KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Bu katliamdan birinci derecede IŞİD'i destekleyip büyüten AKP Hükümeti sorumludur. Bu gençlerin katili doğrudan AKP Hükümetidir. AKP'nin Kürt düşmanlığı ve Kürt düşmanlığı temelinde IŞİD’le kurduğu ilişkiler ve ittifak bu katliamı ortaya çıkarmıştır. Suriye’de de Türkiye’de de IŞİD'i AKP Hükümeti yaratmıştır” dedi. AKP’nin mutlaka bu katliamın hesabını vereceğini belirten KCK, tüm demokratik ve özgürlükçü güçleri AKP'nin bu kirli politikasına karşı derhal ayağa kalkmaya çağırdı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Suruç’ta gerçekleştirilen katliama ilişkin yazılı açıklama yaptı. KCK açıklamasında, “Suruç’ta Amara Kültür Merkezine yapılan bombalı saldırı sonucu onlarca devrimci sosyalist genç ve sivil halk katledilmiştir. Bu katliamda şehit düşenleri saygıyla anıyor, mücadelelerini yükselteceğimizin sözünü yineliyoruz. Bu katliamdan birinci derecede IŞİD'i destekleyip büyüten AKP Hükümeti sorumludur. Bu gençlerin katili doğrudan AKP Hükümetidir. AKP'nin Kürt düşmanlığı ve Kürt düşmanlığı temelinde IŞİD’le kurduğu ilişkiler ve ittifak bu katliamı ortaya çıkarmıştır. Suriye’de de Türkiye’de de IŞİD'i AKP Hükümeti yaratmıştır. Artık Türkiye'de kim IŞİD’li, kim AKP'nin emrindeki istihbarat üyesidir belli değildir. AKP Kürt düşmanlığı sonucu IŞİD’i Türkiye'ye taşımış ve IŞİD’le iç içe geçmiştir” denildi.
‘TÜRKİYE SURİYE SINIRI IŞİD İÇİN CENNET HALİNE GETİRİLDİ’
“AKP Hükümeti destekleyip besleyerek IŞİD’i hem Ortadoğu politikasında bir siyasi enstrüman olarak kullanmak istemiş, hem de bu faşist çete eliyle Rojava Devriminin tasfiyesini hedeflemiştir” denilen açıklama devamla şunlar ifade edildi:
“Bunun sonucu Türkiye-Suriye sınırı IŞİD için cennet haline getirilmiştir. Dünyanın her tarafından gelen çeteleri bu sınırdan Suriye’ye taşıdığı gibi, sınır hatlarını IŞİD’in eğitim-örgütlenme kampları ve lojistik merkezleri olarak kullanmasına açmıştır. Eğer bugün Ortadoğu'da bir IŞİD faşizmi varsa bunun en büyük destekçisi ve yaratıcısı AKP Hükümetidir. Bunu tüm dünya da bilmektedir. Bu açıdan bu bombalı saldırı doğrudan AKP Hükümeti saldırısıdır. Bu saldırı MİT’in bilgisi dahilinde Rojava Devrimini ve bu devrimle dayanışma içinde olanları yıldırmak için yapılmıştır.
‘AKP BU SALDIRILARIN HESABINI MUTLAKA VERMEK DURUMUNDADIR’
Bu saldırıyla AKP'nin gerillaya neden silah bırakma dayatması yaptığı daha iyi anlaşılmıştır. AKP, Kürdistan ve Türkiye'de taşları bağlayıp köpekleri salmak istemektedir. Kendi otoriter faşist zihniyeti önündeki tüm engelleri kaldırmayı hedeflemektedir. Kürt düşmanları ile ittifak kuran Türk devleti Kürtleri soykırıma uğratmak için şimdi de soykırımcı faşist güçleri kullanmaktadır. Kendisinin açıkça yapamadığı, yapamayacağı işleri bu faşist çetelere yaptırmaktadır. Bu saldırı, seçim öncesi ve sonrası yapılan saldırılarla birlikte düşünüldüğünde AKP tarafından Kürt halkına, Özgürlük Hareketi'ne ve dostlarına karşı savaş açıldığını ortaya koymaktadır. Bu saldırının hem planlanmasında hem de içinde AKP bulunmaktadır. Hiç kimse bu saldırıların AKP hükümetinin ve Türk istihbarat örgütlerinin bilgisi dışında olduğunu söyleyemez. AKP bu saldırıların hesabını mutlaka vermek durumundadır.
AKP, Tıl Ebyad YPG tarafından IŞİD’in elinden alınınca sanki kendi elinden alınmış gibi tepki göstermiş, Rojava Devrimini tehdit etmiş; daha da ileri giderek YPG IŞİD’in işgali altında olan Cerablus’u kurtarırsa müdahale edeceğini açıklamıştır. Tüm bu gerçekler AKP ile IŞİD’in nasıl bir otaklık içinde olduğunu kanıtlamıştır. IŞİD’i en fazla savunan AKP hükümeti olmuştur. Tüm bu gerçekler AKP Hükümeti ile IŞİD arasındaki ilişkilerin çok derin olduğunu göstermektedir. PYD’yi IŞİD’ten daha tehlikeli görmesi, bu hükümetin Kürt düşmanlığının ne düzeyde olduğunu tartışmasız gözler önüne sermiştir. Suruç katliamını bu zihniyette olan Kürt düşmanı AKP ve ortakları yapmıştır. AKP, bu gerçekliği ve bu temelde işlediği suçların üstünü örtemez.
Kürt düşmanlığıyla her türlü katliamı rahatlıkla yapan bir devletin bu katliamın da sorumlusu olduğu açıktır. Kürt halkını ve Kürt Özgürlük Hareketi'ni sindirmek isteyen bir zihniyet ve partinin iktidarda olduğu Türkiye'de bu katliamlar giderek normal hale gelmiştir. Seçim öncesi ve sonrası yapılan saldırılar karşısında AKP Hükümetinin gösterdiği tutum ve tepkiler bu gerçekliğin kanıtı olmaktadır.”
Bu saldırılarda ölenlerin çoğunun başından beri Rojava Devrimini destekleyen ESP sempatizanı gençler olmasının da tesadüf olmadığına dikkat çeken KCK, “Bu saldırı ortaya koymuştur ki, AKP sadece Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi'ni değil, Rojava Devrimine destek veren tüm sosyalist güçleri de, Rojava Devrimi dostlarını da hedeflemiş bulunmaktadır. AKP Hükümeti kendisi karşısında direnen hiçbir güç görmek istememektedir. Bu nedenle sosyalist gençlerin Kobanê’nin inşasına destek vermesini de hedef almıştır. Kobanê düştü düşecek diyen, Kobanê özgürleştiğinde ise niye seviniyorsunuz, Kobanê yerle bir olmuş diyecek kadar pervasızlaşan insanlık dışı bir zihniyetin bu saldırının gerçekleştiricisi ve ortağı olması da anlaşılır bir durumdur” dedi.
‘AKP HÜKÜMETİNE KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM’
KCK açıklaması şu ifadelerle son buldu:
“AKP, Kürt halkına karşı savaşı zihniyet kardeşliği olan faşist çetelerle birlikte yürüttüğü ve yürütmek istediğini ortaya koymaktadır. Demokratik zihniyete değil de Türkiye'de hegemonya kurma peşinde olan otoriter bir zihniyete ve siyasi anlayışa sahip olan AKP ve liderinin bundan sonra sadece Kürt halkına değil, Türkiye demokrasi güçlerine karşı savaşı da zihniyet kardeşliği içinde olduğu bu faşist çete ittifaklarıyla yürüteceği anlaşılmaktadır.
Tayyip Erdoğan ve AKP Türkiye'yi Kürtlere ve demokrasi güçlerine karşı kirli savaşın yürütüldüğü bir ülke haline getirmek istemektedir. Bu nedenle tüm demokratik ve özgürlükçü güçler AKP'nin bu kirli politikasına karşı derhal ayağa kalkmalıdır. Çünkü AKP ve Türk devleti Kürt düşmanlığını bırakıp Kürt sorununu çözmediği müddetçe bu yönlü politikaları sürdüreceklerdir. Bu kirli politikayı ancak ayağa kalkan Kürt halkı ve demokrasi güçleri durdurabilir. Bu temelde tüm halkımızı ve demokrasi güçlerini Suruç katliamından birinci dereceden sorumlu olan AKP hükümetine karşı mücadeleyi yükseltmeye; derhal bir demokrasi programıyla bu kirli politikalara müdahale etmeye çağırıyoruz.”