GÖRÜNTÜLÜ

DEM Parti heyeti AKPM’de: Türkiye AİHM kararlarını uygulamak durumunda

DEM Parti heyeti, toplantılara katılmak üzere geldiği AKPM'de bir dizi görüşmeler yaptı. Görüşmelere dair aktarımlarda bulunan DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin tarafı olduğu AİHK kararlarına uymak durumunda olduğunu vurguladı.

DEM Parti heyeti 30 Eylül - 4 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) toplantılarına katılmak amacıyla Fransa'nın Strasbourg kentinde bir dizi temaslarda bulundu.

Heyette DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti STK ve Siyasi Partilerle İlişkilerden Sorumlu Eşgenel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, DTK Eşbaşkanı ve Amed Milletvekili Bedran Öztürk ve Asrın Hukuk Bürosu Avukatlarından İbrahim Bilmez ve Gulê Algünerhan yer alıyor.

DEM Parti resmi delegasyonunun bünyesinde yer aldığı Sol Grup haricinde farklı komisyonlar, komiteler ve ilgili raportörler vasıtasıyla Kürt halkının ve Türkiye'deki insan hakları, demokrasi ve hukuk alanlarındaki sorunları AKPM’nin gündemine taşıdı.

Heyetin üç günlük temasları sona erdi. Heyet, temaslarının son gününde Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmeye DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti STK ve Siyasi Partilerle İlişkilerden Sorumlu Eşgenel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, DTK Eşbaşkanı Amed Milletvekili Bedran Öztürk, DEM Parti Avrupa Temsilcisi Eyüp Doru ve DEM Parti Avrupa Konseyi temsilcisi Faik Yağızay katıldı.

TÜLAY HATİMOĞULLARI: TÜRKİYE AİHM KARARLARINI UYGULAMAK DURUMUNDADIR

AKPM’de yürütükleri çalışma ve görüşmeler hakkında bilgi veren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, AKPM Başkanı Pedro Agramunt, Assamble İzleme Komitesi Başkanı, Assamle İzleme Grup Başkanı ve AK Siyasi ve Dış İlişkiler Direktörü , AK İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Genel Direktörü ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi. DEM Parti resmi delegasyonunun bünyesinde yer aldığı Sol Grubun da meclis toplantısına katıldıklarını aktardı.

Türkiye’nin yaşadığı çok önemli sorunlarının yanı sıra DEM Parti’nin yaşadığı birçok meseleyi; özellikle Kobanê Kumpas Davası ve Gezi Davası’nda AİHM kararlarının Türkiye tarafından uygulanmaması hususlarını dile getirdiklerini söyleyen Tülah Hatimoğulları, kimi mesajlar verdiklerini ifade etti. Bu vesileyle Türkiye’ye seslenen Tülay Hatimoğulları, “AİHM kararları mutlaka uygulanmalı. Çünkü Türkiye AİHS’ne taraf bir ülkedir ve bu kararları uygulamak durumundadır.”

Yerel yönetimler ve yerel demokrasinin Avrupa Konseyi’nin en önemli çalışma alanlarından biri olması itibarıyla  DEM Parti belediyelerine atanan kayyumların da en önemli gündemlerden birisi olduğunu belirten Tülay Hatimoğulları, “Geçmiş dönemde HDP belediyelerine 2 kez kayyum atanmıştı. Bu dönemde de Hakkari Belediyemize kayyum atandı ve Belediye Eşbaşkanımız şu an cezaevinde tutulmaktadır. Bu kanunsuzluktur, yurttaşın seçme ve seçilme hakkının elinden alınmasıdır. Bu başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’deki DEM Parti’nin seçmenini de yok saymadır, bir hukuksuzluktur. Önemle altını çizmek istiyorum; Türkiye’de erken dönemde kazanılmış olan seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir” dedi.  

‘ABDULLAH ÖCALAN AVUKATLARI VE AİLESİYLE GÖRÜŞTÜRÜLMELİ’

Tülay Hatimoğulları, görüşme konularından bir diğerinin ise yaklaşık 4 yıldır kendisinden hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ilişkin olduğunu belirterek, bu konuda şunları dile getirdi: “Sayın Öcalan üzerinde 4 yıla yakındır bir tecrit uygulanmaktadır. Ne ailesiyle ne avukatlarıyla görüştürülmüyor. Bu durum Türkiye anayasasını da çiğneyen bir durumdur. Aynı zamanda Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır. CPT’nin daha önce İmralı’ya gelerek bir raporu kaleme aldığı biliniyor ama kamuoyuna hala açıklanmış değil. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin hem Türkiye’deki yasalar gereği hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası yasalar gereği, hem avukatları hem de ailesiyle görüştürülmesi gerektiğinin altını çizdik.”

“Görüşmelerin en önemli değerlendirme konularından birisi, insan hakları ve cezaevleri sorunu oldu” diyen Tülay Hatimoğulları, bununla ilgili şu aktarımlarda bulundu: “Türkiye ne yazık ki artan baskıcı rejimden dolayı çok ciddi insan hakları ihlali var. Gençler, ülkede kendilerini özgür hissetmedikleri, geleceksiz hissettikleri için  göç yolunu tutmak zorunda kalıyor. Bütün bunların ciddi bir biçimde gerek ülkemizde değerlendirilmesi gerekse bu konuda çeşitli adımların, uluslararası adımların atılmasıyla ilgili önemli gündemlerimiz vardı.”

Tülay Hatimoğulları, kadınlara yönelik işlenen suçların da önemli gündem tuttuğunu ifade ederek, “Türkiye’de kadınlar ne yazık ki çok ciddi bir baskı altında. Bu otoriter rejim döneminde baskılar çokça artmış durumdadır. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, İstanbul Sözleşmesi’nden de çekilmeyle birlikte daha da savunmasız bir hale geldi. Yasasızlıkla birlikte hukuki olarak daha savunmasız bir hale gelmiş oluyor. Hukukun tecelli etmesi, 6284 sayılı kanunun uygulanması, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi yine önemli gündemlerimiz” diye konuştu.

BÜYÜK BİR BARIŞ MÜCADELESİNE İHTİYACIMIZ VAR

Bu görüşmelerde üzerinde durdukları en önemli noktanın, bölgenin ve bütün dünyanın içine çekilmek istendiği savaş olduğuna işaret eden Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Bugün Ukrayna-Rusya, İsrail’in Filistine, Lübnan’a, Yemen’e, Suriye bölgesine aynı anda saldırması, çok büyük bir savaş sarmalının içine çekildiğimizi gösteriyor. Biz, Avrupa Konseyi görüşmelerinde şu mesajı verdik. Çok büyük bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Çünkü öyle bir durum ki, bugün nükleer silahların kullanılma ihtimalinin yüksek olduğu bir yerde bizlerin bu savaşların geçmiş dönemdeki savaşlardan da farklı olarak bütün dünyayı tehdit altına alan bir durum söz konusu olabileceğini ve bu konuda hep birlikte barış sürecinin inşa edilmesi için bütün güçlerin; demokrasi güçlerinin inisiyatif geliştirmesine ihtiyaç var. Buradan da bütün dünyaya mesajımızı demokrasi güçlerine çağrımızla birlikte bir kez daha vermiş olduk. Bütün dünyanın barışa ihtiyacı var. Kürt sorununun barışçıl çözüme ihtiyacı var. Ortadoğu’nun, Afrika’nın, Kafkasya’nın, Rusya’nın, Ukrayna’nın, her bölgenin barışa ihtiyacı var.”