G20 liderleri Paris İklim Anlaşması’ndaki hedef konusunda anlaşmaya vardı. Bu hedef, küresel ısınmanın sanayi öncesi dönemin 1,5 derece üzerinde sınırlı tutulmasına yönelik çabaların devam ettirilmesini amaçlıyor.

Ancak anlaşmada bir adım daha ileri gidilerek, “bu hedefin korunmasının tüm ülkelerin belirgin ve etkili eylemleri ve taahhütlerini gerektirdiğine” vurgu yapıldı.

Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmanın 2 derece ile sınırlandırılmasını, mümkünse 1,5 derecede tutulmasını öngörüyor.

Ülkeler hedefe ulaşmak için somut olarak hangi olanakları devreye koyacağı henüz netlik kazanmadı. Birçok ülke çekincelerini koruyor.

Birleşmiş Milletler’in son tahminlerine göre dünya 2,7 dereceğin üzerindeki bir ısınmaya doğru gidiyor. Bu da “felaket” olarak değerlendiriliyor.

Eğer yüzyılın ortasında kadar taahhütler somut bir şekilde yerine getirilirse, küresel ısınmayı 2,2 derece ile sınırlı tutmanın mümkün olduğu ifade ediliyor.

Fransa Cumhurbaşkanlığı’na göre, G20’de de yüzyılın ortası (2050) uygun formülasyon olarak ele alındı.

BM’nin baskısı ile giderek daha fazla ülke karbon nötrlüğü konusunda taahhütte bulunuyor. Çoğu 2050 için hedef belirliyor. Bazıları 2060, bazıları da 2045’i hedefe ulaşmak için öngörüyor.

Çin ve Rusya 2060’ı gösterirken, Avustralya ve Fransa 2050’yi hedef olarak belirledi.

Sadece sözlü taahhütlerde bulunanlar bir tarafa bırakılırsa, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı ve ABD’nin dahil olduğu 49 ülke resmi taahhütte bulundu. Bu ülkeler küresel emisyonların yüzde 57’sini temsil ediyor.