Hanau, Demokratik Toplum Merkezi’nde Ekim ayı şehitleri şahsında 20 Eylül’de Amed şehit düşen Adar Amed (Hatice Ay), Diren Van (Aliye Kiye), Dicle Sert (Hacer Sucin) ile 30 Eylül Mersin’de fedaice şehit düşen Rûken Zelal, Sara Goyi ve en son Süleymaniyr’de şehit düşen Akademisyen Nagihan Akarsel anıldı.
“Jin Jiyan Azadî” ve “Şehîd namirin” sloganları ile başlayan anmada KON-MED Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt bir konuşma yaptı.
Konuşmasına 9 Ekim Komplosunu kınayarak başlayan Zümrüt; “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın eksenli paradigması tüm dünyada yankı bulmaya ve yayılmaya devam ediyor. Kürt halkının mücadelesi evrenselleştikçe tüm halklara umut kaynağı oluyor. Kürtlere uluslararası saldırıların nedeni ve komplonun hala devam etmesinin nedeni de budur” dedi.
İmralı’da tecridin ağırlaşarak arttığını, gerilla alanlarında kimyasal silahların kullanıldığını belirten Zübeyde Zümrüt devamla; “ Kürt kadınlarının direnişi büyüdükçe egemen sistemin saldırıları da artmaktadır. Nagihan Akarsel bu nedenle hedef alınmıştır. Çünkü komployu Türk devleti ile birlikte gerçekleştiren güçler, Kürt kadın mücadelesinden korkuyorlar. Jin Jiyan Azadî’den korkuyorlar. Yine Nagihan Akarsel Güney Kürdistan hükümetinin eli ile katledildi. Kürt Kadın Hareketinden işbirlikçilerin eli ile intikam alınmaya çalışılıyor. Fakat nafile. Nagihan Akarsel, tüm kadınların umudu ve direnişidir” ifadelerini kullandı.
Amed’te şehit düşen kadın devrimcileri de anan Zümrüt; “Eğer bizler direnişi daha da büyütseydik bugün bu kadar şehit vermezdik” diyerek konuşmasını tamamladı.
Adar Amed’in (Hatice Ay) abisi Şerif Ay ise “Tüm şehitleri başta anıyorum, Önderliğimizin ve yoldaşların halkımızın baş sağolsun” diyerek sözlerine başladı.
Kardeşi Adar Amed’in yaşamından kesitler anlatan Şerif Ay, şunları söyledi: “Babamız Türk devleti tarafından katledildiğinde Xecê (Adar Amed) 2 yaşındaydı. Tabii o zamanlar anlam veremiyordu. Dolayısıyla çocuk yaşlarında Xecê hep coşkuluydu, herkes onu severdi. Ailemizin en küçüğüydü; ona “Delalê” diyorduk. Büyüdükçe coşkusu öfkeye dönüşüyordu. 2 yaşında düşman ile tanıştı, sürekli baskı aile üzerinde vardı” dedi.
Şerif Ay devamla, “Başarılı bir öğrenciydi, lise çağında artık devlet terörünü iyi görüyordu; gençlik çalışmalarında yer almaya başladı. 2004’te büyük abimi gözaltına aldılar. O, babasının oğluydu. Yaşından büyük ceza verdiler; 18 yıl. Abimin hapis kararı onandıktan sonra Adar katılım kararı aldı. O, düşmanın bu yönelimlerine cevap olmak için gerillaya gitti. Kararlıydı. Onun şehadetiyle başımız diktir” vurgusunda bulundu ve ekledi: Düşman bizi korkutmaya çalışıyor ama annem de korkmuyor, diğer şehit ailelerimiz de. Şehitlerimizin hayali Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlamak ve Kürdistan’ı özgürleştirmektir. Biz de onların hayalleri gerçekleşene kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Diren Van (Aliye Kiye) ve Nagihan Akarsel’in akrabalarının da yer aldığı anma, sinevizyon gösterimi ardından sona erdi.