İlerici solcu aktivistleri ve örgütleri birleştiren ve harekete geçiren uluslararası bir örgüt olan Progressive International (İlerici Enternasyonal), Türk devletinin Kürdistan’a yönelik topyekun saldırısına tepki gösterdi. AKP-MHP iktidarının içte başta HDP olmak üzere muhalefete baskı uyguladığı, dışta ise Kürtlere askeri operasyon yaptığı vurgulandı.
Yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt halkına karşı savaşını her cephede yoğunlaştırıyor; Türkiye'de muhalefetteki Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) bastırıyor, Irak'ta yeni bir askeri saldırı başlatıyor, Suriye'de yeni bir işgal tehdidinde bulunuyor ve Avrupa'daki Kürt dayanışmasına baskı yapılması çağrısında bulunuyor.
Türkiye'de 2023'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte Erdoğan iktidarı kaybetmenin eşiğindedir. Yenilenen askeri harekatı, Türk ekonomisini kötü yönetiminden dikkatleri uzaklaştırmaya yönelik alaycı bir girişim. Erdoğan, Kürt halkına karşı bir savaşın milliyetçi duyguları körükleyeceğini ve bunun da cumhurbaşkanlığı beklentilerini canlı tutacağını umuyor” denildi.
SALDIRGANLIĞININ KAYNAĞINI NATO’DAN ALIYOR
Erdoğan’ın Kürtlere yönelik saldırganlığının NATO’nun genişlemesi ile eşzamanlı olduğu ifade edilen açıklamada, “Erdoğan'ın yeni saldırısına yeşil ışık yakan NATO'nun genişlemesidir. İsveç ve Finlandiya'nın ittifaka başvurmasıyla birlikte Türkiye, NATO üyeliği karşılığında silah ambargosunun kaldırılmasını ve Kürtlerin iade edilmesini talep etti. Bu arada Avrupa ve Kuzey Amerika'daki NATO üyeleri Erdoğan'ın tırmanan şiddeti karşısında neredeyse tamamen sessiz kaldılar” denildi.
‘GÜVENLİ BÖLGE’ ETNİK TEMİZLİK AMAÇLIDIR
Erdoğan rejiminin saldırılarını 18 Nisan’dan itibaren yoğunlaştırdığı hatırlatılan açıklamada, Rojava Devriminin 10. yılında devrimi boğmak ve etnik temizlik yapmak için Başûr ve Rojava’ya saldırdığına işaret edildi.
Açıklama şöyle devam etti: “Erdoğan 18 Nisan'da Irak'taki Kürt güçlerine ve sivillere karşı bir hava ve kara saldırısı başlattı. O tarihten bu yana ve aylardır devam eden düşük yoğunluklu savaşın ardından Türk ordusu, halkın yakında Rojava Devrimi'nin onuncu yıl dönümünü kutlamayı umduğu Kuzey ve Soğu Suriye'deki sivil bölgeleri bombalamayı da yoğunlaştırdı.
Devrimin yarattığı umut tehdit altında. Erdoğan 24 Mayıs'ta mültecilerin zorunlu iskanı için 30 km'lik bir "güvenli bölgeyi" işgal etme niyetini açıkladı -bu, yaklaşık 2,5 milyonluk yerel nüfusu ve Kürtler, Araplar ve Asuri Suriyelilerden Êzidîler gibi diğer etnik gruplara kadar uzanan azınlıkları etnik olarak temizleme ve kurtuluş mücadelelerine son verme girişiminin bahanesi.”
AVRUPA’DAKİ KÜRT ÖRGÜTLERİNİ DE EZMEK İSTİYOR
“Erdoğan aynı zamanda Avrupa'daki güçlü Kürt örgütlenmesini sindirmek ve nihayetinde ezmek istiyor. Erdoğan'ın istediğini elde etmesi artık gerçek bir risk. Türkiye'nin saldırganlığı tarihsel olarak NATO'nun rızası ve suç ortaklığı ile el ele gitmiştir. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geçtiğimiz günlerde düzenlediği bir basın toplantısında "Hiçbir NATO müttefikinin Türkiye'den daha fazla terör saldırısına maruz kalmadığını" söyleyerek Erdoğan'ın söylemini yineledi. Stoltenberg, ‘Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu, özellikle de Irak ve Suriye sınırındaki stratejik coğrafi konumu nedeniyle’ bir kez daha teyit etti.”
SİSTEMATİK SALDIRILARA NATO ÜYELERİ DE DERİNDEN ORTAKTIR
Türk devletinin Kürtlere karşı savaşırken NATO İle ABD desteğini aldığına işaret edilen açıklamada, “Türkiye'nin NATO'ya katıldığı 1952 yılından bu yana, ittifakın diğer üyeleri Türkiye'ye cömert siyasi ve askeri destek sağlayarak, Türkiye'nin güçlü bir silah sanayii geliştirmesine yardımcı oldular ve Türkiye'ye sürekli silah tedarik ettiler. Türk güvenlik güçlerinin savaş hukuku ve insan hakları ihlalleri, ABD ve NATO tarafından tedarik edilen silahlarla desteklendi. Özellikle ABD hükümeti, ABD askeri operasyonları için bir ileri üs olarak hizmet veren ve 50 ABD nükleer silahına ev sahipliği yapan Türkiye'nin silahlandırılmasına derinden dahil olmuştur. Bu ilişki NATO üyelerini Kürt halkının haklarının inkarına ve sistematik saldırılara ortak etmektedir” vurgusu yer aldı.
KÜRTLERİN MÜCADELESİNE DESTEK İÇİN HEYET GÖNDERDİK
Açıklamada, İlerici Enternasyonal’in Türk devlet saldırılarına karşı Kürtleri desteklediği vurgulanarak, bu desteğin göstergesi olarak Hewlêr’e barış heyeti yolladıkları ifade edildi.
Açıklama, şu ifadelerle sona erdi: “Türkiye'nin Kürtlere yönelik on yıllardır süren ve son dönemde daha da şiddetlenen savaşı karşısında İlerici Enternasyonal, Kürtlerin özgürlük ve barış mücadelesini desteklemektedir. Bu nedenle İlerici Enternasyonal, Kürt grupların daveti üzerine, Türkiye'nin Kürt halkına ve bölgedeki diğer inanç ve din topluluklarına karşı yürüttüğü topyekun savaş ve NATO'nun bu savaştaki suç ortaklığı konusunda alarm vermek üzere Hewlêr'e bir barış delegasyonu göndermiştir. Taahhüdümüz, İlerici Enternasyonal Bildirgesinin XV. maddesinde ifade edilmiştir: Kalıcı barış. Savaş makinesini parçalamak ve yerine işbirliği ve bir arada yaşamaya dayalı bir halklar diplomasisi getirmek için çalışıyoruz. Heyetimiz bu görevi yerine getirmek üzere Hewlêr'e ulaştı.”
Açıklamanın orijinal linkine buradan ulaşabilirsiniz: