Diri: Hava kirliliği rant politikasının sonucu-YENİLENDİ

HDP Hakkari Gever İlçe Eşbaşkanı Şoreş Diri, Gever'deki hava kirliliğinin AKP'nin yoksul halkı mecbur bıraktığı kalitesiz kömürden kaynakladığını belirterek, bunun bir rant politikasının sonucu olduğunu söyledi.

Hakkari merkez ve Gever ilçesi, yüksek hava kirliliği nedeniyle alarm vermeye başladı. Hakkari, son yıllarda Türkiye ve Kürdistan kentleri arasında havası en kirli kentlerin başında geliyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun ‘Kara Rapor 2021’ raporuna göre, 2020 yılında en kalitesiz havaya sahip üçüncü şehir, 171 endeks değeri ile Hakkari oldu. Yine 2020 yılında hava kalitesi en düşük çıkan iller ise Iğdır, Ağrı ve Muş gibi Kürdistan kentleri oldu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gever (Yüksekova) İlçe Eşbaşkanı Şoreş  Diri, Gever’deki hava kirliliği meselesinin bir insan kusuru sonucu olduğunu belirterek, bundan eline ne yakacak geçse onu yakan yoksul Gever halkı değil, halkın vergileriyle alınan kömürü adeta bir sadaka gibi halka sunan siyasal iktidar ve yereldeki yandaş sermayedarların sorumlu olduğunu belirtti.

Hava kirliliğine ilişkin Türk Tabipler Birliği’ne bağlı halk sağlığı uzmanlarının başta Gever olmak üzere, devlet eliyle dağıtılan kalitesiz kömürün yaymış olduğu karbondioksit ve karbonmonoksidin Hakkari’de kırmızı alarma neden olduğunu tespit ettiklerini hatırlatan Diri, “Dolayısıyla bu durumun bir döneme ya da bir yıla münhasır bir niteliğe sahip olmadığını, AKP dönemine denk gelen ve yoksul halkın mecbur bırakıldığı kalitesiz kömürden kaynaklandığını ve geniş zamana yayılmış bir rant politikasının sonucu olduğunu görüyoruz” dedi.

MUHTAÇ KILMA SİYASETİ

İktidarın kente yönelik tam bir muhtaç kılma siyaseti güttüğünü söyleyen Diri, şöyle devam etti: “Muhtelif güvenlikçi politikalarla yoksullaştırılan halk ya korucu olmaya, ya ajan olmaya veya “yardım” adı altında devlet kurumlarında gelecek temel besin ve yaşam mamullerine muhtaç hale getiriliyor. Bu muhtaçlaştırma siyasetinin önemli bir ayağı da kış aylarında verilen ve kalitesi son derece düşük olan kömürlerdir. Bu kömürlerin Şırnak’taki madenlerden çıkartılıp getirildiği görülüyor. Özellikle kış aylarında hava kirliliğinin bu denli yüksek olmasının temel nedeni yandaş firmalardan alınıp yoksul halka “yardım” adı altında verilen bu kömürlerdir.”

HÜKÜMETİN POLİTİKALARI HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR

Gever ovasının tektonik oluşumlu olduğunu hatırlatan Şoreş Diri, kalitesiz kömürle de birleşince hava sirkülasyonunu olumsuz etkilediğini söyledi. Diri, bu durumun insan ve doğa üzerinde yarattığı tahribatı şöyle ifade etti: “Gever çanak şeklinde bir yapıya sahip olduğundan hava sirkülasyonu son derece azdır. Bu durum da havasının yenilenmesini zorlaştırıyor ve havaya karışan kömürün etkisi uzun süre burada kalıyor. Elbette ucuz ve kalitesiz kömürün neden olduğu bu hava kirliliğinin yıllara yayılması hem toplum sağlığına hem de hayvan ve bitki florasını son derece dramatik sonuçlarla yüz yüze bırakıyor. Örneğin, havadaki bu kirliliğin bazen kar bazen de yağmur olarak Yüksekova kent merkezindeki içme sularına karıştığı ve kirlenmeyi artırdığını görüyoruz. Kirli hava karla karıştığından, karların erimesiyle oluşan sular tarımdaki verimliliği düşürüyor ve bazı bitkisel hastalıklar yayılmaya başlıyor.”

SINIR KENTLERİ DOĞALGAZDAN MAHRUM EDİLİYOR

Türkiye’nin doğal gaz kaynağı konusunda dışa bağımlı olduğunu ifade eden Diri, şöyle devam etti: “Bunun sonucu olarak doğal gaz ihtiyacını gidermek için de Rusya ve İran gibi ülkelerden ithal yoluna başvurmaktadır. Buraya kadar her şey normal, fakat bakıldığında doğal gaz borularının çoğunun Kürt kentlerinde veya yakınlarında geçen borular vasıtasıyla batı kentlerine aktarıldığı görülüyor. Doğal gazın en kolay getirilebileceği sınır kentleri -ki bunlardan biri Gever’dir-, bu olanaktan mahrum ediliyor. Buralar Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana “mahrumiyet bölgeleri” olarak kodlanmıştır. Bu algı AKP-MHP eliyle aynen devam ettiriliyor. Tam da bu nedenle kentimizdeki bu hava kirliliğinin yıllık olarak bir istisna halini değil, bilakis hemen her yıl görünür olan bir kaideye denk geldiğini görüyoruz. Bu nedenle tabii ki doğalgazın kentimize getirilmemesi organize bir politikanın tahayyülünün ürünüdür."

Diri, bölgeye yönelik iki defa iptal edilen doğalgaz ihalesinin şimdi 12 Ocak’ta yapılacağı söylendiğini, bu süreci yakından takip edeceklerini aktardı.