İsviçre'nin Zürih kantonunda yayımlanan saygın ve prestijli gazetelerden Tages-Anzeiger'in 15 Şubat sayısında Abdullah Öcalan'a özgürlük talebinin yer aldığı bir ilan yayınlandı. 1989 yılında kurulan Tages-Anzeiger, bugün hem ulusal düzeyde etkili bir gazete olurken, hem de kantonun en büyük gazetesi olarak dikkat çekiyor.
Ortadoğu halklarının kalıcı barış ve demokrasi taleplerinin karşılanması açısından Abdullah Öcalan ile tüm siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmalarının önemine vurgu yapılan ilanda şu ifadeler yer aldı:
“15 Şubat 1999'da PKK'nin kurucusu Abdullah Öcalan uluslararası bir komplo süreciyle Kenya'nın başkenti Nairobi'den Türkiye kaçırıldı. O tarihten bu yana Öcalan ağır bir tecrit altında İmralı cezaevi adasında tutulmaktadır. Öte yandan Abdullah Öcalan hayatını barış, demokrasi ve Kürt sorununun çözümüne adamıştır.
Uzun süredir Türk devleti ile devam eden çatışma sürecinde Öcalan'ın kendisi çok sayıda yapıcı çözümler öneren tek taraflı ateşkes ilan etmiş, İmralı cezaevinde tutulduğu süreç içerisinde 2012-2015 tarihleri arasında Türkiye ile yapılan müzakere sürecinde barış ve demokrasi adına yapıcı ve olumlu adımlar atmıştır.
2005 ve 2006 yıllarında 3,5 milyon Kürt ‘Abdullah Öcalan benim siyasi iradem ve temsilcimdir’ beyanında bulunmuş, yine 2015 yılında 10 buçuk milyon kişi Öcalan'ın serbest bırakması için taleplerini dile getirmiştir. Bu anlamıyla Öcalan sadece etkili bir siyasi şahsiyet değil, aynı zamanda Kürt sorununun barışçıl çözümünü savunan bir lider ve tüm bölgenin demokratikleşmesi için rol oynayabilecek siyasi bir aktördür.
Bulunduğumuz süreç itibariyle güncelliğini koruyan Rojava'da geliştirilen demokratik konfederalizm projesinin yaratıcısı olan Öcalan, kaos ve krizli bölge için demokratik ve barışçıl çözümü sembolize etmektedir. Uluslararası kamuoyu nezdinde Ortadoğu'da yaşanan mevcut kaos ve krizin tırmanmasının arka planında Türk devletinin olduğu gerçeği bilinmektedir. Bu kaosun çözümünde Abdullah Öcalan'ın kalıcı barış üzerine yapıcı fikirlerinin büyük etkisi olacaktır. Tüm bu nedenlerden ötürü bölge halklarının kalıcı barış ve demokrasi taleplerinin karşılanması açısından Abdullah Öcalan ile tüm siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmaları büyük bir anlam ve katkı sağlayacaktır."