‘Almanya Erdoğan’ın özel talebini yerine getiriyor’
Türk faşist gruplarının yasaklanması için meclisin aldığı karara rağmen harekete geçmeyen Alman İçişleri Bakanlığı, Kürtlere yönelik yasak ve baskı siyasetini de sürdürüyor.
Türk faşist gruplarının yasaklanması için meclisin aldığı karara rağmen harekete geçmeyen Alman İçişleri Bakanlığı, Kürtlere yönelik yasak ve baskı siyasetini de sürdürüyor.
Hannover’in eski büyükşehir belediye başkanı Herbert Schmalstieg, Almanya’nın Fransa gibi Türk ırkçılarına yönelik kapsamlı bir karar almasını istedi. İçişleri Bakanlığı’nın Kürtlere yönelik kriminilizasyon siyasetini de eleştiren Schmalstieg “Kürtlere yönelik tutumunuzdan vazgeçin” çağrısında bulundu.
Türkiye’de Erdoğan rejiminin son yıllarda iktidarı tamamen ele geçirmesinden cesaret alan ve “Ülkücüler” veya “Bozkurtlar” gibi isimlerle Avrupa’da örgütlenen Türk faşistleri, yaşadıkları ülkelerin güvenliğini tehdit etmeye başladılar. AKP-MHP iktidarının paramiliter gücü olan Ülkücüler, başta Kürtler olmak üzere Ermeniler, Yahudiler ve Türkiye’de yaşayan diğer azınlık ve dini gruplara yönelik nefret suçlarını işlerken, birçok şiddete eylemine de karıştılar.
Üstelik Türk faşistlerinin bizzat AKP-MHP iktidarı ve MİT’in organizesiyle de hareket ettikleri birçok kez belgelendi. Örneğin geçtiğimiz Haziran ayının son günlerinde Avusturya'nın başkenti Viyana'da kadın örgütlerinin gösterisini kendilerini “ülkücü” ve “Erdoğancı” olarak adlandıran grupların saldırısının Türk istihbaratı tarafından tertiplendiği Avusturyalı güvenlik birimlerince açıklanmıştı.
29 Ekim 2020 günü Fransa’nın Dijon kentinde ise Ermenilere yönelik gerçekleştirdikleri linç saldırılarının ardından Paris yönetimi bu grupları yasaklama kararı aldı. Avusturya ve Fransa’daki bu gelişmelerin ardından 18 Kasım günü 2020 Almanya'da hükümeti oluşturan partiler ile muhalefet Ülkücü Hareketi’nin yasaklanmasını önünü açan yasa tasarısı Federal Meclis’te kabul edildi.
KARARI HİÇE SAYAN BAKANLIK TÜRK FAŞİSTLERİNE SESSİZ
Bu kararın ardından Türk ırkçı grupların yasaklanması için gözler İçişleri Bakanlığı’na çevrildi. Ancak üzerinden yaklaşık 6 ay geçmesine rağmen muhafazakar ve sağcı kimliğiyle bilinen Horst Seehofer’in koltuğunda oturduğu İçişleri Bakanlığı’nın Ülkücü grupların faaliyetlerini engellenmek, yasaklamak veya Türk ırkçılığının Almanya’daki etkisinin kırılmasına yönelik başlattığı hiçbir çalışma yok.
Üstelik geçtiğimiz günlerde bir sonu önerisine yanıt veren Angela Merkel’in başbakanlığındaki hükümetin aşırı sağcı Türk gruplarının kamuoyu ve siyaseti etkileme amacıyla faaliyetlerde bulunduğunu açıklamasına rağmen sessizliğe bürünen İçişleri Bakanlığı, mevzu bahis Kürtlerin Almanya’daki örgütlenmesi olunca elinden geleni yapması dikkat çekici.
Almanya’da nüfusu bir milyonu aşan Kürtler yıllardır devletin kriminalize siyasetinin mağdur oluyor, barışçıl gösterileri polisin şiddeti olurken insanlığın düşmanı DAİŞ çetelerini yenen YPG ve YPJ’nin bayrakları da İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı genelgelerle kriminalize edilerek taşınması ‘suç’ sayıldı. YPG/YPJ bayrakları ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterlerine yönelik bakanlığın yasak siyasetine karşı Kürdistanlılar ve dostları birçok kez hukuk mücadelesini kazandılar.
ALMANYA KÜRTLERE YÖNELİK KRİMİNALİZASYON SİYASETİNDE ISRAR EDİYOR
Ancak mahkemelerin kararlarına rağmen İçişleri Bakanlığı, 26 Kasım 1993’te PKK’ye yönelik yasak kararını gerekçe yaparak kriminalizisyon siyasetinde ısrar ediyor. Bakanlığın kararıyla Kürtlerin siyasi tercihlerde bulunarak ülkesinin ve halkının özgürlüğü için yapacağı her katkı ve faaliyet devlet içerisindeki bir kliğin yürüttüğü bir konsept çerçevesinde “suç” sayılıyor. Örneğin Kürtlere yönelik açılan siyasi soruşturmaların sayısı 2015’ten bu yana her yıl arttı, bu “salgın yılı” olarak geçen 2020’de de devam etti.
ANF’nin araştırmasına göre 2020’de 100’ye yakın Kürde Alman güvenlik birimleri ve savcılık soruşturma açtı. Bu rakam 2015’te 22’ken, 2016’da 55, 2017’de 151, 2018’de 288 ve 2019’da ise 203’e yükseldi. Soruşturmaların yanı sıra Almanya’nın Kürtlere yönelik her türlü takip, fişleme, siyasi sığınma hakkı vermedeki isteksizlik, hatta vatandaş olma haklarından maruz bırakılması gibi türlü türlü baskı politikası Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği (RAV)’ın yöneticisi avukat Lukas Theune’ya göre Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel talebi.
Almanya’nın Erdoğan’ın Kürtlere yönelik baskılarını artırması yönündeki isteğini eksiksiz olarak yerine getirmeye çalıştığını belirten Theune, ANF’ye verdiği demeçte devamla şu değerlendirmelerde bulundu: “Kürt özgürlük hareketine yönelik bu öfkenin bir başka nedeni de Alman devletinin çıkarları. Gelişen, büyüyen ve topluma yayılan hareketler devleti korkutuyor, bu hareketlerin başında da şu anda Almanya’da Kürt özgürlük mücadelesi geliyor. Bundan dolayı harekete sempati duyanlar takibe alınıyor, fişleniyor ve soruşturmalara tabii tutuluyor.”
‘ALMANYA, FRANSA GİBİ YASAK KARARI ALMALI’
İçişleri Bakanlığı’nın Türk ırkçı gruplara sessiz kalan, ancak diğer yandan da Kürt aktivistlere yönelik her türlü baskı yöntemlerine devreye koymasından rahatsız olan bir başka isim ise Hannover’in eski büyükşehir belediye başkanı Herbert Schmalstieg. Sosyal demokrat politikacı olan Schmalstieg, ANF’ye yaptığı değerlendirmede Fransa’nın Türk milliyetçilere yönelik aldığı kapsamlı yasak kararının benzerinin de Almanya tarafından alınmasını istedi.
Türk ırkçılara yönelik kapsamlı bir yasak için Federal Meclis’in Kasım ayında aldığı kararın yetersiz olduğunu belirten Schmalstieg, yeni bir yasa tasarılarının hazırlamaları için mecliste grubu bulunan partilere çağrıda bulundu. Yasağın şeklinin belirlenmesi görevinin İçişleri Bakanlığı’na bırakılmamasını isteyen Almanya’nın deneyimli politikacılarından Schmalstieg devamla şöyle konuştu: “Alman Federal Meclisi söz konusu gruplara yönelik yeni bir yasa tasarısını gündemine almalı. Bu yeni tasarıda hangi organizasyonların yasaklanacağı somut olarak ifade edilmeli.”
Herbert Schmalstieg, İçişleri Bakanlığı’nın Kürtlere yönelik kriminilizasyon siyasetini de eleştirdi. Bakanlığın Kürtleri hedef gösteren ve baskı altına alan siyasetten vazgeçmesini isteyen Schmalstieg “İçişleri Bakanlığı’nın bu konudaki tutum ve yaklaşmasını inceleyip değiştirmesinin zamanı geldi” diye konuştu. 1972’den 2006 yılına kadar Hannover büyükşehir belediye başkanlığı için arka arkaya seçilen Schmalstieg, bu görevi en uzun süreli yürüten isim olarak Almanya’nın yakın tarihine geçmişti.