Amed mitingi: AKP-MHP faşizminin yarın son günü!

Amed mitinginde yapılan konuşmalarda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü haykırılırken, AKP-MHP faşizminin yarın son günü olduğu vurgulandı.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin (Yeşil Sol Parti), 14 Mayıs seçimleri kapsamında Amed'in Yenişehir ilçesinde bulunan İstasyon Meydanı'nda on binlerin katılımıyla düzenlediği final mitingi büyük bir coşkuyla devam ediyor. On binler, hep bir ağızdan "Jin, jiyan, azadî" ve "Bijî serok Apo" sloganları atıyor.

 ÖZTÜRK: ABDULLAH ÖCALAN DEMOKRASİNİN YOLUDUR

Adayların sahne almasının ardından Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Amed milletvekili adayı Berdan Öztürk, büyük bir coşkuyla halka hitap etti. Öztürk, "Amed uyuma özgürlüğüne sahip çık" sloganları üzerine "Ben Amed ile gurur duyuyorum" dedi.
7 yıldır Kürtlerin ve Kürtçenin inkar edildiğini belirten Öztürk, alandaki kitleye işaret ederek, "Evet, sonu görünmüyor. Siz en büyük cevap verdiniz. Amed Kurdistan'dır, Kurdistan burada" dedi. 5 Nisan 2015 tarihinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırıldığını belirten Öztürk, "Bu tecrit kalkacak. Bu sıradan bir tecrit değil. Sayın Öcalan barışın yoludur, demokrasinin yoludur. Bu tecridi neden ağırlaştırdılar; Kürtleri iradesiz bırakacağız ve yok edeceğiz dediler. Gelin bakalım buraya" diye konuştu.  
Öztürk, CHP'li adayların Kurdistan'da kendilerine oy verilmesine dair söylemlerini eleştirerek, "Bizim tek bir oyumuz var, o da Yeşil Sol Parti'ye verilecek oydur" dedi.

 AŞITÎ: DİNİ KULLANIP ZULÜM YAPIYORLAR

Azadî Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşıtî, 14 Mayıs seçimlerinin önemine işaret ederek, "İslamiyet üzerinden bizi kandırıyorlar. Kuran-ı Kerim sadece bir dil, halk için değil. Tüm insanlık içindir. Ülkeyi yönetenler, insanlar arasında ayrım koyamaz" dedi. Aşıtî, tüm Ortadoğu'da, özelde Türkiye'de din adı altında zulüm yapıldığını belirterek, "14 Mayıs'ın bu zulmün son ermesi umuduyla" diye kaydetti.

TAŞKIRAN: ÖZGÜRLÜK BİRLEŞEREK GELECEK

ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, "Zindanlarda, sokaklarda direnen yoldaşlarımıza merhaba. Biz büyük bir kavganın temsilcisiyiz. Ölümlerden, zulümlerden, soykırımlardan geçmiş bir halkın evlatlarıyız. Her yerde direnenlerin yoldaşlarıyız. Bizler özgürlük için mücadele edenleriz. Kim olduğumuzu unutmuyoruz. Yarın hiçbir şeyin sonu değil, başka bir başlangıç. Bizim kavgamız 14 Mayıs'tan sonra da devam edecek. Çünkü özgürlük birleşerek gelecek. Özgürlük yürüyüşümüz devam ediyor" diye konuştu.
Bu sırada "Direne direne kazanacağız" sloganı yükseldi. Taşkıran, oylara ve sandıklara sahip çıkma çağrısı yaptı.

MAÇİN: AMED ÖZGÜRLEŞMEDEN ANKARA'DA DEMOKRASİ OLMAZ

Kurdistan Komünist Partisi'nden Nusrettin Maçin, AKP-MHP iktidarının, 8 yıldır ilkesiz, ahlaksız ve kirli bir savaş yürüttüğünü belirterek, “Sadece Bakur'da değil, Rojava'da, Başûr'da ve Paris'te; Kürtlerin nerede bir kazanımları varsa orada kirli bir savaş yürüttü. Şimdi Türkiye'nin ve Kurdistan'ın ekonomisini talan ettiler. Savaşa milyar dolarlar harcanıyor. Amed özgürleşmeden Ankara'da demokrasi olmaz. Kurdistan'ın özgürleşmesi bundan kaynaklı çok önemli. Bu seçimlerde AKP'yi tıpış tıpış göndereceğiz" ifadelerini kullandı.  

BOZYEL: KÜRT HALKI ONURLU MÜCADELE YÜRÜTTÜ

PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel, Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılında olduklarına dikkat çekerek, "Kurdistan bu antlaşmayla 4'e bölündü. Kölelik halkımıza dayatıldı. Ancak Kürt halkı hiçbir zaman baş eğmedi. Hiçbir zaman zulüm ve zorbalığa evet demedi. Köleliği kabul etmedi. Büyük bir onurlu mücadele yürüttü. Şimdi de zor ve zorbalık Kürt halkı üzerinde sürdürülüyor. Ancak bu Lozan sistemi de artık günbegün yok oluyor" diye konuştu.
Bozyel, 4 parça Kurdistan'daki kazanımlarına işaret ederek, "Özgürlüğe hiç olmadığı kadar yakınız. Biz de savaş istemiyoruz, eşitlik, demokrasi ve özgürlük istiyoruz" diye kaydetti. Bozyel, Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması gerektiğini belirterek, "Kürtler eşitlik üzerinden federal bir sistemde diğer halklarla birlikte yaşasın istiyoruz. Bu insanı bir haktır. Kürtler özgürleşmeden, Türkiye halklarına demokrasi de yoktur ekmek de yoktur" dedi.
Bu sırada "Kurdistan faşizme mezar olacak" sloganları yükseldi.

DEMİRTAŞ: TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMEYE HAZIRIZ


Sahnede yarınki seçimlere işaret edilerek, sık sık "Müşahit ol" çağrısı yapıldı. Ardından Başak Demirtaş, yüz binlere seslendi. Demirtaş, "Yıllardır bize yapmadıkları zulüm kalmadı. Gelin ulusal birlikle birlikte olalım. Yeşil Sol Parti ağacımızın altında buluşalım. Artık 'Êdî bes e ji te re oxir be' diyelim" diye konuştu.
Bu sırada tutsak HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın seçmenlere dönük sesli mesajı okundu. Demirtaş, mesajında herkesi sandığa ve göreve çağırarak, "Emin olun, kazanacağız. Mutlaka kazanacağız" dedi.

 MIZRAKLI: BİRLİKTE ÖZGÜRLEŞECEĞİZ

Ardından Amed Büyükşehir Belediyesi'nin tutsak Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı'nın mesajı okundu. Mızraklı mesajında, "Merhaba Amed, merhaba onurunu sevdasını en yüce değer olarak görenler, merhaba Yeşil Sol'a sahip çıkanlar. Üçüncü Yol siyasetimizi yaşamın her alanında uyguluyoruz. Attığımız adımlarla özgürlük kapısını açacak anahtar oldunuz. Bu akşamı da boş geçirmeyelim. Kazanılması gereken bir kişi varsa kazanalım. Buluşmamıza az kaldı. Elbet kucaklaşacağız. Sadece bir gün sürecek. Diğer gün depremin yaralarını saracak, iş, aş, sanat, sağlık ve mutluluğa çalışıp, birlikte özgürleşeceğiz" ifadelerine yer verildi.

KAMAÇ: KÜRT HALKININ İRADESİ KIRILMAZ

İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Mehmet Kamaç, "Amed bugün mesajı verdi. Ne yaparsanız yapın Kürt halkını iradesi asla kırılmaz. Bizim amacımız kazanmaktır. Uzun bir süredir iktidarı şiddetli bir şekilde bizim üzerimize geliyor. Onların amacı, Kürt halkın iradesini kırmak. Ancak Kürt halkı boyun eğmedi" dedi. Kamaç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kayyum açıklamalarına işaret ederek, "Amed'e bak. Kürt halkının iradesi kırılmaz. Senin 24 saatin kaldı. Seni tarihin çöplüğüne gönderecek” diye seslendi.

AYDENİZ: KÜRT DÜŞMANLARINA CEVAP VERİLECEK

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, "Amed denildiğinde 4 parça Kurdistan aklımıza gelir. Amed denildiğinde direniş ve başkaldırı aklımıza gelir" diyerek sözlerine başladı. Aydeniz, "Herkes bu alana baksın ve korkusu büyüsün. İktidar yüzyıllık politikalarla Kürt halkına düşmanlık yapıyor. Ancak Kürt halkı ve Amedliler sizin korkunuzu büyütecek. Amed'ten bugün verilen mesajı tüm iktidarlar görmeli. Bu iktidar, bütün Kürt düşmanlarıyla bir araya gelerek, ittifak kurdu. Ancak Kürt halkı, Kürt düşmanı ittifakları ve kadın düşmanı ittifaklara karşı asla diz çökmedi" dedi.  
Aydeniz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kayyım açıklamalarına işaret ederek, "Kürt halkından, duruşundan ve belediye eşbaşkanlarından rahatsızız' diyorlar. Ey Erdoğan sesimizi duy; bir iki kişiye kayyum atadınız ancak biz de milyonlarla kayyumlarınızı atayacağız. Bunu iyi bilin" diye kaydetti.  
Aydeniz, "Tutuklu arkadaşlarımız, Kürdistan'ın özgürlüğü için direniyorlar. Bundan kaynaklı buradan diyelim: Kayyımları göndereceğiz ve Selçuk Mızraklı gelip o koltukta oturacak. Bu iktidar, düşmanlık üzerine politikalarını sürdürüyor. Bugün yürütülen kirli savaş nedeniyle büyük krizler yaşanıyor. Siyasi ve ekonomik krizler oluşuyor. Bunun temel nedeni de Kürt sorunun çözülmemesinden kaynaklı. Eğer Kürt sorununu çözmek isteseydiler tecridi bu kadar ağırlaştırmazlardı. Çünkü demokrasi ve eşitlik istemiyorlar. Tecrit insanlık suçudur" diye kaydetti.
Aydeniz, şöyle devam etti: "Kurdistan'da oy isteyenlere soruyoruz: Siz Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dair ne söylüyorsunuz? İmralı'ya yaklaşım demokrasiye yaklaşımdır. İmralı'ya yaklaşım özgürlüğe yaklaşımdır. Öcalan özgür olmadan Kürt halkı da Türk halkı da özgürleşmez. Sayın Öcalan özgürleşmeli."

 AKIN: SARAY REJİMİNİ GÖNDERMEYE BİR GÜN KALDI

Daha sonra konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, "Barışın ve kardeşliğin şehri Amed merhaba. Amed'den demokrasi geçer, özgürlük geçer. Demokratik cumhuriyet buradan geçer. Çok az kaldı. Türkiye tarihinin en önemli seçimini yaşıyoruz. Bir gün kaldı. Bir gün sonra onları gönderiyor muyuz? Nasıl Dehaqları gönderdiysek, saray rejimini göndermeye de bir gün kaldı. Bir günlük canları kaldı" mesajı verdi.
Akın, şöyle devam etti: "Sizler Yeşil Sol Parti'yi en kısa zamanda sahiplendiniz. Çünkü o tarihimizin köklerinden gelen büyük bir ağaç. O ağacın altında bütün emekçiler toplandı. Sarayın korkulu rüyası haline geldiler. Saray rejimi de korkudan kaybettiğini kabul ediyor. Göndermeye az kaldı. Yarın bir oyla sandıklarda onları göndereceğiz. Bir günümüz kaldı. Çok işimiz var. Artık öyle bir noktaya geldi ki yüzdük sonuna geldik. Yeşil Sol Parti önümüzdeki süreçte cumhuriyetin demokratikleşmesi için çok önemli bir görev üstlendi. Bu görev sizlerle birlikte var. 15 Mayıs'ta omuz omuza halaya durmak istiyorsak, yarın tarihi görevimizi yerine getireceğiz. Sonra sandıklarımıza sahip çıkacağız. Kararsız yoldaşlarımızı oy kullanmaları için sandıklara götüreceğiz. 15'inden sonra yeni bir cumhuriyetin, demokratik cumhuriyetin inşası için güçlü bir parlamento olacak. Yeşil Sol Parti parlamentosu barışı ve özgürlüğü getirecek."

SANCAR: AMED KARARINI VERMİŞ

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, şunları söyledi:
"Amed kararını vermiş, Amed hazır, Amed bu ülkede değişimin öncülüğünü yapmaya çoktan hazır. Yarın bunu sandıklarda gösterecek Amed. Sizler kararınızı verdiniz elbette. Bütün siyasi rehine olarak tutulan yoldaşlarımız, bugün selamını burada dinlediğiniz Selahattin Demirtaş yoldaşımız, Selçuk Mızraklı, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, adını sayamadığım yüzlerce, binlerce yoldaşımız sizlerin oyları ve iradesiyle, sizlerin mücadelesiyle elbette özgürlüğe kavuşacak, özgür günlerde burada el ele, hep birlikte halay çekeceğiz, birlikte özgürlük şarkıları söyleyeceğiz.

 Bakın Erdoğan geçen gün ne diyor, ‘Sevgili Kürt kardeşlerim, sizler samimi gayretlerimizin en yakın şahitlerisiniz’ diyor. Evet, Kürt halkı sizlerin yaptığınızın her birini iyi biliyor, yaptıklarınızın şahididir, hiçbirini unutmuyor. Neler yaptınız, kayyumlar atadınız, Kürt halkının iradesinin üstüne çöktünüz. İrade gaspını unutmuyor Amed, unutmuyor. Kumpas davalarını unutmuyor, yoldaşlarımızı binlerle tutuklayarak cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutmanızı unutmuyor Amed. Dil yasaklarını, hafızaya saldırıyı Amed unutmuyor. Erdoğan ve ortaklarının savaş politikalarının şahididir Amed, Kürt düşmanlığı üzerine kurulan bu ittifakın ülkeyi sürüklediği felaketin şahididir. Erdoğan ve ortakları Kürt düşmanıdır. Bu ittifak, Kürt düşmanlığı üzerine kuruludur. Amed yarın size öyle bir ders verecek ki bir daha asla unutamayacaksınız. Hazır mıyız Amed? Ne yapacağız. Yarın sandığa gidiyoruz, Amed’in iradesini nasıl ortaya koyduğumuzu gösteriyoruz, 12 milletvekilini 12’sini de Meclis’e gönderiyoruz.

'İRADEMİZİ ÇALDIRMAYACAĞIZ'

Kürt halkı oyunu nereye vereceğini biliyor. Kürt halkı, Türkiye halkları, Ortadoğu halkları Amed’in mücadelesiyle, Amed’in direnişiyle gurur duyuyor. Evet, Kürt halkı Erdoğan ve ortaklarının bu savaş koalisyonunun neler yaptığını çok iyi görüyor, iyi biliyor. Onun için oyunu nereye atacağını da çok iyi biliyor. Kürt halkı oyunu özgürlüğe, haklara, hukukuna atacak. Hakkını, hukukunu, özgürlüğünü savunacak. Bunu en güçlü şekilde bu savaş, inkar, imha ve talan iktidarına ittifakına gösterecek Amed. Mahcup ediyorsunuz bizi, biz size layık olmaya çalışıyoruz. Sizlerin on yıllardır biriktirdiği mücadeleyle, buraya getirdiği mirasla, kazanımlarla biz gurur duyuyoruz. Size borcumuz var, bizler bu halk borçluyuz. Bu halka özgürlüğü getirmeye, haklarını kazandırmaya, hukukunu kurmaya sorumluyuz. Biz bunun borcun altındayız. O nedenle biz sizinle gurur duyuyoruz, biz size borçluyuz.
Bugün bu coşkunuz, yarın Türkiye’yi bambaşka bir güne taşıyacak, bu coşku Türkiye’nin dört bir yanındaki eşitlik ve özgürlük iradesiyle bütünleşecek, bu ülkeyi aydınlığa taşıyacak. Bakın yarın 14 Mayıs, ertesi gün 15 Mayıs. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı, aynı zamanda Kürt halkı 15 Mayıs’ı hem seçim zaferi hem de dilinin bayramı olarak kutlayacak. Boynumu sizin önünüzde saygıyla minnetle eğiyorum. Sevgili Amedliler, Kürt halkı, Türkiye’nin bütün halkları, şiirin devamını okuyacağız. Yarın hepimiz sandıklara gideceğiz. Arkadaşımız, dostumuzu, komşumuzu, akrabamızı sandığa götüreceğiz. Oylarımızı kullanacağız, oylarımıza sahip çıkmak için her birimiz sandık görevlisi gibi çalışacağız. İrademizi çaldırmayacağız.
'Saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter, menekşeler de açılır üzerimize, leylaklar da güler. Bu günlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler.' Direnerek geldik, direne direne kazandık, şimdi bu direnişi inşayla bütünleştireceğiz. Direnişin üzerine yeni bir yaşamı inşa edeceğiz. Demokratik Cumhuriyeti inşa edeceğiz Bu direnişin üstüne aynı zamanda Kürt sorununa demokratik çözümü inşa edeceğiz. Bu ülkeye büyük barışı, birlikte getireceğiz hem bu ülkeye hem Ortadoğu’ya. Kürt sorunu demokratik bir şekilde çözülürse, bu ülkeye, Ortadoğu’ya barış gelir. Bunun için bizleri, Yeşil Sol Parti en güçlü şekilde Meclis’e göndereceksiniz.

 Bizler yeni yaşamın inşasında motor gücü olacağız. Belirleyici aktör olacağız, Demokratik Cumhuriyetin inşasını bizler yapacağız. Barışın da hem kurucu hem güvencesi olacağız. Onun için Yeşil Sol’un ağacı altında buluşuyoruz. Türkiye’de barış ve kardeşlik isteyen, demokrasi, eşitlik, özgürlük isteyen herkes mührü ağacın altına vuruyor. O ağacın kökleri bu topraklarda, dalları bütün Türkiye’ye yayılmış, yaprakları özgürlük, eşitlik ve barış içindir. O nedenle yarın bu ağacın altına mühürleri basıyoruz ve en güçlü temsiliyetle Yeşil Sol’u Meclis’e gönderiyoruz.

 Bunu yaparken en başta Erdoğan’ı gönderiyoruz. Tek adam rejimine son veriyoruz. Türkiye’ye aydınlığın yolunu bizler açıyoruz. Bizler bu yolda en güçlü şekilde yürüyeceğiz. Onun için desteğinize ihtiyacımız var. Onun için Meclis’e en güçlü şekilde girmeye ihtiyacımız var. Bizi asıl olan, kurucu olan, demokrasi, barış ve özgürlük için güvence olan biziz. Yarın sandığa gidiyoruz, 15 Mayıs’ta aydınlığa uyanıyoruz. Ve yolumuz açıktır."

Miting, Gölgedekiler'in sahne almasıyla son buldu.