Talimat MİT’ten, suikastler Kıyam Hareketi’nden

Reqa Sivil Meclisi yöneticilerinden İbrahim Halil'e suikast yapan eski DAİŞ'çi, talimatı MİT'in verdiğini itiraf etti. Kendisini Suriyelilerden oluşan bağımsız bir örgütmüş gibi gösteren Kıyam Hareketi’nin arkasındaki gücün DAİŞ-MİT olduğunu ortaya çıktı.

Son 3 ay içerisinde Kuzey Suriye’de Reqa Sivil Meclisi ve Minbic Askeri Meclisi yöneticilerine dönük suikast ve sabotajlar gerçekleştirildi.

Reqa Sivil Meclisi yöneticilerine karşı 2018 yılında geliştirilen ilk suikastta, Meclis Yöneticisi, Avukat İbrahim Halil, Gre Spi Türkmen Hamam köyünde hedef alındı. 11-01-2018 tarihinde gerçekleştirilen suikastte Halil ağır yaralandı. Rojava Güvenlik Güçleri’nin suikasta ilişkin başlattığı araştırma sürecinde, şüphelenilen kişilerden biri de eski bir DAİŞ çetesi olan İsmail Ahmet Necim’di. Kendisi de Türkmen Hamam köyünden olan Necim, Rojava Güvenlik Güçleri tarafından bu şüphe üzerine denetime alındı ve gizli bir operasyonla tutuklandıktan sonra suikastı gerçekleştirenin kendisi olduğunu itiraf etti.

Necim kendisine bu suikastı yaptıranın “Fırat Kalkanı Güçleri’nden” Hüseyin Muhammed Salih olduğunu ve onun da bu suikastın talimatını Türk istihbaratından aldığını söyledi.

Necim’in tutuklanmasından bir süre sonra ise 2017 Ekim ayında Halep'in kuzeyinde, “ayrılıkçı guruplar karşı mücadele edeceği” iddiasıyla kuruluşunu duyuran ve MİT’in '90’lı yıllarda yaptığı kontra cinayetleri anımsatan cinayetler işleyen Kıyam Hareketi, sosyal medyada suikastın videosunu yayımladı. Bölgede Türk devletinin hedef aldığı gibi PYD, YPG, Minbic Askeri Meclisi, Reqa Sivil Meclisi yöneticilerini hedef alan ve suikastlar düzenleyen Kıyam Hareketi, her ne kadar Türk istihbaratından bağımsız ve Suriyeliler tarafından oluşturulmuş bir örgüt gibi görünmeye çalışsa da, İsmail Ahmet Necim’in itirafları MİT tarafından kurulduğunu doğruladı.

Bu süreçte MİT yapımı Kıyam Hareketi’nin işlediği ama üstlenmediği en önemli cinayetlerden biri de Ömer Alluş cinayeti.

‘SUİKASTİ CERABLUS’TA FIRAT KALKANI GÜCÜYDÜ’

İşte 1991 doğumlu İsmail Ahmed Necim’in itirafları:

"2017 yılında Türkiye’ye geçmek için Cerablus’a gittim. Amacım Türkiye’ye geçmek ve çalışmaktı. Orada Hüseyin Muhammed Salih’i gördüm. O da bizim köydendi. Onunla okulda da birlikteydim. Daha sonra bir kez daha babamla iş yaparken görmüştüm. Onun dışında ilişkim yoktu. Yıllar sonra ilk kez Cerablus’ta görüştük. Fırat Kalkanı güçlerine bağlıydı. Ben 10 gün orada kaldım. Ben sınırdan Türkiye’ye geçmek istedim ama geçemeyince köyüme geri döndüm. Köye geldikten 4-5 ay sonra onu köyde gördüm. O avukatı öldürmeden 1 gün önce yanıma geldi.

TALİMAT TÜRK İSTİHBARATINDAN

'Ben Cerablus’tan bir iş için geldim, bitirip geri döneceğim’ dedi. Ben kendisine ne iş yapacağını sordum. O da ‘İşim insan öldürmek’ dedi. Daha sonra bana ‘Sen de Fırat Kalkanı Güçleri’ndensin’ dedi. Ben ona ‘hayır, ben öyle değilim’ dedim. Bana, ‘tamam sen bir şey yapma, bana sadece gözlemcilik yap. Sana 500 dolar vereceğim’ dedi.

Ona bu işi kimin için yaptığımızı sordum. Bana ‘Bu işi Ebu Azam için yapıyoruz. Ebu Azam Fırat Kalkanı güçlerinden ve Türk istihbaratının işini yapıyor’ dedi.

‘ÖGRENMEK İÇİN ÖLDÜRMEM GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ’

Ertesi gün yine yanıma geldi. Motorla avukatın evinin oraya gittik. Bana ‘Hadi sen öldür ve öğren’ dedi. Tabancayı bana verdi, ‘Tabancayı kaldır, avukat gelince vur’ dedi. O önceden tam gözlem yapmıştı. ‘Bana tuvalet evden uzak. Kendini tuvaletin arkasında sakla, avukat geldiğinde vur’ dedi. Ben de öyle yaptım. Avukat geldiğinde 7 mermi sıktım.

Bana söylediğine göre silah susturuculuydu ve 7’likti. Onu vurduktan sonra kendimizi bahçe duvarından atarak motorla oradan dolambaçlı bir şekilde çıktık. Ve beni evime bıraktı. Ben de ona parayı sordum. Bana ‘Yarın evime gel, hem paranı vereyim, hem de seni yeni bir iş için hazırlayayım’ dedi.

‘YENİ İŞLER İÇİN GELECEĞİNİ SÖYLEDİ’

Evine birkaç defa gittim ama onu görmedim. 3 gün sonra WhatsApp üzerinden kendisine mesaj yolladım ve parayı sordum. ‘1, 1,5 buçuk ay sonra geleceğim. Orada hem başka bir işim var, hem de paranı vereceğim’ dedi. Daha sonra da ben ona WhatsApp dan ses gönderdim, bana cevap vermedi. Ben 1,5 ay onu bekledim. Sonra yakalandım."

SUİKAST GÖRÜNTÜLERİ YAYIMLANDI

İsmail Necim Rojava Güvenlik Güçleri tarafından gerçekleştirilen gizli bir operasyonla yakalandı ve yakalandığı gizli tutuldu. Kıyam Hareketi adı verilen kontra örgüt ise 7 Mart tarihinde yani İsmail Necim’in yakalanmasından sonra Twitter hesabından bu suikastın görüntülerini yayımladı. Görüntülerden tıpkı İsmail Ahmet Necim’in itiraf ettiği gibi İbrahim Halil’in tuvalette hedef alındığı anlaşılıyor.

OMER ALLUŞ CİNAYETİ'NDE DE KIYAM İZLERİ

İsmail Ahmet Necim’in itiraflarında geçen cinayetin azmettiricisi ve yöneticisi olan ve kendisine MİT’le çalışan bir kişiden talimatı aldığını söyleyen Huseyin Muhammed Salih’in söyledikleri, 15 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirilen Omer Alluş cinayeti açısından da düşündürücü.

Huseyin Muhammed Salih, İsmail Ahmet Necim’e işinin adam öldürmek olduğunu ve 1-1,5 ay sonra iş için yeniden geleceğini söylüyor. Omer Alluş’un evinde katledilmesi de hemen bu dönemlere denk geliyor ve yine aynı biçimde susturucu silahla katlediliyor.

Kıyam Harekâtı, İbrahim Halil suikastını görüntülerini yayımlayarak üstlenmesine rağmen, yine Gre Spi’de Reqa Sivil Meclisi’nin Kürt yöneticilerinden olan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Rojava’da ilk gittiği aileden olan Ömer Alluş Cinayeti'ni üstlenmedi.

Fakat Türk devletinin temel ajansı Anadolu Ajansı olayın gerçekleşmesinden hemen sonra, henüz Rojava Güvenlik Güçleri olayın gerçekleştirilme biçimine ilişkin bir açıklama yapmadan Alluş’un evinde susturucu silahla öldürüldüğünü duyurdu. Yine havuz medyasında yapılan haberlerde “PYD ile ters düşen” Alluş’un “PKK tarafından infaz” edildiği öne sürüldü.

Bu cinayetle Türk devletinin hedefleri doğrultusunda hem Reqa ve Suriye’nin geleceğinde önemli rol oynayan Omer Alluş'un etkisizleştirildiği, hem de cinayetin PYD ve Kuzey Suriyeli yetkililere yıkılmaya çalışıldığı anlaşılıyor.

Zira şu ana kadar Kıyam Hareketi’nin gerçekleştirdiği tüm suikast ve sabotajlar Türk devletinin gündemleştirdiği alanlarda yapıldı ve siyasi, askeri hedefleriyle örtüştü.

DAİŞ-MİT ORTAKLIĞI: KIYAM

İbrahim Halil suikastının zanlısı İsmail Ahmet Necim eski bir DAİŞ çetesi. Grê Sp’nin özgürleştirilmesinin ardından Reqa’ya geçmiş. Kendi itiraflarında da Reqa'da DAİŞ'in hastanesinde bekçilik yaptığını söylüyor. Necim, Reqa'dan kaçarak YPG’ye teslim oluyor. Bir süre zindanda kaldıktan ve hiçbir silahlı saldırıya karışmadığı netleştikten sonra çıkan afla serbest bırakılmış.

Konuyla ilgilenen Rojava Güvenlik Güçleri, aynı köyde yaşayan eski bir DAİŞ elemanı olduğu için, suikastın ardından İsmail Ahmed Necim’i takibe aldıklarını ve bu kişinin halen DAİŞ’le ilişkili olduğunu tespit ettiklerini dile getiriyor.

Güvenlik güçlerinin verdiği bu bilgi ve İsmail Ahmed Necim’in itiraflarında kendilerini “Fırat Kalkanı Güçleri” olarak adlandıran Türk devleti çeteleri, MİT ve DAİŞ arasındaki ilişkiyi ve kendisini Kıyam Hareketi olarak adlandıran kontra örgütün yine DAİŞ, MİT ve “Fırat Kalkanı” çetelerinden oluştuğunu ortaya koyuyor.