‘Türk devleti topraklarımızdan çıkana kadar direniş sürecek’

Fırat Bölgesi Özerk Yönetim üyesi Mehmed Şirin Türk devletinin bu saldırılardaki tek amacı bölgede kaosu derinleştirmek ve Suriye’de topraklarını kendi ülkesine katmak olduğunu söyledi.

Fırat Bölgesi Özerk Yönetim üyesi Mehmed Şirin, Türk devletinin yıllardır Suriye’de yaşanan krize rağmen Kuzey Doğu Suriye’de oluşturulan güvenli bölgelere saldırarak, Suriye krizini daha da derinleştirmeye çalıştığını belirtti.

“Suriye krizinin başından bu yana Türk devleti bu krizi derinleştirmek için sürekli çaba içinde oldu. Bu şekilde Suriye’nin bazı bölgelerini işgal etti. Türk devleti İdlib’ten Irak sınırına kadar radikal çete gruplarını destekleyerek, Suriye krizinin derinleşmesine, Suriye topraklarının işgal edilmesine ve talan edilmesine neden olmuştur” diyen Şirin en son Türk devletinin “sınır güvenliği” adı altında farklı farklı isimlerde çete gruplarını toplayarak güvenli bölgelere saldırdığını hatırlattı.

Kuzey Doğu Suriye’nin, Suriye’deki krize rağmen, en güvenli bölge olduğunu da dile getiren Şirin, “Kürt, Arap, Süryani ve Türkmen halklarıyla barış içinde yaşıyor. Bu halklar birlikte kendi demokratik sistemlerini oluşturdular. Kendi güvenlik güçlerini kurdular ve bu bölgenin hiçbir güvenlik sorunu yoktu. Tabi AKP rejimi tarafından bu gölgede kurulan demokratik sistem kabul edilemedi. Bu nedenle bugün Kuzey Doğu Suriye’nin tümünü işgal etmek istiyor” dedi.

Türkiye’nin bu amaçla farklı farklı yerlerden topladığı çete gruplarıyla ve ordusu ile Kuzey Doğu Suriye’ye saldırdığını vurgulayan Şirin şunları belirtti: “Türk devleti bu işgal saldırısında her türlü insalık suçunu işliyor. Bölgede yeniden bir kaosun yaşanmasına neden oluyor. Yüzbinlerce insanın göç etmesine neden oluyor. Türk devletinin çeteleri tarafından işlenilen insanlık suçları herkes tarafından görülüyor.”

‘TÜRK DEVLETİNİN SINIR GÜVENLİĞİ SADECE İŞGAL İÇİN BAHANE’

Türk devletinin savaş kanunlarının hepsini yerle bir ederek saldırdığını söyleyen Şirin, tüm bu insanlık suçlarının türk devletinden sorulması için ortak tavır alınması gerektiğini belirtti.

“Türk devleti ve Amerika arasında yapılan güvenli bölge anlaşması Özerk Yönetim ve QSD tarafından kabul gördü. Türk devletinin amacının kendi sınır güvenliği olmadığı ortaya çıktı. Türk devletinin tek amacı bu bölgeyi işgal etmek, bu bölgede kurulan demokratik sistemi yıkmak ve Suriye krizini daha da derinleştirmektir. Çünkü, Suriye krizi artık her kesin siyasi çözüm arayışına girmesiyle çözülme aşamasına gelmişti. Ancak Türk devleti bu krizin siyasi yollarla çözülmesinden memnun değil” diyen Şirin, bu nedenle Türkiye’nin Suriye içindeki karmaşayı daha da derinleştirmeyi hedeflediğini sözlerine ekledi.

Suriye topraklarının bir bölümünü Türk devletine dahil etmek için bu saldırıya geçtiğini vurgulayan Şirin, “Türk devleti bu saldırıyla şöyle bir hesap içine girmişti: 48 saat içinde 32 kilometrelik bu bölgeyi işgal edecekti. Fakat, herkesinde gördüğü gibi savaş 11. günü arkasında bıraktı ve hala Türk devletinin sınırında devam ediyor. Biz Kuzey Doğu Suriye halkı ve yönetimi olarak hiçbir zaman bu savaştan yana değildik. Biz sadece bu bölgenin korumasını yapıyorduk. Bize saldıran ve topraklarımızı işgal etmeye çalışan Türk devleti” diye konuştu.

Türk devleti ve Amerika arasında varılan anlaşmaya göre, Türk devletinin ve çetelerinin kendi sınırlarına çekilmesi gerektiğini de kaydeden Şirin şöyle devam etti: “Hiçbir zaman bölge halkını katleden, talan eden farklı farklı yerlerden getirilen ve bölge halkı tarafından kabul görülmeyen bu çeteleri kabul etmiyoruz. Türk devleti kendi güçlerini ve çetelerini tümden bizim topraklarımızdan çekmediği sürece biz mücadelemizi askeri, siyasi ve toplumsal olarak sürdüreceğiz.

Bu gerçeklik iyi görülmeli, Türk devleti günlerce halkımızın ve QSD savaşçılarının direnişi karşısında çaresiz kaldığı için ateşkes ilan etti. Herkes gördü, halkımız biyük bir barbarlıkla her türlü silahlarla bombaladı. Uluslararası savaş hukukuna aykırı silahlar kullandı. Sadece askeri güce karşı değil, aynı şekilde yasak silahları sivil halka karşıda kullandı. Türk devleti uluslararası savaş kanunlarını yerle bir etti. Türk devleti ve çeteleri şimdiden girdikleri yerlerde halkın mallarını talan etmeye başlamışlar bile.

Bu nedenle tüm halkımız ve tüm Suriye halkları Türk devleti ve çeteleri bölgeden çekilinceye kadar direnişini sürdürmeleri gerekir. Yine uluslararası kamuoyu, kurumlar ve tüm dünya halkları Türk devletinin Kuzey Doğu Suriye’de işlediği insanlık suçunun hesabını sormak için tavır sahibi olmalıdır. Biz Kuzey Doğu Suriye halkları ve yönetimi olarak, Türk devleti sınırlarımızdan çekilmesi ve işlediği insanlık suçlarının hesabını vermesi gerektiğini söylüyoruz.”