Bin yılda bir oluşan haydut dalga

Kanada’da bilimsel olarak şimdiye kadarki en büyük haydut dalga meydana geldi. Dalganın boyu 17,6 metreye çıktı.

Alışılmadık derecede büyük, öngörülmez ve aniden ortaya çıkan yüzey dalgaları olarak ifade edilen haydut dalga, Britanya Kolumbiyası eyaletindeki meydana geldi.

Nisbeten nadir olan bu fenomenin boyu 17,6 metre olarak tespit edildi. Bu dalgaları belgeleyen bilimsel gözlemler olmadığı için varlıkları da uzun süredir şüphe yaratıyordu.

Buna karşın birçok denizci, haydut dalga fenomenine tanıklık etti.

Ucluelet’te yedi kilometre açıkta yaşanan canavar dalganın, suyun sakin olduğu bir sırada 17 Kasım 2020’de görüldüğü bildirildi. Dalganın boyu altı katlı bir binaya eşdeğerde.

Dalgaya ilişkin bilgiler şubat ayı başında Nature dergisinde yayınlandı. Bilim insanları böyle bir fenomene ilişkin açıklamalar ve öngörülerde bulundu.

Bilim insanlarına göre okyanuslarda, dalgaların binlerce kilometre boyunca yayılmasıyla farklı yerlerde kabarmalar oluşur. Beklenmedik bir şekilde kesişip çok daha yüksek bir dalga oluşturabilirler.

BİN YILDA BİR

Başka haydut dalgalar da geçmişte tespit edildi. Bunlardan biri 1995 yılında Kuzey Denizi'ndeki bir petrol platformunda yaşandı. Sular bu sefer daha az sakindi, on iki metrelik bir dalga ortaya çıktı. Sonra aniden diğerlerinden iki kat daha yüksek, toplam yirmi altı metre yüksekliğinde bir dalga oluştu.

Kanada’daki Ucluelet dalgasının özelliği, çevresindeki dalgalardan üç kat daha yüksek olmasıyla izah ediliyor. Bilim insanları, 1'e 3 oranında böyle bir haydut dalgası olasılığının 1300 yılda bir olduğunu düşünüyor.

Kuşkusuz, bu devasa dalgaların, bir su altı depreminin sonucunda yaşanan tsunamiler ve kıyılara yaklaşırken şiddetlenen bir dalga ile ilgisi yok.

Örneğin, 2004 yılında Güney Doğu Asya'daki tsunami dalgası merkez üssünün yalnızca elli santimetre üzerindeydi, ancak kıyıya yaklaştıkça ve deniz dibinin yükselmesiyle dalga büyüdü. Karada kırıldığında bazen otuz metre yüksekliğe ulaştı.

Bazı devasa dalgalar çok özel koşullarda, yani kapalı veya neredeyse kapalı su kütleleri durumunda oluşabiliyor. Örneğin, 1980 yılında ABD'nin Washington Eyaletinde Saint Helens Dağı şiddetle patladı ve dağın bir kısmı çöktü.

Molozun bir kısmı yanardağın eteğindeki Spirit Gölü'ne aktı. Bu da megatsunami denilen şeyi yarattı. Diğer bir ifadeyle, karşı kıyıda çok yüksek bir dalga çöktü ve dağda 180 metreye kadar yükseldi. İzleri bugün hala görülebiliyor.

Dalgadan hemen önce, yanardağın patlaması binlerce ağacı kökünden sökmüştü. Dalga gölün 180 metre yukarısına kadar çıkarak tüm bu ağaçları topladı.

Bu dalga da 66 milyon yıl önce gök taşının yol açtığı tarih öncesi Chicxulub Krateri etkisinin oluşan ve dinozorları yok ettiği sanılan dalga karşısında önemsiz duruyor.

Büyük bir asteroit, ya da yakın tarihli bir araştırmaya göre belki bir kuyruklu yıldız parçası, Meksika Körfezi'nde Dünya'ya çarpmıştı.

Birkaç yıl önce bilim insanları, gökten düşen kütlenin on yedi kilometre çapında olduğunu varsayarak bu etkiyi simüle ettiler. Bu durum yüksek bir olasılık olarak değerlendiriliyor.

Simülasyon, bir megatsunami ve 1500 metre yüksekliğinde bir dalga yaşanacağını gösterdi. Mevcut koşullarda böyle bir dalgayı hayal etmek bile neredeyse imkansız görünüyor.