Almanya'nın başkenti Berlin'de HDP'ye yönelik kapatma girişimleri ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini protesto edildi.

ADGB'nin (Avrupa Demokratik Güç Birliği) çağrısı ile Wilhemstr.’de bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları protesto etti.

Saygı duruşu ile başlayan eylem ADGB ortak basın açıklaması okunarak devam etti.

FED-KURD sözcüsü Mehtap Erol, Dışişleri Bakanı Haiko Maas'a seslenerek HDP'ye terör örgütleri ile aralarına mesafe bırakması açıklamalarını yersiz olduğunu AKP-MHP faşist bloğu ile aralarındaki ilişkiyi gözden geçirmesini dillendirerek diktatörlüğe karşı durulması gerektiğini belirtti.

Die Linke Eyalet Milletvekili Hakan Taş, "HDP'nin kapatılma girişimlerini kesinlikle kabul etmiyoruz, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum Melih Bulu'ya karşı da mücadele devam ediyor. Almanya Hükümeti, Dışişleri Bakanı’nın söylemleri ve ticari ilişkilerinden dolayı Türkiye'ye yaptırım uygulamamaları kabul edilir bir durum değildir" diye konuştu.

Kadın siyasetçi Sibel Yiğitalp ise açlık grevlerine dikkat çekerek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması gerektiğine dikkat çekti.

Yiğitalp, HDP’ye yönelik kapatma girişimlerinin de hukuki olmadığını söyledi ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının da diktatörlüğün göstergesi olduğunu söyledi.

Kürt siyasetçi Ahmet Yıldırım ise şöyle konuştu: “HDP'nin kapatılma girişimlerinin hukuksal bir boyutu olmadığı gibi AKP-MHP faşist bloğunun ürünü olduğu ortadadır. Halkın iradesi dün Newroz’da kendi temsiliyetini göstermiştir. Savcısı AKP-MHP olanın hakimi de halk olacaktır.”

Barış Akademisyenleri Derneği sözcüsü Mustafa Şener de bir halkın mücadelesinin, barış mücadelesinin “terör” hamaseti ile durdurulamayacağını söyledi.

Şener, “Hukuk dışı uygulamalarınızı meşrulaştıramazsınız, insanların siyaset yapma hakkını engelleyemezsiniz" diye konuştu.

Boğaziçi Dayanışma Komitesi sözcüsü Mehmet Eylem Kırlangıç, "HDP'ye kapatma davası açan, vekilleri tutuklayan zihniyeti sanat eserlerine saldıranlar ile gökkuşağının renklerine tahammül edemeyenler ile kayyumları atayanlar ile aynı olduğunu biliyoruz.

Bizi farklı ithamlar ile birbirimizden ayırmaya çalışanlara karşı hep birlikte buradayız. Kadın cinayetlerini ve erkek şiddetini durdurmak yerine İstanbul sözleşmesini feshederek katilleri, tecavüzcüleri üstümüze salan, kadınların yaşam hakkını hiçe sayan iktidara karşı omuz omuza isyandayız" dedi.

Eylem sloganlarla sona erdi.