Zorla yerlerinden edilen 121 bin kişi güvenli bölgede
25 bin ailenin, yani 121 bin kişinin Efrîn-Şehba Kantonu’ndan Özerk Yönetim alanlarına geçtiğini belirten Şêxmûs Ehmed, BM ve diğer kuruluşlara, Özerk Yönetim’e destek çağrısında bulundu.
25 bin ailenin, yani 121 bin kişinin Efrîn-Şehba Kantonu’ndan Özerk Yönetim alanlarına geçtiğini belirten Şêxmûs Ehmed, BM ve diğer kuruluşlara, Özerk Yönetim’e destek çağrısında bulundu.
İşgalci Türk devleti ve çetelerinin 29 Kasım’da Şehba ve Til Rifat’a dönük gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle 200 bini aşkın insanın hayatı tehlikeye girdi. Efrîn-Şehba Kantonu Meclisi’nin halkın güvenliğini sağlamak amacıyla aldığı tahliye kararı sonrası, 121 bin kişi Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin kontrolünde olan alanlara yerleştirildi. Konuya ilişkin ajansımıza konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Göçmen İşleri Dairesi Eşbaşkanı Şêxmûs Ehmed, “Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer kuruluşlar bölgeye destek sunmalıdır. Ancak bu destek yalnızca maddi yardımlarla sınırlı kalmamalı; işgalci Türk devleti ve çetelerine karşı politik tavır alınmalı ve bu zulümden sorumlu işgalciler yargılanmalıdır” ifadelerini kullandı.
TEBQA VE REQQA’DA İKİ ANA MERKEZ KURULDU
Efrînli halkın iki veya daha fazla kez zorunlu göçe maruz kaldığını vurgulayan Şêxmûs Ehmed, “Katliamların nedenlerini ve daha büyük katliamların yaşanmasını önlemek amacıyla halk, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı güvenli alanlara tahliye edildi. Özerk Yönetim’in tüm kurum ve kuruluşları seferberlik ilan etti. Ayrıca göçmenlere yardım için bir kriz masası kuruldu. Kurumlar ve bölgede yaşayan halklar seferberlik halinde hareket geçti” dedi.
Göçmenleri karşılamak amacıyla Tebqa ve Reqa’da iki ana merkezin kurulduğunu belirten Şêxmûs Ehmed, şöyle devam etti: “İlk günlerde oldukça zor günler yaşandı. Göçmenleri iyi karşılayabilmek için büyük bir çaba sarf edildi. Son günlerde istenen düzey tam sağlanmış olmasa da bir düzen sağlanmış durumda. İlk merkezler olarak belirlenen Tebqa ve Reqa, ardından Efrînli halkımızın Fırat ve Cizre Kantonlarına nakledilmesine olanak tanıdı. Böylece yaşanan zorlukları en azından bir nebze de olsa aşabilmiş olduk.”
Şêxmûs Ehmed, göçmenlerin ihtiyaçlarına da şu sözlerle değindi: “En zorlu konulardan biri, göçmen halkımızı yerleştirmektir. Genel olarak çadırlar açtık, okullara yerleştirdik; stadyum ve camileri kullandık, ancak bu sürekli devam edecek bir durum değildir. Kalıcı yaşam koşulları oluşturmak şarttır. Kadınların ve çocukların iyi bir sağlık hizmeti alması da son derece önemlidir. Önceliğimiz, yeterli yerleşim alanları oluşturmak ve sağlık hizmetlerini sağlamak olmalı.
121 BİN KİŞİ GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI
Göçmenleri iyi bir şekilde karşılamak için etkili bir örgütlenme gereklidir. Göçmenler, Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı hemen hemen her kente, köye, okula vb. yerlere dağılmış durumdadır. Dolayısıyla, bu göçlerle ilgili komitelerin iyi bir hazırlık yapması şarttır. Bu komiteler, her bir göçmene ulaşmalı ya da göçmenlerin bu komitelere ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Bu çerçevede etkili bir örgütlenme yapısı oluşturulmalıdır. Ancak bu örgütlenme sadece Özerk Yönetim kurum ve kuruluşlarına, komünlere bırakılmamalıdır; halkımız da elinden geleni yapmalıdır.
Bir göçmen bile ortada kalmamalıdır. Her bir göçmenin ihtiyaçlarının giderilmesi ve yeni yaşam alanları oluşturulması için gerekli destek sağlanmalıdır. Elbette, bu konular uzun bir zamana yayılabilir ve kısa sürede hallolabilecek durumlar değildir. Bir veya iki kişiden değil, yüzbinlerce insana hizmet vermekten bahsediyoruz. İyi bir örgütlenme ile bu zor durumu atlatacağımıza inanıyorum.”
25 bin ailenin, yani toplamda 121 bin kişinin Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Bölgesi’ne ulaştığını hatırlatan Şêxmûs Ehmed, “Büyük bir sayı şu an Tebqa’da toplanmış durumda. Ardından sırasıyla Reqa, Cizre Kantonu ve Kobanê gelmektedir. Çoğu insanımız göçmenlere evini açtı; günlerce onları evlerinde misafir ederek maddi ve manevi destek sağladı. Kriz ve kaos ortamında bölge halkımızın sunduğu bu desteklerden dolayı tüm halkımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz” diye konuştu.
GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALANLARIN ARASINDA ARAP VE TÜRKMENLER DE VAR
Göçmenlerin büyük çoğunluğunun Kürt halkından olduğunu, ancak Arap ve Türkmenlerin de bulunduğunu kaydeden Şêxmûs Ehmed, “Bölgeye ulaşan halkımızın sayısı oldukça fazladır ve bu durum, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin maddi gücünü aşmaktadır. Heyva Sor a Kurdistan’ın büyük destekleri oldu. Bu bağlamda, ilgili uluslararası kurum ve kuruluşların da bölgeye yönelik destek sağlaması şarttır. Sağlık malzemelerine acil ihtiyaç duymaktayız ve mevcut hastanelerimiz, bu kadar yüksek sayıda göçmeni ve sağlık sorunlarını karşılayacak kapasitede değildir. Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer kuruluşlar, bölgeye destek sunmalıdır. Ancak bu destek, yalnızca maddi yardımlarla sınırlı kalmamalı; işgalci Türk devleti ve çetelerine karşı politik tavır alınmalı ve bu zulmün sorumlu işgalcileri yargılanmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.