İspanyalı heyet: 14 Mayıs'ta saatlerce karakolda tutulduk ve ülkeden gönderildik

Podemos, Esquerra Republicana, Ebhildu ve CUP’tan oluşan heyet, "14 Mayıs'ta saatlerce karakolda tutulduk ve ülkeden gönderildik. Türk polisinin baskıcı varlığını yerinde tespit ettik" dedi.

14 Mayıs seçimlerini yerinde izlemek üzere Türkiye ve Kurdistan’a giden Bask, Katalan, Galiçyalı ve İspanyol gözlemcilerden oluşan heyet, açıklama yaptı. Basın açıklaması metninde, Kürt halkının sistematik baskıya maruz kaldığı,  HDP'nin Erdoğan rejimi tarafından kapatılmak istendiği, seçimlerde polisin sürekli ve baskıcı pratiğinin yerinde gözlemlendiği belirtildi.

 'TÜRK POLİSİNİN BASKISINI YERİNDE GÖZLEMLEDİK'

Podemos, Esquerra Republicana, Ebhildu ve CUP gibi siyasi partilerin ortak imzasıyla yayımlanan açıklama şöyle:

“Kürt halkı Orta Doğu'nun en eski ve en kalabalık halklarından biridir. Ortak bir tarih, kültür ve dille birleşmiş 25 ila 35 milyonluk bir topluluktur.
Tarihsel olarak, farklı hükümetler tarafından sistematik baskıya maruz kalmıştır: sivil nüfusa yönelik kitlesel bombalamalar, zorla yerinden etme, hapis, kovuşturma, yok etme girişimi vb. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, çeşitli seçim süreçlerinde daha da kötüleşen sistematik insan hakları ihlalleri ile Kürt halkına sistematik olarak zulmetmiştir. Halkların Demokratik Partisi (HDP), belediye başkanlarının ve belediye meclis üyelerinin nasıl görevden alındığını, milletvekillerinin tutuklandığını, yargı süreçlerinin yasadışı ilan edilme tehdidiyle yürütüldüğünü vb. gördü.
Bunun bir sonucu olarak HDP, geçtiğimiz 14 Mayıs Pazar günü yapılan seçimlerde Türkiye'deki ilerici ve demokratik solun büyük bir birleşimi olan Yeşil Sol Parti'nin listesinde yer almaya karar verdi.
Katalonya, Bask ülkesi, Galiçya ve İspanya'dan bir heyet, seçim sürecini Siirt şehrinden izlemek üzere ülkeye gitti. Heyet, hem siyasi etkinliklerde hem de seçim kurullarında oy kullanma sırasında polisin sürekli ve baskıcı varlığını yerinde doğrulayabildi.

'ÜLKEYİ TERK ETMEYE ZORLANDIK'

Amacı seçim gününü belgelemek olan heyetin kendisi Pazar günü Türk polis yetkilileri tarafından sorgulandı ve sorgusu bittikten sonra saatlerce bir polis karakolunda tutularak ülkeyi terk etmeye zorlandı. Türk hükümetinin, insan haklarının veya demokratik sistemin sistematik olarak ihlal edildiğine dair uluslararası düzeyde yapılacak her türlü tespiti sindirme ve korkutma niyetinden kaçış yoktur.

Kısacası, Kuzey Kurdistan ve bir bütün olarak Türkiye, önümüzdeki 28 Mayıs'ta yapılması planlanan ikinci turdan itibaren değişebileceğini umduğumuz otoriter ve baskıcı bir hükümet altındadır."