Nüfusun yüzde 1'i uçak kirliliğinin yarısından sorumlu

Küresel ısınmayı arttıran havayolu trafiğine dair yapılan bir araştırmaya göre, dünya nüfusunun sadece yüzde 1’i uçakların saldığı karbondioksitlerin yarısından sorumlu.

Global Environmental Change adlı bir dergide yayınlanan araştırmanın sonuçları The Guardian gazetesinde duyuruldu. Araştırmanın sonuçlarına göre, küresel ısınmaya neden olan karbondioksit (CO2) salınımlarının önemli bir bölümünden sorumlu olan havayolu trafiği dünya nüfusunun çok küçük bir kesimince kullanılıyor.

2018 yılında dünya nüfusunun sadece yüzde 11’lik bir kesiminin uçağa bindiği belirtilen araştırmada, yüzde 4’lük bir kısmının ise ülke dışına uçakla seyahat ettiğine dikkat çekildi.

YARISINA YÜZDE 1’LİK KESİM NEDEN OLUYOR

Araştırmada dikkat çeken bir diğer ayrıntı, uçakların atmosferde yol açtığı kirliliğe aslında çok daha küçük bir kesimin neden olduğunu gösteriyor. Buna göre, uçak kaynaklı gaz emisyonlarının yarısına dünya nüfusunun sadece yüzde 1’lik bir kesimi neden oluyor.

ABD’LİLER AFRİKALILARDAN 50 KAT FAZLA UÇAĞA BİNİYOR

Bu konuda en kötü örneği ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşları oluşturuyor. Buna göre, ABD vatandaşları tek başlarına Britanya, Japonya, Almanya ve Avustralya’nın da aralarında olduğu 10 ülkenin vatandaşları kadar seyahat ediyorlar ve atmosferdeki kirliliğin artmasına yol açıyorlar.

Araştırmaya göre, ABD’de tek başına yapılan uçakla seyahatler Afrika kıtasından 50 kat daha fazla. Asya-Pasifik bölgelerine oranla ise 10 kat daha fazla uçak seyahati söz konusu.

Ancak Avrupalılar ise Afrikalılara oranla 10 kat, Asyalılara oranla 5 kat daha fazla uçak seyahati yapıyorlar.

MEVCUT KRİZ ÇÖZÜMLER İÇİN İMKAN SUNABİLİR

Araştırmada yer alan İsveçli uzman Stefan Gössling, halen süren Covid-19 pandemisi nedeniyle hava trafiğinde yaşanan durgunluğun geleceğe dair çözümler için fırsat olabileceğini söyledi.

Birçok uçak şirketi, daha önce gelen yoğun tepkiler nedeniyle hidrojenle çalışan ve atmosfere daha az gaz salan uçak modellerine geçmeyi planladıklarını duyurmuştu. Ancak bu tür uçakların 2030’lardan önce yaygınlaşması mümkün görünmüyor.