GÖRÜNTÜLÜ

Berlin’deki konferansın sonuç bildirgesi açıklandı

Berlin’de düzenlenen “Barış, Diyalog ve Demokrasi Konferansı”nın sonuç bildirgesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için çağrı yapıldı, barış mücadelesinin geliştirilmesi yönünde alınan kararlar açıklandı.

Türkiye’den Avrupa’ya sürgün edilen aydın, yazar, akademisyen, gazeteci ve siyasetçilerin katılımıyla Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen “Barış, Diyalog ve Demokrasi Konferansı, açıklanan sonuç bildirgesiyle sona erdi.  İki gün devam eden konferansının sonuç bildirgesini Akademisyen Latife Akyüz ve Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu okudu.

1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Berlin’de toplanan Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu’nun, dünyada her geçen gün daha da şiddetlenen savaşlara karşı enternasyonal dayanışmayı hedefleyerek, devletlerin sürdürdüğü savaş ittifakına karşı barış mücadelesinin de uluslarararası bir nitelik kazanması gerektiğine dikkat çeken Latife Akyüz,  konferansta düzenlenen oturumlara ilişkin şu bilgileri paylaştı:

BARIŞ SÜREÇLERİNE İLİŞKİN DENEYİMLER

“İki gün süren konferansımızın ilk gün gerçekleştirilen panelinde barış mücadelesine ilişkin uluslararası deneyimler paylaşıldı. Kolombiya, Filistin, Güney Afrika, Filipinler. İrlanda ve İzlanda’dan katılan panelistler, kendi ülkelerindeki barış süreçlerine ilişkin deneyimlerini paylaştılar.

TECRİT VE MUTLAK İLETİŞİMSİZLİK

İkinci ve üçüncü panellerde, Türkiye ve Kürdistan deneyimleri ayrıntılı olarak tartışıldı.

İmralı’da sayın Abdullah Öcalan üzerinde üzerinde Türk devletinin yürüttüğü mutlak tecrit politikasının ayrıntıları somut örnekleriyle dile geldi. Tecrit politikasının sadece Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kişisel varlığını değil, aynı zamanda barış düşüncesini ve halkların özgürlük hayallerini yok etmeyi hedeflediği ifade edildi. Öcalan’ın özgürlüğünü talep etmenin ise Kürt halkının iradesine saygı kadar, halkların barış talepleriyle de içiçe olduğu gerçeği vurgulandı.  

SAVAŞ SUÇLARI TEŞHİR EDİLDİ

Dördüncü ve beşinci panellerde devletlerin savaş suçları teşhir edildi. Düne kadar spekülatif bir tespit olarak dolaşımda olan üçüncü dünya savaşı hayatımızın tam ortasındaki bir gerçekliğe dönüştü. Ölme ve öldürme üzerine tarafların ortak onayla imza attığı savaş sözleşmesine karşı barışı inşa etmenin daha fazla ısrar, daha fazla çaba ve daha fazla erdem gerektirdiği vurgulandı.

SAVAŞLARIN KADIN VE ÇOCUKLARA ETKİSİ DE TEMEL GÜNDEMDİ

Kadınların, çocukların büyük katliamlarla yüz yüze bırakıldığı, homofobinin, ırkçılığın, doğa kırımın dünyanın yeni normali haline getirilmeye çalışıldığı bir zeminde, toplumsal barış ihtiyacının hiç bir dönem olmadığı kadar yakıcı hale geldiği belirtildi. Ve sadece insan kaynaklı değil, canlı cansız tüm varlıkların haklarını savunan bir barışın adil olacağına vurgu yapıldı.”

Gazeteci Mavioğlu ise, konferansın ikinci gününde düzenlenen atölyelerde barış mücadelesinin geliştirilmesi yönünde aldıkları kararları aktardı:   

"1- Kadın hareketlerinin deneyimlerinden beslenerek birlikte barışa ve demokrasiye katkı sunmayı hedefler. Jin Jiyan Azadi felsefesinin mimarı şu an mutlak tecrit altında. Bu tecrit kadınları da etkiliyor. Bu tecrit ortadan kaldırılmadan barışı yakalama şansımız yok. Başta Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, Plaza del Mayo anneleri, Emine Şenyaşar olmak üzere devlet ve erkek şiddetine uğramış tüm kadınların mücadelesini uluslararası platformlara taşımak.

2- Tarihsel ve politik gelişmeler Sayın Abdullah Öcalan’ın durumu ile Kürt meselesinin demokrasi ve özgürlük ekseninde çözümünü birleştirmiştir. Bu iki olgunun bütünselliği; Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu, Kürt meselesinin çözümü, barış ve müzakere yolunun açılması, otoriter ve faşist rejimin aşılmasına yönelik tüm çalışmalarında Öcalan’ın özgürlüğünü içeren perspektifle yürütmelidir.

3- Adil ve kalıcı bir barışın hayata geçebilmesi için barış çalışmaları hafızası arşivi oluşturulmalı, toplumsal barışı mümkün kılacak kapsayıcı bir barış dilinin oluşmasına öncülük edilmelidir. Barış talebini ve dilinin toplumun farklı kesimlerine ulaştırılmasını sağlayacak kampanyalar düzenlenmelidir. Bu kapsamda diplomasi, hukuk, basın ve kamuoyu nezdinde süreklilik içeren çalışmalar yürütülmelidir.

4- Forum, barış umudunu ve heyecanını çoğaltmak, barışın sesini yükseltmek için yakın, orta ve uzun vadede konserler, festivaller, kampanyalar, toplantılar örgütlemeyi, dijital platformlar oluşturmayı, barış için sanat üretmeyi önüne hedef olarak koymuştur."

Ertuğrul Mavioğlu, son olarak mesajı verdi: “Bir hayalimiz var. Sömürgeciliği, silah fabrikalarının dünyayı birkaç kez yok etmeye yetecek ölüm makinelerini üretmesini, dünyanın dört bir yanını cehenneme çeviren katliamları, hepimizi her gün daha fazla yoksullaştıran, göç yollarına düşüren, eşitsizliği derinleştiren, doğayı yok eden savaş çılgınlığını durdurabiliriz. Çağrımızdır: Gelin, tarihle sınanmış bu barış hayaline ortak olun.”