IPCC’ye göre insanlık iklim felaketlerinin şafağında

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bildiğimiz şekliyle dünyadaki Dünya’daki yaşamın 2050'de kaçınılmaz olarak dönüşeceğini belirtti.

IPCC tarafından yayınlanan 137 sayfalık teknik özete göre sera gazı emisyonlarındaki azalma ritmi ne olursa olsun, küresel ısınmanın doğa ve insanlık üzerindeki yıkıcı etkileri hızlanacak ve acı bir şekilde 2050’ çok önce hissedilir hale gelecek.

Rapor taslağında "Dünyadaki yaşam, yeni türlere dönüşerek ve yeni ekosistemler yaratarak büyük iklim değişikliğinden kurtulabilir" denilirken, "İnsanlık bunu yapamaz" diye ekleniyor.

Yüzlerce bilim insanının hazırladığı rapor taslağı “kıyamet tonlu vurgular ile insanlara kaderlerini acil ve sert önlemlerle değiştirme umudu arasında” gidip geliyor.

4 bin sayfadan oluşacak değerlendirme raporu, siyasi kararlara ışık tutmayı umuyor. Rapor 195 üye devletin konsensüs yoluyla onayı ardından Şubat 2022’de resmi olarak yayınlanacak.

Ancak bazı bilim insanları 2021 sonunda iklim ve biyoçeşitlilik üzerine hayati önemdeki uluslararası toplantılar açısından çok geç olacak.

Taslaktaki önemli sonuçlar arasında kabul edilebilir olarak değerlendirilen küresel ısınma eşiğinin daha da düşürülmesi yer alıyor.

Dünya ülkeleri Paris İklim Anlaşması çerçevesinde küresel ısınmayı sanayi öncesi döneme göre +2°C, eğer mümkünse +1,5°C ile sınırlandırmayı taahhüt etti.

IPCC ise küresel ısınmanın +1,5°C üzerine çıkmasının bile “kademeli olarak yüzyıllar boyu ve bazen geri dönülmez bir şekilde ağır sonuçlara yol açabileceğini” kaydediyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü, yıllık bazda +1,5°C eşiğini 2025’ten itibaren geçme olasılığının şimdiden yüzde 40’a ulaştığını belirtiyor.

İklim krizinin farkındalığı hiç olmadığı kadar yaygın hale gelse de IPCC, “En kötüsü henüz gelmedi, çocuklarımız ve torunlarımızın hayatları üzerinde bizimkinden çok daha fazla etkileri olacak” dedi.

İklim şimdiden değişmiş durumda. Sera gazı emisyonlarından en az sorumlu olan canlılar ise en fazla etkilenecekler arasında bulunuyor. 

Tehlikedeki türler arasında ortalamadan üç kat daha fazla ısınan Arktika hayvanları yer alıyor. Sahada eski yaşam biçimleri, buzla geniş ilişki halinde yaşayan halklar da yok olabilecek.

Tarım, hayvancılık, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği gibi tüm gıda sistemlerinde ani kayıpların arttığına işaret eden IPCC, iklimsel tehlikelerin “ana itici güç” olduğunu ifade ediyor.

Oysa insanlık şu aşamada durum kesin bozulmasına karşı koymak için yeterli hazırlığa sahip değil. IPCC; “Mevcut adaptasyon seviyeleri gelecekteki iklim risklerine yanıt vermek için yetersiz olacak” dedi.

Isı artışı  2°C ile sınırlansa bile, ek olarak 80 milyona varan kişi daha 2050 yılına kadar açlık çekecek ve 130 milyon kişi on yıl içinde aşırı yoksulluğa düşebilecek.

Endişe verici sonuçlara rağmen, rapor bir umut notu sunuyor. Buna göre  insanlık, yüzyılın ikinci yarısının kaçışını yavaşlatmak için bugün güçlü önlemler alarak kaderini daha iyi bir geleceğe yönlendirebilir.

Raporda, "Her düzeyde süreçler ve davranışlarda radikal bir dönüşüme ihtiyacımız var: bireyler, topluluklar, şirketler, kurumlar ve hükümet. Yaşam ve tüketim biçimimizi yeniden tanımlamalıyız" deniliyor.