Saat 10:30’da başlayan toplantıya Kürdistan’ın dört parçası ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden 55 kişi katıldı. Bunlar arasında akademisyen, siyasetçi, aktivist ve gazeteciler yer alıyor.

Demokrasi ve devrim mücadelelerinde yaşamını yitirenler adına yapılan bir dakika saygı duruşu ardından açılış konuşmasını toplantının tertip komitesinden Nîhad Elqazî yaptı.

Elqazî, Kürt ve Arap halkının yaşadığı topraklardaki etnik, kültüreli inançsal , mezhebi çeşitliliğe dikkat çekerek Kürt ve Arap halkı başta olmak üzere tüm toplumsal kesimler arasındaki diyalog ve ortak yaşamın önemini vurguladı.

Elqazî, Kürt Arap, Süryani, Keldani, Ermeni, Êzidî ve farklı inanç, mezhep ve toplulukların tarihte olduğu gibi bugün de işgal, baskı ve soykırım saldırıları ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

Konuşmada, bu saldırılar ve bölgede yaşanan siyasi gelişmeler göz önüne alındığında böyle bir toplantının daha fazla önem kazandığının altı çizildi.

Açılış konuşmasında sonra söz alan tarihçi Prof. Dr. Cabbar Qadir Ortadoğu’daki gelişmeleri, Yeni Osmanlıcılık projesi ve özellikle Sykes-picot ve Lozan anlaşmalarına ilişkin bir sunum yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlının yıkıntıları üzerinde kurulduğunu belirten Qadir, bu süreçte İttihat Terakki politikalarını ve Ermeni katliamını hatırlattı.

Irak’taki siyasi krize değinen Qadir, Irak toplumunun üçte birinin yoksulluk içinde yaşadığını, mevcut durumda siyaset ve devlet kurumlarının artık toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyecek duruma geldiğini söyledi.

YAYILMACI POLİTİKA İFLAS ETTİ

Ortadoğu’daki sorunların diplomatik boyutu ile ilgili BM’de Afrika, Afganistan, Kosova ve birçok ülkede danışmanlık görevi yürüten Wirya Qeredaxî bir sunum yaptı.

Devlet ve toplumsal ilişkilerin tarihine kısaca değinen Qeredaxî, başta Irak olmak üzere bölgede toplumlar arası, etnik, din mezhep çelişkilerinin tarihçesini özetledi.

Wirya Qeredaxî konuşmasının son bölümünde Türk devletinin yeni Osmanlıcı hayallerle Ortadoğu’ya yönelik yayılma politikalarını değerlendirerek, bu politikaların artık iflas etmiş olduğunu belirti.

Erdoğan-Davutoğlu’nun komşularla “sıfır sorun” stratejisinin, komşularla sıfır ilişki durumuna geldiğini vurgulayan Qeredaxî, yayılmacı zihniyetin bugün iflas ettiğine dikkat çekti.

Sunumlar ardından soru cevap bölümünde diğer katılımcılar hem sorularını yöneltti hem de değerlendirmelerde bulundu.

Toplantının ikinci bölümü Kürt kadın hareketinden Dilşa Osman moderatörlüğünde başladı.

TÜRK DEVLETİ TEHDİT OLUŞTURUYOR, YARGILANMALI

İkinci bölümde ilk sözü, Hollanda’nın Lahey kentinde OPCW kurumu önünde Türk devletini kimyasal silah kullanımı ve işlediği savaş suçlarına dikkat çekmek için nöbet eyleminde bulunan Xoşnav Ata aldı. Ata,  eyleminin amacına ilişkin kısa bir konuşma yaptı.

Türk devletinin katliamcı tarihine dikkat çeken Xoşnaw Ata, bugün Kürt halkına karşı sürdürülen soykırım saldırılarını hatırladı.

Kürt halkına karşı kimyasal silahla başta olmak üzere her türlü yasaklı silahı kullandığını söyleyen Ata, bu saldırılarda gerilla olan iki yeğeninin şehit düştüğünü kaydetti.

Xoşnaw Ata Türk devletinin bugün sadece Kürtler için değil tüm Ortadoğu halkları için büyük bir tehdit olduğun söyledi.

Son olarak Kürt halkının yanı sıra, Arap halkı başka olmak üzere ve tüm haklardan eylemine destek vermesini isteyen Ata, Türk devletinin işlediği savaş suçlarına karşı herkesi sesini yükseltmeye çağırdı.

Toplantı Kürt kadın hareketinden Dicle Efrîn Ortadoğu’da kadının konumuna ve kadın özgürlük hareketi ve Kadın devrimi üzerine bir sunumu ile devam etti.

Toplantının üçüncü bölümünde Orta Doğu krizleri ve bunları çözmenin demokratik yolları tartışılacak.

Bu bölümde gazeteci Newaf Xelîl, Ortadoğu'da Kürt sorununun çözümü için beklentileri anlatacak.

Gazeteci Talib İbrahim Ortadoğu'nun krizlerine demokratik bir çözüm arayışı üzerinde duracak.

Dr. Ahmed Şeyh Ahmed Rabea ise “Kürt Şii İttifakı - Devleti marjinalleştirme stratejisi” başlıklı sunum yapacak.

Akşam saatlerinde sona erecek olan toplantıdan bir sonuç bildirgesinin çıkması bekleniyor.