardan (ABD ve Rusya), Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarını durdurması, işgali sona erdirmesi ve halkın huzurlu bir ortamda evlerine geri dönmelerinin koşullarını yaratması istenmelidir.

3. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, bölgede terörist statülerin oluşması ve tüm dünyayı tehdit etmesini engellemektedir. Bu yönetim, DAİŞ terör örgütünün yenilgiye uğratılması ve DAİŞ’in hücre yapılanmalarının takibinde büyük rol sahibidir ve yönetim alanında huzur ve barış hakimdir. Bu temelde, Türk devletinin işgal saldırılarında da açığa çıktığı gibi, bu yönetimi hedef alan her türlü saldırı ve yönelim teröre destek anlamına gelmektedir ve bölge başta olmak üzere tüm dünyada bir insanlık krizine sebep olmaktır. Uluslararası kamuoyu, siyasi, askeri ve ekonomik başta olmak üzere tüm alanlarda bu yönetime destek sunmalıdır. Bu yönetim ile bölge halklarına karşı insanlık dışı uygulamalara imza atan El-Nusra ve DAİŞ terör grupları başta olmak üzere tüm çete gruplarının dahil olduğu “Suriye Milli Ordusu” dünya terör örgütlerine listesine dahil edilmelidir.

4. Özerk Yönetim, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının meşru temsilcisidir. Kuzey ve Doğu Suriye’nin meşru savunma gücü olan Demokratik Suriye Güçleri (QSD), uluslararası kamuoyunun huzur ve güvenliği için büyük fedakarlıklar vermiştir. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının meşru temsilcilerinin, Suriye krizinin çözümü amacıyla kurulan Suriye Anayasa Komitesi’ne dahil edilmemesi, bu halklara büyük bir haksızlık olduğu gibi bu anayasaya da itibar edilmeyecektir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm ilgili uluslararası kurumlar, sorumluluklarını yerine getirmeli ve Kuzey ve Doğu Suriye halklarının iradesini Suriye’ye ilişkin tüm çalışmalara dahil etmelidir.

5. Bölgede barış ve adaletin sağlanması ve radikal fikirlerin yok edilmesi amacıyla, Kuzey ve Doğu Suriye başta olmak üzere Suriye’deki insanlık suçlarının yargılanacağı bir uluslararası mahkeme kurulmalıdır. Bu mahkemede, Türk devleti ve şu an “Suriye Milli Ordusu” adı altında insanlık ve savaş suçu işleyen DAİŞ/El-Nusra çete grupları yargılanmalıdır. Bu çete grupları, Türk devleti ile birlikte etnik soykırım ve demografik yapının değiştirilmesi gibi insanlık suçları işlemiştir. Uluslararası Ceza Mahkemesi, bu sorumluluğu üstlenebilir.

6. Kuzey ve Doğu Suriye halkları, daha önce dedelerinin Türk devletinin elinden yaşadığı saldırıları bir kez daha yaşamaktadır. Bölge halkları bu saldırılara karşı, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve QSD’ye desteklerini yükseltmeli ve her alanda birlik olmalıdır.