YENİLENDİ

Berlin'deki konferansta devletlerin savaş suçları konuşuldu

Berlin’de düzenlenen 'Barış ve Demokrasi Konferansı'nda 'Devletlerin Savaş Suçları' masaya yatırılırken, bu sürecin halkların mücadelesi ile sona erdirilebileceği kaydedildi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 'Barış ve Demokrasi Konferansı'nın 4. Oturumu, “Devletlerin Savaş Suçları” konulu panel ile devam etti. Dr. Nazan Üstündağ’ın moderatörlüğünde sürdürülen panele PYD Avrupa Temsilcisi Fuad Omar, Edebiyatçı Aslı Erdoğan, HDP eski Milletvekili Garo Paylon ile Draw Media Genel Yayın Yönetmeni Mohammed Raoof Abdulazzez katıldı.
Skype ile panele katılan Mohammed Raoof Abdulazzez, Türk devletinin Başûr’a yönelik işgal saldırıları ve oradaki askeri yerleşkeleri hakkında bilgiler paylaştı.

Türk devletinin Başûr’da gerçekleştirdiği bombardımanlar ve katliamların uluslararası ceza mahkemelerinin konusu olduğunu belirten Abdulazzez, Türk devletinin saldırılarında yüzlerce insanın yaralandığını ve ciddi bir doğa katliamının yaşandığını söyledi.

'TÜRK DEVLETİ SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR'

PYD Avrupa Temsilcisi Fuad Omar, Rojava’da devam eden savaşta binlerce insanın şehit olduğunu hatırlatarak, yaşanan şehadetlerin çoğunun Türk devleti ve ona bağlı çetelerin saldırı sonucu gerçekleştirildiğini kaydetti. Suriye’de devlet güçlerinin ve çetelerin orantısız güç kullanımıyla on binlerce sivilin yaşamını yitirdiğini belirten Omar, 2018 yılında Efrîn'in işgali sırasında Suriye’de faaliyet gösteren uluslararası kurumların kayıtlarına göre, tespit edilen 900 sivil insanın katledildiğini ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğunu ifade etti. Omar, saldırılar sonucu 9 bin 756 kişinin yaralandığını ve 139 tecavüz kaydının bu kuruluşlar tarafından tespit edildiğini ancak birçok kadının toplumsal baskı nedeniyle gizlediğini söyledi.

Omar, Efrîn'de 400 binden fazla insanın yerinden edildiğini, onların yerine başka bölgelerden getirilenlerin yerleştirildiğini, 400 binden fazla ağacın, 52 tarihi yerin ve inançlara ait 15 mekânın kullanılmaz hale getirildiğini aktardı. Ayrıca Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinde 10 binden fazla kişinin zorla yerinden edildiğini ve yerlerine binlerce yerli olmayan insanın yerleştirildiğini dile getirdi.
Türk devletinin Rojava’ya yönelik su kesintilerine başvurarak 5 milyon insanı sudan mahrum bırakmak istediğini belirten Omar, “Rojava’ya 452 kez hava saldırısı yapmıştır. 2023 yılında 7 elektrik istasyonunu vurarak 700 bin insanı susuz bırakmış, su depolarına, sağlık yerlerine, çocuk okullarına ve fabrikalara saldırmıştır” diye konuştu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Rojava’da önder olarak kabul edildiğini ve onun felsefesi doğrultusunda oluşumların geliştiğini ifade eden Omar, Türk devletinin bu duruma tahammülsüzlüğünü katliamlarla gösterdiğini söyledi. Omar, Türk devletinin Suriye devleti ile ilişkileri geliştirme çabasının Kürt kazanımlarını yok etmeye yönelik bir niyet olduğunun altını çizerek, uluslararası toplumu Türkiye’nin insanlık suçu işleyen hava saldırılarına karşı tavır almaya çağırdı.

KAFKASYA VE ROJAVA'DAKİ KATLİAMLARA DİKKAT ÇEKİLDİ

Siyasetçi Garo Paylan ise, Kafkasya’da yaşanan savaş ve zorla göç konularına değinerek, Karabağ’daki zorla göç olayı karşısında dünyanın sessizliğini sorguladı. Sırbistan’ın '90’lı yıllarda Boşnaklara karşı yaptığı soykırımı hatırlatan Paylan, bu durumun dünyada büyük bir infiale yol açtığını ve uluslararası güçlerin müdahalesi ile sonuçlandığını söyledi. Rojava ve Kafkasya'daki katliamlara karşı sessiz kalınmasının sorgulanması gerektiğini belirten Paylan, aynı şekilde Gazze’de insanların bombalandığı ve on binlerce insanın katledildiği bugünlerde, kötülüğün dünyada artık sıradanlaştığını söyledi. Dünyanın karanlık bir döneme girdiğini ifade eden Paylan, bu dönemin 1. Dünya Savaşı sürecine benzediğini ve 'güçlünün haklı olduğu bir dönemin' yaşandığını vurguladı. Ermeni katliamını hatırlatarak, günümüzde Kürt halkının benzer bir süreçten geçtiğini söyleyen Paylan, bunun karşısında “üzgünüz”, “kaygılıyız” şeklinde açıklamalarla yetinildiğini söyledi. Paylan, bu sürecin halkların mücadelesi ile sona erdirilebileceğini kaydetti.

Konferans yarın atölye çalışmaları, panel ve tartışmalarla devam edecek. 

BARIŞ ÇAĞRISI

Akşam saatlerinde ilk günkü oturumları sonlandıran katılımcılar, Hermannplatz meydanında  barış çağrılarını düzenledikleri basın açıklaması ile duyurdu.

Açıklamayı İzlanda Eski Adalet Bakanı Ögmundur Jonasson, Prof. Dr. Neşe Özgen ve Kürt siyasetçi Hatip Dicle yaptı. 

Açıklamada Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın geçmişten günümüze toplumsal barışın sağlanması yönünde çok samimi bir çaba sarf ettiği yönünde önemli vurgular yapıldı.