KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar işgalci Türk devletinin saldırıları, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi, “Büyük Gemlik Yürüyüşü” ve işgal ile kimyasala karşı 25 Haziran’da gerçekleştirilecek Düsseldorf miting ve yürüyüşüne ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Türk devletinin saldırılarını “topyekün saldırı” olarak değerlendiren Aydar, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin önemli bir süreçten geçtiğini belirterek şöyle konuştu: “Türk devletinin her alanda saldırısı var. Sadece gerilla alanlarına yönelik değil veya yasak silahlar kullanması da değil, yani kimyasal silahların ötesinde; aynı zamanda Rojava’ya saldırıyor ve işgal tehdidinde bulunuyor. Diğer taraftan Kuzey Kürdistan’da her gün onlarca insanı gözaltına alıyor, tutukluyor, işkencelerden geçiriyor. Bu hükümetin, şu anki Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürtlere saldırısı topyekündür.”
Türk devletinin bütün planlamasını Kürt düşmanlığı üzerine kurduğunu söyleyen Aydar “Yatıp kalkıyor, ‘Kürtleri nasıl yok edebilirim?’ diye düşünüyor. Kuzey, Güney, Rojava ve Rojhilat’ta dünyanın her tarafında Kürtlerle uğraşıyor. Diplomasisine de bakın, NATO olayında ne kadar kriz çıkardığını, bunların hepsinin Kürtler nedeniyle olduğu ortada” diye konuştu.
15 AYDIR BAŞKAN APO’DAN TEK BİR HABER ALMADIK
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin boyutlarına dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, Mart 2021’den beri Kürt Halk Önderi’nden haber alınamadığının altını çizerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Tabii çetin bir durum, 25 Mart 2021’den bu yana, yani 15 aydır Başkan Apo’dan tek bir kelime bile duymuş değiliz. Daha önce de uzun zamandır ağır bir tecrit vardı. 2019 seçimlerinde kısmen bir yumuşama oldu; ama 2015’ten bu yana yani 7 yıldır ağır bir tecrit var ve 8. yılına girdi. Daha öncesi de var ama son zaman dilimini söylüyorum. Ayrıca tüm cezaevleri üzerinde de büyük baskılar var. Cezaevlerini ölüm evlerine çevirmeye çalışıyorlar.”
Ulusal ve uluslararası alanda tecride karşı gelişen tepkilere de dikkat çeken Zübeyir Aydar, “Tecride karşı her düzeyde halkımızın mücadelesi tepkisi var. Uluslararası alanda Başkan Apo’ya özgürlük kampanyası çerçevesinde girişimler var. İşte daha geçen gün İngiltere’de bir sendika kongresinde benzer bir girişim gerçekleşti.”
Aralarında kurum temsilcileri ve baro başkanlarının da bulunduğu 29 baroya kayıtlı 775 avukatın İmralı Cezaevi’ne karşı devreye konulan avukat yasağına karşı 10-17 Haziran tarihleri aralığında avukat ziyareti gerçekleştirmek talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunduğunu hatırlatan Zübeyir Aydar bu konuda ise şöyle konuştu: “Bu önemli bir çabaydı. Bunu basın bence fazla da öne çıkarmalı, çünkü sıradan bir girişim değil. Yani 775 avukat bir araya gelerek eğer ‘ben görüşmek istiyorum’ diyorsa, bu çok önemlidir.”
BU DÖNEMDE “İMRALI’YA GİDECEĞİM” DEMEK ÖNEMLİ
12 Haziran’da Türk devletinin ağır baskı ve zor koşulları altında gerçekleşen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı HDP, HDK, DTK, TJA, MED TUHAD-FED ve DBP tarafından düzenlenen Büyük Gemlik Yürüyüşüne ilişkin ise Aydar şöyle konuştu: “Halkımızın Özgürlük Kampanyası çerçevesinde Gemlik’e yürümek istemesi ve yürümesi, ki bu yürüyüşün her düzeyde her tarafta önü kesildi ama bütün bedellere rağmen bu şekilde yürüyüş son derece önemliydi. Her tarafta bütün demokratik eylemliliklerin yasaklandığı bir dönemde işkence, tutuklanma, gözaltı pahasına, dayak pahasına her şehirde her tarafta ortaya çıkıp yönünü İmralı’ya vermesi, “ben Gemlik’e gideceğim, oradan İmralı’ya gideceğim” diyebilmek önemlidir.”
EYLEMLER İŞGALE KARŞI BAŞKALDIRIDIR
14 Nisan’dan beri süren Türk devletinin Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları ve kimyasal kullanımına ilişkin 3 Mayıs’tan beri Benelüks ülkelerinden Kürdistanlılar ve dostlarının katılımıyla her hafta Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü-OPCW önünde yapılan eyleme vurgu yapan KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, “Öbür tarafta halkımızın ve dostlarımızın işgale, kimyasal saldırılara karşı tepkisi, mücadelesi var. Yani dünya kamuoyunun ilgisi oraya çekilmek isteniyor” dedi.
Aydar işgal saldırılarına karşı “Kürdistan için küresel seferberlik” kampanyası çerçevesinde “Kürdistan’ı savun, devrimi savun” başlığı ile yapılan eylemliliklerin önemine de vurgu yapan Aydar, bu eylemleri “işgale karşı Kürtlerin ve dostlarının başkaldırısı” olarak niteledi. Aydar bu konuda ise şöyle konuştu: “Tokyo’dan Toronto’ya kadar, yani bütün Avrupa, Avustralya, Amerika her tarafta aynı gün kimyasal saldırılara karşı, işgale karşı Kürtlerin ve dostlarının başkaldırısı vardı. Bu çok önemli bir eylemdi. Her düzeyde bu şekilde yürüyor.”
EMEĞİ GEÇEN HERKESİ SELAMLIYORUM
KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, 25 Haziran’da Düsseldorf’ta Defend Kürdistan Barış İnisiyatifi’nin “Türk işgaline ve kimyasal silah kullanımına karşı Kürdistan’ı savunun” adıyla gerçekleştireceği yürüyüş ve mitinge ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şu ana kadar gerçekleştirilen eylemlere ilişkin, “Bu çerçevede bu sürede bu eylemlilikleri yapan, organize eden, katılan herkesi selamlıyorum” diyen Aydar, 25 Haziran yürüyüş ve mitingini şu ana kadar gerçekleştirilen eylemlerin devamı ve zirvesi olacağını belirtti.
Türk devletinin saldırılarının sürmesi durumunda yeni kitlesel gösterilerin de olacağını işaret eden Aydar, “Bu çerçevede 25 Haziran’da Düsseldorf’ta Kürtler ve dostları Avrupa çapında büyük bir eylemselliğe hazırlanıyorlar. Bu eylem, az önce anlattığım bütün eylemselliklerin devamıdır. Onların bir büyük zirvesi olacaktır. Hepsinin toplamı gibi zirvesel bir eylemliliktir. Ondan sonra da devam edecektir. Saldırılar devam ettikçe, tecrit devam ettikçe, Türk devletinin katliam girişimleri, saldırıları devam ettikçe bu eylemlilikler çoğalarak devam eder. Ama Düsseldorf’ta yapılacak yürüyüş ve miting şu anda gündemin önemli bir maddesidir. Bütün bu eylemselliklerin bir zirvesi, bir toplamı olması gerekiyor. Öyle de olacak.”
25 HAZİRAN GERİLLA VE BAŞKAN APO İLE DAYANIŞMA GÜNÜDÜR
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Aydar, 25 Haziran eyleminin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürdistan Özgürlük gerillası ile dayanışma anlamına geldiğini belirterek şu çağrıda bulundu: “Bu çerçevede tüm Avrupa’daki arkadaşlarımızı, Kürdistani kitleyi, yurtseverleri, dostlarımızı 25 Haziran’da kendisini göstermeye, tepkisini ortaya koymaya ve Kürtlerle dayanışma içinde olduğunu, gerilla ile dayanışma içinde olduğunu, Başkan Apo ile dayanışma içinde olduğunu ve onun özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacağını belirtmek amacıyla herkesi, duyarlı herkesi Düsseldorf’a çağırıyorum. İnanıyorum bu önemli bir eylemsellik olacak, dünya kamuoyunun, görmek istemeyenlerin de gözüne girecektir.”