Mayıs seçimlerine sayılı günler kala sandık güvenliği ile ilgili toplumun kaygıları artmaya başlıyor. AKP-MHP iktidarının önceki seçimlerde başvurdukları seçim hilelerinin bu seçimde de tekrarlanmaması için muhalefet kanadı azami bir çaba içerisinde. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçime ilk kez gireceği için 14 Mayıs günü sadece müşahitler ve avukatlarla güvenliği sağlamaya çalışacak. 

Bir süre HDP’nin seçim işlerinden sorumlu olan Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, seçim güvenliği ve toplumdaki kaygılara ilişkin konuştu.

Seçim güvenliğinin sadece oyların kullanacağı günden ibaret olmadığını belirten Tiryaki, seçim takvimi ve öncesini de ilgilendiren bir süreç olarak algılanması gerektiğini kaydetti. Siyasetin finansmanı meselesinin de seçim güvenliği açısından çok önemli olduğunu söyleyen Tiryaki, basın yayın organlarının siyasi partilere ve çalışmalarına eşit mesafede yaklaşmamasının da seçim güvenliğine gölge düşürdüğünü vurguladı.

SEÇİM GÜVENLİĞİ VE OLANAKLARI

Tiryaki, şöyle devam etti: “İktidar partileri öteden beri kamu kaynaklarını sınırsız bir şekilde kullanıyor. Bugün de görüyorsunuz ki AKP Genel Başkanı, aynı zamanda cumhurbaşkanı kimliğiyle bütün çalışmalarını kamu kaynaklarıyla yürütüyor. Yani siyasi partinin olanaklarıyla değil, kamunun kaynaklarıyla, etrafında binlerce güvenlik görevlisiyle, devlete ait uçaklarla her bölgeye bunları kullanarak gidiyor. Yetmiyor, yasak olduğu halde her tür açılışa yine AKP Genel Başkanı olarak değil cumhurbaşkanı şapkasıyla gidiyor. Bütün bunlar aslında siyasetin finansmanı açısından iktidar partisinin lehine durumlar olarak altı çizilmesi gereken konular. Dolayısıyla siyasetin finansmanı Türkiye'de eşit değil. Muhalefet partileri aynı olanaklara sahip değil.”

Yeşil Sol Parti’nin sandık kurullarına görevli verememesinin nedeninin HDP’nin kapatma davasıyla ilgili olduğunu hatırlatan Tiryaki, “Zaten sınırlı olanakları var muhalefetin. Sınırlı olanaklarımız var. Halkımızdan aldığımız destekle siyaset yürütüyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalarla yıktığımız barajlarla elde ettiğimiz hazine yardımının kesilmesi konusunda da iktidarın emriyle hareket eden başsavcılığın başvurusu oldu. Dolayısıyla siyasetin finansmanı açısından ciddi bir sorun var. Dolayısıyla burada da aslında seçim güvenliğinin aleyhine bir durum söz konusudur. Siyasetin finansmanında bir seçim güvenliği ve medyanın kullanılması konusunda bir seçim güvenliği sorunu var. Elbette seçim günüyle ilgili de bir dizi sorunlar var. Şimdi seçime siyasi partiler giriyor. Siyasi partiler seçimin sahipleri ve yarışanlar da onlardır. Seçim kurullarında siyasi partilerin temsilcileri var. İlçe kurullarında dört siyasi partinin üyesi var. Aynı zamanda partilerin temsilcileri var” diye konuştu.

'ARKADAŞLARIMIZ SANDIKLARIN BAŞINDA OLACAK'

Tiryaki, konuşmasını şöyle sürdürdü: “HDP ile seçime girmiş olsaydık bütün ilçe seçim kurullarında üyelerimiz olacaktı. Özellikle bölgede ilk 5 parti arasında yer aldığımız için bütün sandık kurullarına üye vermiş olacaktık. Büyük şehirlerin neredeyse tamamında sandık kurullarına üye vermiş olacaktık. Ama kapatma tehdidi nedeniyle HDP olarak seçime girmediğimiz ve Yeşil Sol Parti listelerinden seçime gireceğimiz için ilçe seçim kurulu üyeliklerimizin tamamı düştü. Sadece temsilci olarak gözlemleme şansımız olacak. Sandık kurulu üyesi de veremiyoruz. Bu yüzden önceki yıllarda olduğu gibi müşahitler aracılığıyla sandık güvenliğini sağlamaya çalışacağız. Okullarda sorumlu arkadaşlarımız olacak. Avukatların da içerisinde yer aldığı binlerce arkadaşımız itiraza yetkili kişi olarak ilçe seçim kurullarında, okullarda görev yapacaklar. Sandığa sahip çıkma konusunda sandık kurulu üyesi veremesek de önemli alanda bu görevi yapabileceğimizi düşünüyoruz. Yüzde yüz olmasa da yüzde doksan oranında etkili olduğumuz bütün yerlerde, illerde, ilçelerde, köylerde mutlaka arkadaşlarımız sandığın başında olacaklar.”

'YSK GÜVENSİZLİĞİ TETİKLİYOR'

Seçmenlerin oy kullanma günü ile ilgili güvensizliklerinin kaynağının bizzat Yüksek Seçim Kurulu olduğunu belirten Tiryaki, “Verdiği kararlarla toplumun büyük bir bölümünden güvensizlik yaratıyor. Somut olarak çalınan oyların dışında bir tartışma yürüyor bu ülkede. Örneğin YSK, İstanbul seçimlerini sadece sandık kurulu görevlilerinin sıfatlarının memur olmasından dolayı seçimi iptal etmişti. Bunlar büyük bir kırgınlık yarattı. Yine 2019 seçimlerinde kazandığımız ama OHAL KHK’leri ile ihraç edilmeleri gerekçe gösterilerek 6 arkadaşımız belediye başkanlığı görevlerinden alındılar. Yine geçtiğimiz seçimlerde ‘güvenlik sorunu’ adı altında neredeyse 200 bin seçmenin bulundukları yerlerde oy kullanmaları engellendi. Mühürsüz oy pusulaları geçersiz sayıldı YSK tarafından. Bunların hepsi toplumun seçim güvenliği kaygısını tabii ki tetikliyor” şeklinde konuştu.

'KESİNLİKLE KAYBEDECEKLER'

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, seçim gününe ilişkin partilerinin önlemlerini ve çalışmalarını ise şöyle aktardı: 

 “Bizler seçim kararı alınmadan çok önce birçok arkadaşımıza eğitimler vermeye başladık. Şimdi peyderpey okul sorumlusu arkadaşlarımızın eğitimlerini sürdürüyoruz. Bundan 3 hafta önce müşahit arkadaşlarımız için hazırladığımız eğitim videolarımızı da yayımlamaya başladık. Eğitim çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. AKP’nin Genel Başkanı son zamanlarda her ne kadar tehdit edici bir dil kullansa da, seçimi darbe olarak nitelerse de, biz herkese AKP-MHP-BBP-HÜDA PAR ortaklığının kesinlikle kaybedeceğini söylüyoruz. Ellerinde kalan son kozları, provokasyonları da kullanmaya başlıyorlar ama halkımız tüm bu oyunları boşa çıkaracaktır.”