Ormanlık alanların yanı sıra tarım alanlarında anız yakan çiftçilerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Anız yakma işlemi sırasında ormanların da büyük zarar gördüğü ve her yıl Amazonlarda çıkan on binlerce yangının nedenlerinden birinin tarım amaçlı faaliyetler olduğu biliniyor.
Başta soya ve mısır olmak üzere tarımda önemli bir ihracatçı olan Brezilya’da üretimi arttırmayı amaçlayan bu faaliyetlerin bedelini ise ‘dünyanın akciğerleri’ olarak adlandırılan Amazonlar ödüyor. Çoğu zaman ormanlar sadece büyükbaş hayvanlar için otlak hazırlamak amacıyla kesilebiliyor. Sadece bu yıl içinde üçte bir oranında artan büyükbaş hayvan eti ihracatının yanı sıra birçok ülkeye yapılan soya ihracatı, Amazonlardaki yıkımı tetikleyen etkenlerden.
Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE) tarafından her ay yapılan ölçümler, Amazonlarda özellikle tarımsal alanların bitişiğindeki yangınları da gözler önüne seriyor.
YASAĞA RAĞMEN ANIZ YAKMA PRATİĞİ SÜRÜYOR
Çevre ve iklim konularındaki umursamaz tutumuyla bilinen aşırı sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun politikaları da ormanlardaki tahribatın artmasında rol oynuyor. Bolsonaro 2018’deki seçimler öncesinde ormanların işletilmesine ve tarımsal amaçlı ağaç katliamına izin vereceğini bizzat vaat etmişti.
Geçtiğimiz yıl milyonlarca hektarlık ormanlık alanın yok olmasına karşın yangınların ‘muhaliflerce çıkarıldığı’ yalanına dahi başvuran Bolsonaro, bu yıl önlemleri arttırmak zorunda kaldı. Temmuz ayından bu yana ormanlarda ve tarım alanlarındaki anız yakma faaliyetleri 3 aylığına yasaklandı. Söz konusu yasağın ne kadar etkili olduğu ise ancak ağustos ve eylül ayı sonlarında yapılacak ölçümlerle belli olacak.
TEMMUZ’DA AZALDI AMA 12 AYLIK DÖNEMDE ÜÇTE BİR ARTTI
Resmi veriler, Amazonlardaki ormanlık alanlardaki kayıpların temmuz ayında Temmuz 2019’a orana yüzde 36 azaldığını gösteriyor. Ancak Ağustos 2020 ile Temmuz 2020 arasındaki 12 aylık dönemde en az 9 bin 200 kilometrekarelik ormanlık alan yok oldu. Bu da bir önceki döneme oranla yüzde 34,5’luk bir artış demek.
Greenpeace verilerine göre, bu yılın ağustos ayının ilk 10 gününde Brezilya topraklarındaki Amazon ormanlarında 10 bini aşkın noktada yangın çıktı. Bu da geçtiğimiz yıla oranla beşte bire yakın bir artış olduğunu gösteriyor.
‘DOĞAL YANGIN YOK DENECEK KADAR AZ’
Çevrecilere göre, Amazon ormanlarında meydana gelen orman yangınlarının neredeyse tümü insan kaynaklı ve sıcakların neden olduğu kuraklıklar gibi doğal nedenlerle çıkan yangınlar yok denecek kadar az. Zira geçtiğimiz 12 ayda yangınlarda yok olan 9 bin kilometrekareyi aşkın ormanlık alanın sadece yüzde 11’i doğal koruma alanları ile yerli halkların yaşadığı rezerv bölgelerinde meydana geldi. Yani istendiği zaman ormanlar rahatlıkla korunabiliyor.
AFP’ye konuşan Amazonlar İnsan ve Çevre Enstitüsü (IMAZON) kurucularından Beto Verissimo’ya göre, toprakları işgal etmek isteyen çiftçiler veya çeteler önce ormanları kesiyor. Sonrasında ise söz konusu alanların tarıma elverişli hale getirilmesi için yakıyorlar. Verissimo, birçok kişinin ormanları bu şekilde yok ettikten sonra oluşturdukları tarım amaçlı parselleri çiftliğe dönüştürdüğünü ve sonrasında başka ‘ekonomik aktörlere’ sattıklarını da belirtiyor.
Güney Amerika’da 9 ülke arasında paylaşılan Amazon Havzası’nın genişliği 7 milyon kilometrekare ile kıtanın yarısına yakınını oluşturuyor. Bu havzanın 5,5 milyon kilometrekareyi aşkın kısmını ise yağmur ormanları oluştururken, ormanların yüzde 60’ından biraz fazlası Brezilya sınırları içerisinde bulunuyor. Peru, Kolombiya, Venezuela, Ekvator, Bolivya, Guyana, Surinam ve Fransız Guyanası da Amazonların topraklarında olduğu diğer ülkeler. Ormanların yüzde 13 kadarı Peru, yüzde 10 kadarı da Kolombiya’da bulunuyor.
Amazon Ormanları, aynı zamanda tüm dünyadaki tropikal ormanların da yarısını oluşturuyor. Amazonlarda nüfus yoğunluğu halen oldukça düşük ve toplamda 35 milyon civarında kişinin yaşadığı biliniyor. Amazonlarda büyük kısmı koruma altındaki rezerv alanlarında olmak üzere 400’den fazla yerli kabile yaşıyor.
Bölge aynı zamanda 40 bini aşkın ağaç, 2 bini aşkın kuş ve memeli hayvan ile binlerce balık çeşidine ev sahipliği yaparken, 128 binin üzerinde omurgasız hayvan türünün olduğu da biliniyor. Bu yönüyle dünyada en fazla canlı türünün yaşadığı ormanlık alanlar burada. Amazonlar aynı zamanda dünyadaki su kaynaklarının beşte birine sahip iken, tüm dünyadaki oksijenin beşte biri de yine buradan sağlanıyor. Bu nedenle de ‘dünyanın akciğerleri’ terimi sık sık kullanılıyor.
Yapılan tahminler, 1960’lı yıllara kadar büyük oranda korunan Amazonların son 40-50 yılda beşte bir oranında yok edildiği yönünde. 1990 yılına kadar 415 bin kilometrekareye ulaşan orman katliamları, 2000 yılında 587 bin kilometrekareye ulaşmıştı. Ağaç katliamlarının önemli bir kısmının büyükbaş hayvanlara otlak açmak için veya tarım alanı açmak için yapıldığı biliniyor.