KCDK-E Eş Başkanlık Divanı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Bir yandan Türk devleti ile ciddi siyasal ve ekonomik sorunlar yaşayan ABD, Trump döneminde Türk devletine ve Erdoğan yönetimine her türlü tavizi vermekten kaçınmamıştır. Trump yönetimi soykırımcı Türk devletin Kürtlere yönelik soykırım ve imha saldırılarına onay vermiştir. Erdoğan iktidarının Rojava, Şengal, Mahmur ve Güney Kürdistan topraklarını işgal etmesine onay ve destek sunmuştur" denildi.
Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
"Joe Biden’ın 23 Nisan 2021 günü Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesi sonrasında Türk ordusu, 24 Nisan günü, Güney Kürdistan’daki Metine, Zap ve Avaşin alanlarına hava ve kara saldırıları düzenleyerek Irak topraklarına yönelik yeni bir işgal harekâtı başlatmıştır. Bu saldırının 24 Nisan tarihine denk getirilmesi ve Türk devletinin 1,5 milyon Ermeni’yi katlettiği soykırım günü olması dikkat çekicidir. Öyleki Erdoğan yönetimi, Biden’in, Ermeni soykırımını resmen tanıdığı böylesi bir günün ardından bu kez Kürt soykırımı için bir saldırı başlatmıştır.
'EN BÜYÜK TERÖRİST ERDOĞAN'DIR'
ABD ve Avrupa Birliği, 'Türkiye’nin terör hassasiyeti' yalanı gerekçesi ile Türk devletine sağladığı destek nedeniyle, Kürt halkına ve diğer halklara uyguladığı insanlık dışı muameleleri normalleştirdiği gibi, Türkiye’nin Suriye ve Irak topraklarını işgal ederek istikrarsızlığa yol açmasına sebep olmaktadır. Türk devleti bu desteği arkasına alarak Suriye ve Irak hava sahasını istediği gibi kullanmakta, komşularının topraklarını işgal ederek sınırları dışında her türlü insanlık dışı eylemi ve ihlali gerçekleştirmektedir.
Öncelikle belirtilmelidir ki 'terör' ve 'terörizm'den söz edilecekse günümüzün en büyük ve en açık terörist devleti, DAİŞ çeteleri ile iş birliği içinde olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve diktatör Erdoğan’dır. Kendi dilini, kültürünü ve fiziki varlığını korumak için, zorunlu olarak silahlı savunma yapan Kürtler terörist değildir. Terörist, Kürtleri, Ermenileri, Rumları, Asuri-Süryanileri soykırımdan geçiren Türk devletidir.
ABD yönetimi bu politikayı günümüzde de Kuzey Kürdistan’daki Kürtlere ve onun temsilcilerine karşı uygulamaktadır. PKK’nin ABD, AB veya başka bir devlete yönelik herhangi bir 'terörist' eylemi söz konusu olmadığı halde, Türkiye’nin yalan üzerine oluşmuş argümanları üzerinden PKK’yi ve yöneticileri 'terörizm' ile suçlayarak ve listelere almaktadır.
4 Kasım 2018’de Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmar, Kürt siyasetçilerinden Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan için ödül konulduğunu; adı geçen PKK yöneticilerinin kimlik ya da yer tespiti konusunda bilgi verenlere 12 milyon dolar ödül verileceğini açıklamıştı.
14 Nisan 2021 günü, ABD’nin Ankara Büyükelçisi M. Satterfield, ortada hiçbir sebep yokken, Türkiye’yi ve Erdoğan diktatörlüğünü memnun etmek için twitter hesabından bir açıklama yapmıştır. Açıklamada ABD’nin, Kürt siyasetçiler Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan’ın yerlerini bildirerek öldürülmelerini sağlayacak insanlara 12 milyon dolar ödül verileceğini açıklamıştır.
'İNSANLIK DIŞI TEŞVİK'
Öncelikle belirtilmeli ki, Kürt halkının özgürlüğü ve esenliği için mücadele eden siyasetçileri 'terörist' olarak adlandırmak ve onların katledilmeleri için para ödülü koymak insanlık onuruna aykırı, ahlak dışı bir teşviktir. Bu teşvik Türk devletinin ülke içinde ve sınırları dışında savaş suçları işlemesine, insan hakları ihlallerine destek niteliğindedir.
Ortaçağdan kalma ilkel devletlerin bile kullanmadığı yöntemlerle insanları öldürmeye teşvik için ödül vadetmek insanlık dışı, hukuk dışı ve ahlak dışı bir yöntemdir. ABD Başkanı Joe Biden Yönetimi geçmişte uygulamaya konulan bu hukuk ve insanlık dışı uygulamaya derhal son vermelidir.
KCDK-E olarak ABD yönetimine çağrımız 3 Kürt siyasetçi için alınan bu kararın derhal geri çekilmesi ve ABD yönetiminin, El Kaide, DAİŞ, El Nusra gibi çete örgütleri ile her türlü iş birliği içine giren Türk devletinin imha, inkâr ve soykırım politikalarına desteğini kesmeleridir.
'TÜM ÜLKELERDE EYLEMLERİ BÜYÜTELİM'
KCDK-E olarak Almanya’daki enternasyonalist dostlarımızla 29 Nisan’da birlikte faşist Türk devletine karşı eylem günü gibi tüm ülkelerde ortak mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
ABD’nin bu kararını geri çekmesi için 'Kürt halkının temsilcileri terörist değildir' sloganı ile bir kampanya yapacağız. Bu kampanya 29 Nisan Perşembe günleri olmak üzere 4 hafta boyu ABD konsoloslukları önünde gerçekleştirilecek ve taleplerimiz dosya halinde kendilerine iletilecektir. Yapılacak mitinglerde taleplerimizi içeren konuşmalar yapmanın yansıra, başta KCDK-E olmak üzere kurumlarımız, tüm Kürdistanlılar ve dostlarımız ABD başkanına 3 Kürt siyasetçi için alınan kararın geri çekilmesi için mektuplar gönderecektir.
KCDK-E olarak tüm halkımıza ve dostlarımıza çağrımız, ABD’nin üç Kürt halk temsilcisi hakkında aldığı kararını geri çekmesi için, yapacağımız eylemlere ve mektup kampanyasını en üst boyuta katılmalarıdır."