Uluslararası forum: DAİŞ ekonomik kaynakları talan etti

Amûdê’de düzenlenen DAİŞ konulu uluslararası forumun ikinci gün oturumları sona erdi.

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından Qamışlo’nun Amûdê ilçesinde düzenlenen forum, Cumartesi günü başladı.

İkinci günün üçüncü oturumunda Dr. Mihemed Şewqî Mihemed moderatörlüğünde Dr. Ehmed Yûsiv, Dr. Muhîb Salha ve araştırmacı Ehmed Pelda tarafından DAİŞ'in toplumsal ve ekonomik etkilerine ilişkin sunumlar yapıldı.

Efrîn Üniversitesi eski rektörü ekonomi uzmanı Ehmed Yûsif, DAİŞ'in ekonomik kaynaklarından bahsetti.

DAİŞ’İN YILLIK KAZANCI 3 MİLYAR DOLARDI

El-Kaide, Boko Haram, El-Nusra ve DAİŞ gibi çete gruplarının aylık en az 801 milyar dolar kazanç elde ettiğine dikkat çeken Yusif, bu grupların 2016 yılından sonra yaptıkları yoğun talanla servetlerini arttırdığını belirtti.

Yûsîf, şöyle konuştu: “DAİŞ, Suriye ve Irak’taki işgali döneminde 2 trilyon ABD dolarına kadar bir hazineye sahipti. DAİŞ’in yıllık kazancı 3 milyar doları aşıyordu. DAİŞ ayrıca bölgedeki bankaları talan ederek 435 milyar dolar kazanç sağladı. DAİŞ, geniş işgal alanı döneminde kontrolü altında tuttuğu doğal kaynaklar, petrol kuyuları, çimento fabrikaları, talan ve fidyeler ile günlük 3 milyar dolara kadar kazanç sağlamaya başladı.”

Dr. Haşim Zîbarî, DAİŞ ortaya çıkışına zemin hazırlayan ekonomik nedenlere dikkat çekti. Zîbarî, “İktidar ya da egemen güçler, ekonomiyi istismar ederek doğru kanallarda kullanamadı. Yine kapitalist sistemler tüm ekonomik kaynakları kontrol ederek, tüketmeye odaklı. Tüm bunlar DAİŞ gibi bir terörün yaratımına zemin sundu” diye konuştu.

Zîbarî, DAİŞ'in bölgede çok büyük bir ekonomik zarar oluşturduğunu ifade ederken, bölgenin altyapısının tamamen tahrip edildiğini ve iş alanlarının yok edildiğini söyledi.

Ehmed Pelda, İslam toplumunun geçimini tarım ve hayvancılıktan sağladığını anlattı. Pelda, özetle şunları ifade etti: “Tarım ve hayvancılıktan ticarete geçiş yapıldı ve artık işsiz bir topluma dönüştü. Bununla yüz yüze gelen toplum artık ya emeğiyle para kazanacak ya da her türlü yolu mubah görerek ekonomik kazanç peşine düşecekti. Bu İslam toplumunun radikalleşmesinin temel sebeplerinden biri oldu. Çözüm ise tüm yollardan diyalogların sağlanmasıyla olur. Mevcut süreç çok iyi analiz edilmeli, birlik ve beraberlik ruhu artırılmalı ve ekonomik kaygı taşımayan sivil bir toplum yaratılmalıdır.”

KADIN KİMLİĞİNE YÖNELİK SALDIRILAR

Son oturumunda DAİŞ'in kadın boyutu ele alındı. Suriye Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu Üyesi Lina Berekat’ın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, Jineoloji Merkezi üyeleri Berîvan Mihemed Yûnis ve Zozan Sîma sunumlar yaptı.

Bêrîvan Yûnis, “DAİŞ, toplum değerlerinin cevherinin kadın olduğunu biliyordu ve bu yüzden planlı bir şekilde kadın benliği ve kimliğini yok etmek için saldırılara başladı. DAİŞ, toplumun köleleştirilmesinin yolunun kadın köleliğinden geçtiğini biliyordu. Din adı altında kadınlara saldırdı” diye konuştu.

Bêrîvan, 6 bin 417 Êzidî kadın ve çocuğun DAİŞ'ten kurtarıldığını, halen 2 bin 975 Êzidî kadın ve çocuktan haber alınamadığını hatırlattı.

Zozan Sîman ise Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınların DAİŞ'e karşı verdiği tarihi mücadeleye değindi. Sîman, “Kadınlar özerk yönetim çatısı altında verdiği mücadeleyle kendisini korudu ve dünyayı tehdit eden DAİŞ terörüne karşı durdu” dedi.

Sunumlarda YPJ güçlerinin DAİŞ'e karşı sergilediği direnişe de dikkat çekildi.

Forumun ikinci gün oturumu, yapılan sunumlarla sona erdi. Forum, Pazartesi günü devam edecek.