Berlin'de kadın çalışmaları yürüten DEST-DAN Kadın Meclisi üyesi Nujiyan Günay, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komployu, İmralı tecridini ve öncülük ettikleri 'Dem dema Azadiyê ye' hamlesini ANF'ye değerlendirdi.
Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına yönelik gerçekleştirilen Uluslararası Komployu kınayan Günay, 23 yıldır 4 duvar arasında ağır bir tecrit altında tutulduğunu söyledi. Tecritle Kürt halkının teslim alınmak istendiğine dikkat çeken Günay, "23 yıl önce uluslararası güçler Türkiye’ye bekçilik görevi vererek Kürt halkını, Kürt Özgürlük Hareketini bitireceklerini hesaplıyorlardı. Önderlerini teslim aldık bitirdik, düşüncesine kapıldılar. Ama Abdullah Öcalan’ın paradigmasının bu denli yayılacağını, yeryüzünde hayat bulacağını düşünemediler.
Abdullah Öcalan’ın paradigması Ortadoğu’da hızla yayılırken bugün de tüm dünyada yayılmaya devam ediyor. Demokratik modernite sistemini, bugün bütün dünyayı kapsayan bir sistem olarak görebiliriz. Örnek vermek gerekirse Demokratik Modernite sisteminin Rojava, Şengal ve Maxmur'da yaşam bulduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde kitapları Avrupa üniversitelerinde ders kitapları olarak okunuyor. Bütün dünya gördü ki bu fikirler bütün halklara faydalıdır."
ŞEHİTLERİMİZİN HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
'Dem Dema Azadiyê ye' hamlesine öncülük ettiklerini belirten Günay, "Yüzyıllar boyu kadınlar katlediliyor, işkenceye uğruyor, köle olarak görülüyor ve toplumdan uzaklaştırılıyor. Fakat kadınlar ilk defa özgürlüklerini bu ideolojide gördü. Sadece Kürt kadınları değil bütün dünya kadınları için söylüyorum. Kürt kadınlar Sakine Cansız arkadaş öncülüğünde örgütlendi. Aynı zamanda Avrupalı kadınlar da özgürlüklerini bu fikirde, bu düşüncede görüyorlar. Abdullah Öcalan’ın düşüncelerini umut olarak görüyorlar. Bundan dolayı 'Dem dema Azadiyê ye' hamlesine kadınlar öncülük ediyor. Bu hamle ile amacımız, şehitlerimizin hayallerini gerçekleştirmek; yani Önderliğimizi fiziki özgürlüğüne kavuşturmak. Bugün her dönemden daha çok örgütlenmek, mücadeleyi büyütmek zorundayız, çünkü şehitlerimizin hayalleri gerçekleşmeli. Önderliğimiz dört duvar arasından çıkmalı ve özgür kalmalıdır. Tutuklu haklarını savunan kurumlar var ama mesele Kürt olunca her şeyi kabul ediyorlar ve sessiz kalıyorlar. Bu devletler Kürdistan’ı işgal edenlerin ortağıdır" diye konuştu.
ÖNDERLİĞİN İDEOLOJİSİ BÜTÜN ULUSLARI KAPSIYOR
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın uluslararası alanda bu kadar sahiplenilmesinin nedenini Kürdistan’ı işgal edenlerin amaçlarına ulaşamaması olarak tanımlayan Günay, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Komplocu güçlerin amaçları sayın Öcalan’ı fiziki olarak tutsak etmek ve Kürt halkını teslim almaktı. Bu sebeple Kürt ve Kürdistan ismini yeryüzünden silmek istediler. Tarih boyunca bir çok isyan oldu ama PKK o isyanlar gibi değildi. Çünkü Önderliğin ideolojisi sadece Kuzey Kürdistan'ı değil bütün ulusları kapsıyordu.
Önderlik Bakurludur ama aynı zaman da kendisini Rojhilatlı, Rojavalı olarak ve Başurlu olarak görüyordu. Bugün halklar, özellikle de kadınlar Önderliğin etrafında kenetlenmiş durumda ve fiziki özgürlüğünü sağlayana kadar da mücadeleye devam edeceklerdir."