Zahit Mutlu: Saray ve saltanat İslam’la bağdaşmaz

İslam Masası Eş Sözcüsü Zahit Mutlu, AKP-MHP ittifakının dini kullanarak İslam’la örtüşmeyen bir şekilde halkı kontrol altında tutmaya çalıştıklarını ifade etti.

İslam Masası Eş Sözcüsü Zahit Mutlu, AKP-MHP ittifakının dini nasıl kullandığına ilişkin  ANF’ye konuştu. Toplumları manipüle etmek için dinin çok güçlü bir argüman olduğunu hatırlatan Mutlu, şunları söyledi: “İslam’da özellikle Emevilerle başlayan saray ve saltanat dönemi, ne yazık ki günümüzde zirve yapmıştır. Yezid’in Hz. Hüseyin ve ailesini ortadan kaldırırken toplumdaki infiali bastırmak için dini kullanarak Hz. Muhammed’e ait olmayan uydurma bir hadis üretir ve der ki, ‘Bizanslara karşı savaşıp Konstantin'i fetheden asker ne mübarektir.’ Tamamen kendi uydurmaları olan bu söylemle toplumu dizginlemeye çalışmış, büyük ölçüde de başarılı olmuştur.

O dönemde Müslümanların Bizanslılara karşı savaş hazırlığı vardı. Başka bir şey, Hanefi mezhebinin kurucusu olarak kabul edilen Ebu Hanife, Abbasilere destek verip Emevi hanedanına karşı adalet mücadelesi verdiğinde hapse atılır ve işkencelerden geçer. Abbasiler iktidarı ele geçirdikten sonra ne yazık ki Emevi anlayışını sürdürerek, saraydaki saltanat anlayışını devam ettirdi. Gayri İslami olan haktan, hukuktan ve adaletten tamamen uzak bu anlayışı sürdürdüler. Ebu Hanife, Abbasilere karşı adalet mücadelesini canı pahasına sürdürdü ve Abbasi yönetimince hapse atıldı. İşkencelerden geçirilen Ebu Hanife zehirlenerek öldürüldü.

Saray ve saltanat peşinde olan bu anlayış, İslam anlayışıyla bağdaşmaz. Bugün AKP ve ortakları, hem Emevi hem de Abbasilerin saray ve saltanat geleneğini sürdürüyor. Kendilerini, saraylarını ve yandaşlarını korumak için her şeyi mübah görerek, özünde İslam’la örtüşmeyen yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırmacılık ve adaletten tamamen yoksun bir anlayışı güçlü propaganda ve militar yöntemlerle toplumu kontrol altında tutmaya devam ediyor.”

İSLAMİYET IRKÇILIĞI REDDEDER

Türk İslam anlayışının Kürt düşmanlığına değinen Mutlu, İslamiyet’in ırkçılığı reddettiğini belirterek, “Kaynak olarak Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in hayatına bakarak net bir şekilde anlamamız mümkündür. Kuran-ı Kerim’den örnek verirsek, mealen ‘Sizi ayrı ayrı milletlerden yarattık, birbirinizle tanışasınız diye’ der. Ayrıca, ayrı ayrı dillerden bahseden ayetler de vardır. Hz. Muhammed’in müminin kardeşliğinden bahseden ve pratiğinde Bilal-i Habeş ile olan yoldaşlığına bakabiliriz.

AKP ve MHP gerçeğine gelirsek, kirli siyasetlerini sürdürmek için zayıf halka olarak gördükleri Kürt halkına karşı asimilasyoncu ve soykırımcı anlayış, hem devletin karanlık derinliklerindeki yapıyı mutlu etmek hem de milliyetçi tabanlarını konsolide etmek amacıyla kullanıyor. AKP’nin yakından uzaktan İslamla alakası yok. Machiavelli’yi geride bırakacak kadar pragmatik bir yapıya sahiptirler. Çıkarları gerektirdiği gibi hareket ederler, nerede kimlerle olmaları gerekiyorsa orada bulunurlar. Mafyatik yöntemlerle çok güçlü bir propaganda aygıtına sahip olan bu yapı, kendilerince başarılı olmaktadır. Kürt siyasal hareketini ortadan kaldırmak için hem Kurdistan’da hem de Türkiye’de hatta dünyanın herhangi bir yerinde Kürtlerin kazanımlarını gördüklerinde baskılamaya ve yok etmeye kararlı bir yapı gözlemlenmektedir” diye konuştu.

AİDİYET DUYGUMUZU AKTARAMADIK

Seçim çalışmalarında sahadaki gözlemlerini aktaran Mutlu, muhafazakar kesime tam anlamıyla ulaşamadıklarının özeleştirisini de şu şekilde verdi: “Toplumların, cemaatlerin ve tarikatların sosyolojisini doğrusal temelde değerlendirmezsek, doğru orantılı siyasal strateji geliştirmek mümkün olmaz. Muhafazakar veya mütedeyyin kesimle ilgili söyleyeceğim en önemli söz, aidiyet duygusudur. Ne yazık ki, bu duyguyu bu kesime doğru aktaramadık. Seçim boyunca temas kurmaya çalıştığımız gri alana kayan mütedeyyin kitlenin bize yönelik eleştirilerini dinledik ve dilimiz döndüğünce cevap vermeye çalıştık.