Xelil: DAİŞ Reqa'da yenilirse artık direnemez, tutunamaz

"Reqa'yı özgürleştirecek olan, gelişecek siyasette büyük bir söz sahibi olabilecek. DAİŞ kendisine başkent olarak belirlediği şehirde yenilirse artık direnecek ve kendini tutacağı bir yeri kalmayacaktır."

QSD Komutanı Xelil, Reqa hamlesinin önemine değinerek, "Reqa'yı özgürleştirecek olan, gelişecek siyasette büyük bir söz sahibi olabilecek. DAİŞ kendisine başkent olarak belirlediği şehirde yenilirse artık direnecek ve kendini tutacağı bir yeri kalmayacaktır" dedi. Türk devletinin Suriye halklarına felaketi yaşatmak istediğine dikkat çeken Xelil, "Hangi güç olursa olsun, nereden gelirse gelsin, bizim savunmamız esastır ve bu güçler cevapsız kalmayacaktır" diye belirtti.

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Komutanı Lokman Xelil, Reqa şehrini özgürleştirme hamlesinin ilerleyişi ve bu hamlenin uluslararası alanda ve bölgede yarattığı etkiler üzerine ANF'nin sorularını yanıtladı. 

'DAİŞ'İN İNANCINI KIRDIK'

Reqa şehrini özgürleştirme hamlesinde 72 günü geride bıraktınız. Hamle başladığı günden itibaren nasıl ilerliyor, şimdi hangi aşamada?

Reqa şehir hamlesi başladığı ilk günden bugüne kadar, gerek uluslararası ve gerekse bölgesel bazı alanlarda, basın yoluyla, şöyle idealarda bulunuluyordu. QSD ve YPG, DAiŞ çeteleri arasında  anlaşma sağlanmış ve Reqa şehri Demokratik Suriye Güçlerine teslim edilecek. Biz ilk günden zaten tüm bu yaklaşımların, Reqa'nın özgürleşmesinin istenmemesi, ya da geciktirilmesinin istendiğine yönelik olduğunu söylemiştik.

72 gündür Reqa şehrinde büyük bir mücadele ve kahramanlık yaşandı. Çok değerli arkadaşlarımız ve komutanlar Reqa şehirinin özgürlüğü için hayatlarını feda ettiler. Reqa ismine layık bir şekilde, karış karış mücadele edilerek, özgürleştiriliyor ve bu anlamda da Büyük Ceng adı verildi. Zaten bizim kendi planlama, istihbarat ve çalışmalarımız çerçevesinde biz Reqa'da büyük bir savaşın verileceğini biliyorduk. Bu nedenle Büyük Ceng ismini verdik bu savaşa. Büyük bedeller verildi. Bunlardan biri de Doğu Cephesi Komutanı Çiya arkadaşımızdı. Bu da Reqa şehrinde büyük bir savaşın verildiğini gösteriyor zaten. Gücümüz 72 gündür Reqa şehrinde büyük bir moral, istek ve plan çerçevesinde yürüdü. Evet, DAİŞ Reqa içinde hazırlık yapmış, yerleşmiş ve iyi de konumlanmış, öyle inanıyordu ki Reqa şehrine girecek olan güç büyük yenilgiyle geri dönecek. Zaten DAİŞ kendi basınında da bunun propagandasını yapıyordu. Fakat QSD ve YPG savaşçılarının inancı ve ısrarıyla DAİŞ çetelerinin bu inancı Reqa'da kırılıyor. Aslında kırılmıştır. Çünkü, bizim güçlerimizin şehir içinde ilerleme tarzından dolayı, DAİŞ'e kaçma imkanını bırakmamıştır. DAİŞ Reqa'da bitecek, yok edilecek. Bu 72 gün içinde şehrin yarısı elimize geçti.

Biz önümüzdeki günlerde Eski Reqa şehrini, yani Sur içini bitirmek istiyoruz. Biz şimdi hamleyi bu esas üzerine yürütüyoruz. Hamlenin bu aşamasını tamamlayıp, yeni bir sürece başlamak istiyoruz. Eski şehrin bitmesiyle, yeni bir sürecin başlayacağının ilan edileceğini söyleyebiliriz. Zaten çeteler için önemli olan da Sur içidir. Çünkü Sur içi biraz daha dar bir alandır. DAİŞ orada kendini daha iyi saklayabilme imkanını elde ediyor. Tüm evler birbirine yakındır. Bu anlamda DAİŞ'in manevraları için el veriyor. Biz bir bütünen şehrin bu bölümünü kontrol altına almak istiyoruz. Gücümüz bu esas üzerine yürüyor. Konuştuğumuz bu dakikalarda da gücümüz ilerlemeye devam ediyor. Bu 72 gün içinde bizim doğu ve batı kollarımız, su tarafına düşen hatta, güney hattında birleştiler. Bunu da biz büyük bir başarı olarak değerlendiriyoruz. Çünkü, öncesinde sadece şehir olarak çemberdeydi, ama şimdi şehir içinde çember daralıyor. Bu güney, batı ve doğu taraflarında olsun, çember daralıyor. DAİŞ şehir içinde giderek daha da daralıyor.

Bununla birlikte DAİŞ kendi savaş tarzında da değişime gitti. Şimdiye kadar DAİŞ fazla intihar eylemlerini gerçekleştirmiyordu. Eski tecrübelerimizden yola çıkarak söyleyebiliriz, çünkü Minbic, Tabka ve diğer hamlelerde de öyle olmuştu. DAİŞ ne zaman intihar eylemlerine başvurursa, bu onun çaresiz kaldığını gösteriyor. Çünkü şehirden çıkacak yolu kalmamıştır. Ona yardım edecek güçler de kalmamıştır. Reqa'nın özgürleştirilen diğer alanlardan farkı budur. Minbic ve Tabka'da kapılar açıktı kaçabilirdi. Ama Reqa şehrinde bu kapıların hepsi ona kapatıldı. DAİŞ şimdi Reqa'da büyük bir zorlanmanın içindedir. Biz onların cihazlarını da dinliyoruz. Manevi anlamda büyük bir çöküntü yaşıyorlar, birbirlerine karşı büyük bir inançsızlık içindeler. Onlar da artık şehirde biteceklerine inanmışlar. Birçok DAiŞ çetesi artık sadece kendi hayatını kurtarmaya çalışıyor. Bu nedenle onlardan birçoğu kaçıyor. Çeşitli şekillerde kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Bazen kılık değiştiriyorlar, bazıları direkt bize teslim oluyor, bazen kaçarken bizim gücümüz tarafından vuruluyor, bazılarını da DAiŞ kendisi infaz ediyor. Bizim elimize ulaşan bazı bilgilere göre 300 DAİŞ elemanı DAİŞ tarafından tutuklanmış. Bunlar kaçmaya çalışırken yakalanmışlar.

'TÜRKİYE İLE MANEVİ İLİŞKİSİ DE VAR'

Reqa şehrinde size karşı savaşan çeteler daha çok Suriyeli olanlar mı, yoksa diğer ülkelerden de var mı?

DAİŞ içinde Suriyeli olan çetelerin sayısı çok az kalmış. Bunların büyük bölümü gelip ya teslim oldular ya da farklı yerlere kaçtılar. Biz de Reqa'da yaşayan birçok Şêx aracılığıyla ailelere ulaşarak kendi çocuklarını onların içinden çekmelerini söyledik. Çünkü DAiŞ içinde kaldıkları müddetçe sadece onları ölüm bekliyor.

Bizim cihazdan takip ettiğimize göre ve elimize geçen cenazelere göre bunların çoğu yabancı olanlardır. Rusyadan var, Çeçenler var, Arap ülkelerinden var. Suudi, Irak, Mısır'dan var. Yine Türklerden var. DAİŞ eskiden de daha çok Türklere güveniyordu. Bizim önceki savaşlarda da tanık olduğumuz gibi DAIŞ'in en çok eleman geçirme ve yardım alma hattı Türkiye ve Türkiye sınırıydı. Bu nedenle DAİŞ Türkiye ile olan ilişkisine daha çok manevi bir anlam yüklüyor. Şimdi DAİŞ'in Türk elemanları var. Cihaz üzerinde sesleri geliyor. Elimizde cenaze ve esirleri var. Kanıtlarımız var yani. Öyle sadece söylemiyoruz.

Güçlerinize karşı daha çok hangi taktikleri kullanıyorlar?

DAİŞ intihar eylemleri ile kaç defa çemberi kırmaya çalıştı, bazı girişimleri oldu, saldırdı ama başarılı olamadı. Tam aksine darbe aldı, daha da kırıldı. Zaten her darbe aldıklarında arkadaşlarımız cihaz üzerinde onları dinliyordu. Birbirlerine çemberi kıracaklarını sandıklarını ama bunu başaramadıklarını, çemberi kırarak en azından bir çıkış yolu bulabileceklerini söylüyorlardı. Bu esas üzerine saldırıyorlar. Onun dışında kendilerini savunma dışında ellerinde bir şey kalmamış.

'REQA'DA ATILACAK ADIM SURİYE'NİN KADERİNİ BELİRLEYECEK'

Demokratik Suriye Güçleri olarak sizin Reqa'ya girmeniz ve Reqa hamlesinin bugün geldiği aşamayı ele alırsak, bu durum, uluslararası ve bölgesel dengeleri nasıl etkiledi?

Reqa savaşı başlamadan önce, Reqa'ya kim geçecek üzerine çok tartışma vardı. Fakat neticede Demokratik Suriye Güçleri, YPG ve YPJ ve QSD çatısı altında hamleye katılan farklı birçok bileşeniyle bugün Reqa ya girdiler. Bu güç baştan beri DAİŞ ile mücadelede vardı ve durmadı, şimdi de yürütülen savaşta yine aynı güç var. Bu gücün tek başına geçmemesi için farklı farklı çabalar vardı. Bunun nedeni, öncelikle bu gücün kendi başına geçmesini engelemek, iki güçlenmesini ve büyümesini engellemek içindi. Çünkü bugün Reqa'yı özgürleştirecek ve Reqa'ya yerleşecek güç açısından şöyle bir anlam da var, atılacak adım aynı zamanda Suriye'nin inşasında kaderi belirleyecek misyon taşıyor. Çünkü en büyük parçası olarak hesaplanıyor. Şöyle diyebiliriz, Reqa'yı özgürleştirecek olan gelişecek siyasette büyük bir söz sahibi olabilecek. Gücümüzün Reqa'ya geçmesinin şu anlamı var. Reqa Suriye için ileride demokrasinin, yaşamın açılan kapısı olacak. Şimdi Minbic örneğinde olduğu gibi. Yeniden yapılanmadan yeniden ordulaşmaya kadar ve bu ordu tüm Suriye'nin olacak. Suriye'nin tüm alan ve şehirlerini fark gözetmeden koruyabilecek. Bu da yeni bir Suriye'nin olacağı anlamına gelir. Şimdi eğer DAİŞ kendisine başkent olarak belirlediği şehirde yenilirse artık direnecek ve kendini tutacağı bir yeri kalmayacaktır. DAİŞ diğer alanlarda kaybettiğinde, mecbur kendisine başka bir alan bulması gerekiyordu. Ama kendi başkentinde yenilmesi, artık kendisini güçlendireceği ve var edeceği bir alanı olmayacak ve yeni bir süreç başlamış olacak. Bu genel Suriye için iyidir.

Sizin Reqa'da ilerleyişinize karşı duran gerek uluslararası, gerekse bölgesel güçlerin bu çabalarına yönelik neler söyleyebirsiniz?  

Nasıl ki biz Reqa'ya geçmeden önce de bize karşı duranlar vardı ve şimdi biz Reqa şehrinde olmamıza rağmen bu hala devam ediyor. Özellikle Türkiye'nin siyasetine yakın olan bölgeler, bu batı ülkeleri de olabilir ve bazı bölgesel güç ve ülkeler de olabilir, bunların başını yine çeken de Türkiye'dir. Nasıl ki Türkiye, Rojava için bir statü ve Rojava'nın kazanımlarını kabul etmiyorsa, şimdi aynı yaklaşımını Suriye için de sergiliyor. Zaten Türkiye'nin Suriye için bir çözüm projesi yok. Onun Suriye için projesi işgal etmektir. Nasıl ki Cerablus, Bab ve Ezaz'a askeri gücüyle geçtiyse bunu Reqa içinde yapmak ister tabii. Belki gücü Reqa'ya girmeye yetmedi ama şimdi bunu farklı yöntemlerle yapmak istiyor. Elbette Suriye rejimi ile de ilişkisi olabilir. Çünkü Reqa'nın bazı alanlarında Suriye rejimi de ilerlemek istiyor. Bir karışıklık yaratma çabası içine gireceklerdir. Bölgede bulunan Kürt, Arap, Çerkes, Süryani vs. halklar içinde bir hilafet çıkarmak isteyeceklerdir. Şu anda bazı arayışları var, QSD'ye alternatif olacak bir güç oluşturmak için. Özellikle uluslararası alanda Suriye halklarını, ya da arap halklarını temsil edecek bir güç bulmaya çalışıyorlar. Bu Kürtler için de geçerli. Yıllardır Kürt halkını temsil edecek güçler aramaya çalıştılar, şimdiye kadar başarılı olamadılar. Arap halkı için de başarılı olamayacaklardır. Neden? Çünkü, kanını döktüğün yere sahip çıkarsın. Bu Kürtler için ve Arap halkı için de geçerlidir.

Özellikle Türkiye ve tabii bununla birlikte Esed rejiminin siyasetine karşı uluslararası ülkelerin sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ve Esad rejiminin siyasetine karşı, uluslararası düzeyde bir destek görünürde yok, ama onlara karşı sessiz kalmak da aynı zamanda desteklemek anlamına gelir. Çünkü bugün ilerleyen güçlere uluslararası alanın her zamankinden daha fazla yardım etmesi gerekiyordu. Onun siyasi gücünü tanıma, askeri gücünü tanıma olsun, her alanda tanıması ve destek vermesi gerekiyordu. Çünkü yeniden inşa edilen bir ülke, terörün, çetelerin elinden kurtarılan, özgürleştirilen bir ülke ve Arabıyla, Kürdüyle, Süryani ve Çerkesiyle kendi iradesi ile yaşamaya çalışan bir ülke. Bu anlamda bir kısım uluslararası devletlerin sessizliği bir anlamda karşı siyasetlere destek vermektir. Biz öyle tanımlıyoruz.

'HİÇBİR TEHDİT CEVAPSIZ KALMAYACAK!'

Genel Suriye üzerinde bir işgal söz konusu. Bu özellikle Türk devleti tarafından açıktan yapılıyor. Bu işgal karşısında QSD olarak tutumunuz ne olacak?

Genel Suriye içinde şunu demek istiyorum. Bu gerek Cerablus için olur, Bab olur, yine ezaz olur... Çünkü şimdi de farklı tehditler var. Türkiye devleti şimdi de güçlerini çoğaltıyor, yine bazı farklı isimlerle ordu kurmaya çalışıyor, gerçekten de Suriye halkları üzerine bir felaket getirmeye çalışıyor. Zaten yıllardır böyle bir çabası vardı. Güçlerimizin öncelikli görevi bu topraklar üzerinde yaşayan halkların savunmasını yapmaktır. Hangi güç olursa olsun, nereden gelirse gelsin, bizim savunmamız esastır ve bu güçler cevapsız kalmayacaktır. Şimdi biz Reqa'da savaşıyoruz ancak hangi alanda tehlike olursa gücümüz karşısında duracaktır. Bu topraklar üzerinde yaşayan halklara yönelik hangi güçten saldırı gelirse cevapsız kalmayacaktır.

Reqa hamlesinden sonra QSD olarak ilerlemeye devam edecek misiniz?

Bunun tartışması uzun zamandır yapılıyor. Bizim için Suriye toprakları içinde belli bir sınır yoktur. Kim olursa olsun tehlikede olan her halk için biz öncelikli olarak hem insani bir görev olarak hem de biz bu halka borçluyuz ve bu halka olan borcumuzu ödemek zorundayız. Bunu ödemenin yolu da halkı ve bu toprakları korumaktır. Nerede olursa olsun DAİŞ tehlikesi altında olan her yerde DAİŞ karşısında bizi bulacaktır. Bazı yerler daha tartışmadadır, bazı yerler için şimdilik isim vermek istemiyoruz ancak, DAİŞ tehlikesi altında olan her yerde DAİŞ karşısında bizi bulacaktır. Reqa'dan sonra da bizim mücadelemiz DAİŞ'e karşı daha da güçlenerek devam edecektir.