Gerilla Rojhat Mamoste’nin dilinden Cilo Dağı ve Zagroslar...

Kürdistan’ın üç parçasının birleştiği bir yer Cilo. İşgalcilere geçit vermeyen ama gerillaya kapılarını açan, zirvesi her mevsim karla kaplı uzun, çok uzun bir tarihi anlatıyor bu bölge.

Buz örtüsü ile kaplı tektonik bir dağ olan Cilo, ilk uygarlıklara beşiklik etmiş Zagros dağ silsilesi ile kesişiyor. 4135 metrelik rakım ile Hakkari sınırlarAı içerisinde yer alan Cilo, bir yanı buzul soğukları, diğer yanı cennet gibi. Rojhat Mamoste kod adlı gerilla Remzi Karacak, Cilo’nun soğuklarını da, sıcakla özdeşleşen “Cehennem” kavramıyla anlatıyor. Ona göre cehennem soğuk bir yer. Yaşanılır olmadığı için “cehennem” diyor.

Cilo’nun, Zagrosların, kitaplara, dilden dile gelen öykülere konu olan yüklü bir tarihi var. Gerilla hareketinin başlamasıyla birlikte, bu dağlar yeni öykülerle tanıştı.

Cilo’yu, Zagrosları bir de gerilla Rojhat Mamoste’nin anlatımlarıyla dinleyelim... HPG’li Remzi Karacak, gerillanın damgasını vurduğu 1990 yılında doğdu. 2011 yılında, 21 yaşına geldiğinde PKK saflarına katıldı. Eylül 2015’te ise Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde Türk işgal güçleriyle yaşanan bir çatışmada hayatını kaybetti.

Gerillaya katıldığında, İstanbul Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği bölümünde öğrenciydi. Maruz kaldığı devlet baskıları nedeniyle eğitimini yarıda bırakarak, gerillaya yönünü çevirdi.

TEMPOSU DÜŞMEYEN BİR YÜRÜYÜŞ

Gerillaya ya da diğer bir ifadeyle dağlara yürüdüğünde, Zagroslar, Cilo, Avaşin ve Garê ile tanıştı. Temposu düşmeyen bir yürüyüştü.

Mamoste (öğretmen), aslen Faraşinli olduğunu söylüyor, kendisini “Buraların çocuğu” olarak tanımlıyordu. Rojhat Mamoste, hayatını kaybetmeden önce Cilo’nun coğrafi güzelliklerini kendine has üslubuyla anlatmıştı.

Gerillalar, zirvesi dört mevsim erimeyen karlarla kaplı Cilo Dağı’ndayken, dünyanın çatısından yeryüzünü izliyorlarmış duygusuna kapılıyor. Buralarda kalan gerillaların, Cilo ve Zagros dışına çıkmakta da güçlük çektikleri söyleniyor.

CENNET VE CEHENNEM İÇ İÇE

Rojhat Mamoste; ‘Buraların güzelliği yılın her zamanı göz önündedir. Kürdistan’ın güzelliğini görmek için gelen çok farklı uluslardan insanları gördüm. Almanya’dan Japonya’ya kadar” diyor.

Mamoste, Cilo’yu “cennet” ve “cehennem” kavramları ile anlatıyor: “Adı Cehennem’dir ama biraz aşağıya iniyorsunuz Cennet’tir. Cehennem çok soğuktur. Her yerde cehennem sıcak ile biliniyor ama burası soğuktur ve soğuktan da buralarda yaşanılamadığı için cehennem adını vermişler”

GERİLLA DIŞINDA HİÇBİR ORDU YER BULAMADI

Türk devletinin Cilo dağlarına yıllardan beri saldırılar düzenlediğini hatırlatan Rojhat Mamoste, tarihte gerilla dışında hiçbir ordunun bu coğrafyalarda kendisine yer bulamadığını anlatıyor. “Türk ordusu buraya karadan asla adım dahi atamamıştır. Gerillanın varlığı bunda önemli etkendir, izin vermemiştir. Bugün de savunmasını yapmaya devam ediyoruz. Gerillanın koruması altındadır”.

ZAGROSLAR, İŞGALCİLERE KAPILARINI KAPATTI

Cilo’nun hem doğal güzelliği ile hem de tarihi olarak ile zengin yapısı olduğunu ifade eden Mamoste, “Tüm ordular buradan geçmek istemiş ama Zagroslar kapılarını gerilla dışında herkese kapatmıştır” diyor.

Mamoste şunları ekliyor: “Bizlerden önce burada yaşayan arkadaşların da ayak izlerini görebiliyoruz. 20 bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz. İnsanlığın (ilk uygarlıkların) beşiği Zagroslardan bahsediyoruz ve burası kendini kültürel olarak da korumuştur.”

ZAGROS TAŞLARLA ÖRÜLÜ BİR KALE GİBİ...

Cilo ile kesişen Zagros’ları anlatan Mamoste, şöyle diyor: “Zagros arazisi sert bir arazidir, yüksek dağları vardır ve topraktan ziyade taşlarla örülü kaleler gibidir. Asi bir yapısı vardır ve insanların da burada yaşaması için asi olması gerekir. Direngen bünyeli insanlar ancak burada yaşamlarını idame ettirebilirler. Gerillanın kaldığı diğer alanlardan farkı sert insan yapısı istiyor olmasıdır. Zagros gerillacılığı diye de bir tabiri kendisiyle birlikte getirmiştir.”

Mamosta, bu dağların sadece gerillanın mücadele alanları olmadığına da dikkat çekiyor: “Buralar yalnızca gerillanın alanları değil Kürdistan halkına aittir düşman saldırıları olmadığı müddetçe köylülerimiz, göçerler geliyorlar burada ihtiyaçlarını gideriyorlar. Halkımız bu alanda olduğu müddetçe korumak da bizim görevimiz oluyor.”

MAMOSTE’NİN VASİYETİ

Rojhat Mamoste, bir çatışmada hayatını kaybetmeden önce Cilo dağları ve Zagrosların herkesçe tanınması ve bilinmesini vasiyet ediyor. “Bizler buraların ve buraların tarihinin bilinmesini istiyoruz. Coğrafyanın insanları zaten burayı tanıyor ve gelecek nesillere aktarıyorlar fakat insanlığın beşiği Zagroslar herkes tanımalı ve bizler bunun için ancak koruyucu görevi üstlenebiliriz.”