2 Temmuz 1993 günü Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne katılmak için Sivas'a giden aydın ve sanatçılardan 33'ü kaldıkları Madımak Oteli’nin yakılarak katledildi. Katliamın aydınlanması ve katillerin cezalandırılmasında önemli bir sorumluluk yıllardır Almanya’nın omuzunda. Zira haklarında göstermelik davalar açılan ve “firari” oldukları iddia edilen Madımak katillerinin önemli bir kısmı 1990’lı yılların ortasından itibaren Almanya’ya gelerek sığınma başvurularında bulundu.
Alman hükümeti 2000’lerin başında Türkiye basını ve kamuoyunun ‘Madımak firarisi’ olarak isimlendirdiği katillerden 24’ünün Almanya’da yaşadığını açıkladı, fakat daha sonra bu rakam 11’e indirildi. Geri kalan 13 kişinin kimlik bilgileri ile akıbetleri bilinmiyor. Şu anda ise resmi rakamlara göre Madımak’ta vahşeti tertipleyen veya katliamda parmağı olanlardan 9’u Almanya’da yaşıyor. Geçen yıllar içinde haklarında Interpol ile arama kararı bulunmasına rağmen Türk devleti bu katillerden bazıları için iade talebinde bile bulunmadı.
Ayrıca haklarında bir sürü bilgi ve belge olmasına rağmen Almanya’da bu kişilere yönelik bir soruşturma açılması bir yana, katillerden Murat Songur’un Bavyera Eyaleti’ndeki istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’na muhbirlik yaptığı ortaya çıktı. ANF, Songur’un istihbarat ve Emniyet Müdürlüğü’ndeki “P011” ile başlayan sicil numarasına ulaştı. Songur’un Alman istihbaratı ve diğer güvenlik birimleri tarafından Bavyera’da bulunan “İslami çevrelere” sızdırıldığı belirtildi.
Songur’un topladığı bilgileri söz konusu sicil numarasıyla istihbarata aktarırken, Alman güvenlik birimleri de kendisi hakkında ayrıntılı dosya oluşturdu. 60 sayfalık dosyada Songur’un 2013 yılında Bavyara’nın Buchloe kentinde “izinsiz ikametgah”, 2005’te ise Landshut’ta “yaralama” suçlarından soruşturmaların açılması ve son 20 yılda en az 20 kez ikametgah adresini değiştirmesi dikkat çekti. Adreslerin çoğu Bavyera’nın Coburg kentini oluştururken, diğer adresler ise farklı kent ile eyaletlerde.
KATLİAMDAN ÖNCE ALMANYA’DAYDI
Alman devlet dairelerindeki kayıtlara göre Murat Songur ilk kez 1989 yılının Ekim ayında Almanya’ya geldi ve tam bir yıl sonra Ekim 1990’da Türkiye’ye geri döndü. Songur’un neden Almanya’da geldiği ve daha sonra neden Türkiye’ye döndüğü hâlâ bir muamma. Türkiye’de yargılanırken 1996’da Almanya’ya gelmesine rağmen resmi kayıtlara göre Songur'un, 2016’da yaptığı sığınma başvurusu reddedildi. Fakat yine de Alman makamları kendisine oturum müsaadesi verdi. Madımak katliamı sırasında çekilmiş video görüntüleri bulunan Songur için daha önce Alevi kuruluşların yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı.
ANF’nin araştırmasına göre Baden-Würtemberg Eyaleti’nde restoran işletmesine rağmen şu anda resmi ikametgahı Bavyera Eyaleti görünüyor. Madımak’ta katledilen Hasret Gültekin’in Almanya’da yaşayan eşi Yeter Gültekin, avukatı Mahmut Erdem aracılığıyla Murat Songur için 22 Haziran 2022 günü yeniden bir suç duyurusunda bulundu. Türkiye’deki mahkemelerin kendisi hakkında verdiği yakalama kararı ve yargılama süreci 2023 yılında son bulacak olan Songur’un Almanya’da yargılanması talep ediliyor.
ERDEM: ALMANYA ELİ KANLI KATİLLERLE İŞ YAPAMAZ
Suç duyurusu ve Songur’un Alman istihbaratına çalışmasına ilişkin ANF’ye konuşan Avukat Mahmut Erdem, “Hukukun güçlü olduğu Almanya gibi bir ülkede devlet kurumlarının eli kanlı katillerle iş yapması kabul edilemez” diye konuştu. Songur gibi kişilerin istihbarat tarafından kullanıldıktan sonra bir köşeye atılacağını belirten Avukat Erdem, Almanya’nın istese kolaylıkla bu kişileri yargılayabileceğine dikkat çekti.
Alman hukukuna göre insanlığa karşı suç işlemiş kişilerin Almanya’ya gelmeleri halinde yargılamalarının mümkün olduğunu belirten Erdem, bu konuda DAİŞ çeteleri için verilen mahkeme kararlarını hatırlattı. Yıllardır Songur’un izini sürdüğünü bildiren Avukat Erdem, “Yapacağımız suç duyurusu için adresini bulduğumuzda bakıyoruz hemen adresini değiştirmiş. Almanya’da adres değişikliği bu kadar kolay değil” diye konuştu.
ALMANYA BAĞLANTILI KATİLLER
Sadece Murat Songur değil diğer Almanya’da yaşayan katiller de devlet koruması altında. Kendilerine verilen sığınma hakkının yanı sıra Alman vatandaşlığına geçmeleri de kabul edilen, hatta Interpol'ün onları yakalamamaları için Alman devlet nezdinde özel çaba sarf edilen katillere ilişkin bilgiler şunlar:
Muhammed Nuh Kılıç: Şu anda Almanya’nın Mannheim kentinde yaşıyor, bir süre işlettiği dönerci dükkanının kendisine ait olduğu deşifre olunca işyerini satmak zorunda kaldı. Almanya’ya geldikten sonra Türk basınına verdiği röportajda “Pişman değilim” ve katliam için “Hadlerini bildirdik” demesiyle gündeme gelen Kılıç, ANF’nin araştırmasına göre şu anda Mannheim ve çevresinde örgütlü olan bir Türk tarikatının liderliğini yapıyor. Kılıç’ın diğer katillerden farkı ise ona Alman vatandaşlığının verilmesi.
Vahit Kaynar: Almanya’ya geldikten sonra Berlin’e yerleşti ve ticarete atıldı. Wedding semtinde Türkiye mutfağından yemeklerin satıldığı restoranı işleten Kaynar, bir pazarlama şirketinin de sahibi. 2011’de aracıyla Polonya’ya yaptığı bir yolculuk sırasında bir trafik kontrolüne takıldı ve Polanya polisi Kaynar’ın Madımak Katliamı nedeniyle Türkiye’nin talebiyle Interpol tarafından arandığını tespit etti. Ancak Polonya’nın Breslau kentinde bulunan Alman konsolosluğu devreye girerek Kaynar’ın hiçbir ülkenin vatandaşı olmadığını ve bundan dolayı da Türkiye’ye teslim edilmeyeceğini, bunun yerine Almanya’da oturum müsaadesi olduğu için de Almanya’ya verilmesini istedi.
Polonya’daki skandalın ardından Yeşiller Partisi Milletvekili Mehmet Kılıç, hükümete verdiği bir soru önergesinde Kaynar’ın hâlâ Türk vatandaşı olmasına rağmen Alman Konsolosluğu'nun neden onun için ‘vatansız’ dediğini sordu. Alman hükümeti ise özür dileyerek bir ‘yanlışlık’ sonucu Kaynar’ı vatansız olarak gösterdiklerini açıkladı. Yaklaşık bir ay Polonya’da cezaevinde kalan Kaynar, 23 bin Euro kefalet karşılığında serbest bırakıldıktan sonra tekrar Berlin’e geri geldi ve yaşamına kaldığı yerden devam etti. Ankara 1 Nolu DGM'nin 1997 idam kararı verdiği ve 2001’de cezası müebbet hapse çevrilen Kaynar, Berlin’deki Türkiyeli çevrede kendisini “Ali Can” ismiyle tanıtıyor.
Adem Ağbektaş: Baden- Würtemberg Eyaleti’nde yaşıyor ve Milli Görüş’te uzun yıllardır aktif. Bir dönem Milli Görüş’e ait olan Sinsheim kentinde bulunan Mescid-i Aksa Camii’nde görev yaptı. Alman iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Örgütü’nün takibi altında olan Milli Görüş’ün önemli bir kesimi AKP’yi destekliyor. ANF’nin araştırmalarına göre Ağbektaş şu anda bir oto galerinin sahibi.
Cafer Erçakmak: Madımak Katliamı sırasında çekilen fotoğrafla hafızalara kazıldı. Madımak Oteli yanarken Aziz Nesin’in itfaiye merdivenlerinden indiği sırada katillerin arasında görülen Erçakmak soruşturmanın ‘1 numaralı’ sanığı olarak aranıyordu. Madımak Katliamı sırasında Refah Partisi’nin Sivas Belediye Meclis Üyesi olan Erçakmak, bir dönem Almanya’ya geldi ve uzun yıllar izini kaybettirdi. 2011 yılında Sivas’ta öldüğünde Türkiye’de yaşadığı ortaya çıktı. Erçakmak hakkındaki tutuklama, arama kararına rağmen Türkiye’de ehliyet çıkarmış ve yeni doğan çocuğunun nüfus işlemlerini yapmıştı.
Etem Ceylan: Almanya’ya geldikten sonra yaptığı sığınma başvurusu uzun yıllar cevapsız kaldı. 2006 yılında Baden- Würtemberg Eyaleti’nin Siegmaringen kentinde bulunan İdare Mahkemesi Ceylan’ın sığınma başvurusunu reddettikten sonra sınır dışı kararı verdi. Temyize gitmesi de engellenen Ceylan’ın şu anda Almanya’da yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor. Türkiye’de hâlâ resmi olarak aranmasına rağmen Ceylan’ın da yasa dışı biçimde AKP-MHP iktidarının koruması altında Türkiye’de yaşama ihtimali var.
Ömer Demir, Eren Ceylan, Adem Bayrak, Mehmet Yılmaz ve Sedat Yıldırım: Bu şahıslar hakkında kamuoyuna yansıyan veya araştırmalar sonucu elde edilen herhangi bir bilgi yok. Bayrak, Yılmaz ve Yıldırım’ın ortak özelliği ise üçünün Almanya’ya geldikten sonra iltica başvurularının önce reddedilmesi, ardından da itiraz üzerine sığınma hakkının verilmesi. Bu isimlerden Sedat Yıldırım hakkında kamuoyuna yansıyan tek bilgi şu; 2003’te Duisburg’da bir doğum günü partisi sırasında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı.
AKBULUT: CDU/SPD HÜKÜMETİ BİLGİLERİ SAKLADI
Bu arada Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut da Almanya’da ikamet eden katliamın hüküm giymiş failleri ile ilgili Federal Meclis’e yeni bir soru önergesi verdi. Akbulut, katiller hakkında şu ana kadar ne tür işlem yapıldığı ve Türkiye ile nasıl bir iş birliği içinde bulunduğuna dair hükümete sorulan yöneltti.
Soru önergesi ve Almanya’daki Madımak katillerinin yargılanma sürecine ilişkin ANF’ye konuşan Akbulut, Angela Merkel’in başbakanlığındaki bir önceki hükümet döneminde çeşitli soru önergeleri ile bu failler hakkında bilgi almayı denediğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Fakat CDU ve SPD’den oluşan eski hükümet bilgi vermekten kaçındı. Bu konuda ilginç olan 2013 yılında eski milletvekili Memet Kılıç’ın benzer sorularına o zamanki CDU ve FDP’den oluşan hükümet cevap verebiliyordu. Anlaşılan o ki CDU/SPD’ den oluşan Alman hükümeti bizden bu konu ile ilgili bilgileri bilerek saklıyordu.”
Alman hükümetinin bu yaklaşımının Alevi toplumu içerisinde tedirginliğe yol açtığına dikkat çeken Akbulut, “Arada geçen zaman içerisinde hükümetin boş cevapları ile yetinmedik ve yeni bir soru önergesi hazırladık. Umarım SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan yeni hükümet bu soru önergemizi ciddi şekilde cevaplar. Söz konusu failler pogroma benzeyen bir kundaklamada 33 kişinin öldürülmesinin sorumluluğunu taşımaktadır. Bu katliamı yapanlar cezalarını çekene kadar peşlerini bırakmayacağız” dedi.