ANF’ye konuşan Katsiaficas, Erdoğan’ın kimyasal silah kullanımı konusunda yargılanması ve suçlu bulunursa hapsedilmesi gerektiğini söyledi.

Lahey’de açılacak bir davanın dahi Erdoğan’ı bundan sonra atacağı adımlarda iki defa düşünmeye zorlayacağını da vurgulayan Katsiaficas, kimyasal silah kullanımını da Türkiye’nin zayıflığının bir işareti olduğunu kaydetti. 

OPCW’YE ELEŞTİRİ

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) Türkiye’nin kimyasal silah kullandığını gösteren delilleri kabul etmemesini de eleştiren Katsiaficas, kuruluşu büyük güç siyaseti yürütmekle suçladı.

OPCW’nin yalnızca uluslararası kurumlar ve devletlerin sunduğu delillere itibar etmesini de “saflık” olarak nitelendiren Katsiaficas, “OPCW’nin görevini yerine getirmemesine gerçekten şaşıran var mı” dedi. 

ULUSLARARASI BİR KAMPANYAYA İHTİYAÇ VAR

“Türkiye'nin savaşı uluslararası medyadan çok az ilgi görüyor. Tarihin aynı anında, Ukrayna'ya gelişmiş silahlar için on milyarlarca dolar ve Euro sağlayan Batılı politikacılar, Kürdistan konusunda sağır, dilsiz ve kördür” diyen Katsiaficas, bu anlamda uluslararası bir kampanyaya ihtiyaç duyulduğunu belirtti. 

KÜRTLER KENDİ DAYANIŞMA AĞINI KURMALI

Kürt hareketinin Zapatistalarla birlikte ilericilik konusunda önde gelen uluslararası güçlerden biri olduğunu da vurgulayan Katsiaficas, bu gelişmenin “savaşı, eşitsizliği, sömürüyü ve ekolojik yıkımı sürdüren bir dünya sisteminin niteliksel dönüşümünü amaçlayan küresel bir hareketin oluşmasına” yardımcı olabileceğini de kaydetti. 

Halepçe’de Saddam Hüseyin rejiminin 1988’de 5 binden fazla Kürt’ü katlettiği kimyasal saldırının ardından uluslararası toplumun ancak 2006 yılında harekete geçtiğini de hatırlatan Katsiaficas, “2013 yılında Şam hükümet güçlerinin Doğu Guta halkına karşı kimyasal silah kullandığı iddiaları ortaya çıkınca, büyük güçler tepki gösterdi ancak Türk devletinin Kürtlere karşı kimyasal silah kullanması söz konusu olduğunda,uluslararası güçler başka yöne baktı. Artık Kürtler, destek için herhangi bir dış güce güvenemeyeceklerini anladılar. Bu yüzden tabandan kendi dayanışma ağlarını kurmalılar” şeklinde konuştu. 

OPCW ÜZERİNDEKİ BASKI KORUNMALI

Belçika ve Hollanda’daki Kürt örgütlerinin Lahey’deki OPCW binası önünde gerçekleştirmeyi planladıkları eylemlere de dikkat çeken Katsiaficas, “Hukuki girişimin ivme kazanması için OPCW üzerindeki baskının korunması gerekir. Kanıtları kabul edene kadar sokakların işgali gibi tedbirler dayanışma grupları tarafından organize edilebilir. Avrupa çapında, hatta kıtalararası eşzamanlılık ile daha büyük eylemler, Kürt direnişinin durumunu ve kazanma arzusunu dramatize edecektir” ifadelerini kullandı. 

ERDOĞAN BAŞARISIZLIĞA MAHKUMDUR

Türk devleti ve Erdoğan’ın Rojava’ya yönelik tehditleri konusuna da değinen Katsiaficas, Erdoğan'ın özgür Kürt bölgelerinin tamamen yok edilmesini istediğinden endişe ettiğini belirterek, tüm hırsına rağmen Erdoğan’ın başarısızlığa mahkum olduğunu ve bir savaş suçlusu olarak hapse atılabileceğini söyledi. 

Katsiaficas, sözlerini “birlikte kazanacağız” diyerek sonlandırdı.