Almanya’da Mülteci ve Göçmen Dairesi (BAMF) 2019 yılında siyasi iltica talebinde bulunan Abdulkadir Oğuz dosyasında skandal bir gerekçeyle sınır dışı kararı verdi.
Abdulkadir Oğuz, yargılandığı Urfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ocak 2019’da somut delil olmadan gizli tanık ifadesiyle 25 yıl 3 ay hapis cezası almıştı. Antep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 24 Kasım 2021’de verdiği istinaf kararında cezayı onaylamıştı.
2012-2014 yılları arasında siyasi bir davadan Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde kalan Abdulkadir Oğuz, mağduriyetinin yeniden uzun yıllar alan tutuklulukla sonuçlanmaması için işini ve ailesini geride bırakarak Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmıştı.
Oğuz, Nisan 2019 tarihinde Almanya’da siyasi sığınma talebinde bulundu. Federal Mülteci ve Göçmen Dairesi’nin (BAMF), iltica başvurusunu Aralık 2021’de reddetmesi üzerine Oğuz’un avukatları dosyayı Minden İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Karar burada da onaylandı.
Skandal kararlar zinciri 2021’de Bonn’da merkezi bulunan BAMF’ta başladı.
HDP Birecik ilçe teşkilatında uzun yıllar siyasi çalışmalar yapan Oğuz’un dosyası, BAMF’ta Urfa Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki muameleyi gördü. BAMF, Oğuz’un Türk mahkemesinde siyasi değil adli suçtan yargılandığını, dolayısıyla iadesinde sakınca bulunmadığını iddia etti. Türkiye’de cezaevi koşullarının iyi olduğunu ve işkenceye maruz kalmayacağını savundu.
BAMF, Oğuz’un HDP üyesi olması ve siyasi çalışmalarının ceza almasında rol oynamadığını da öne sürdü.
Oğuz’un 25 yıldan fazla hapis cezası aldığını önemsemeyen BAMF, Türk cezaevlerinde tutsakların, uygulanan kötü muameleden ötürü ağır hastalanmalarını ve meydana gelen ölüm olaylarını da dikkate almadı. AKP rejiminin siyasi tutukluları hücrelerde ölüm terk etmesini işkence ve ağır insan hakları ihlali saymayan BAMF, Almanya’nın da üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin Türkiye ile ilgili raporlarını da dikkate almıyor.
Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi, Mayıs 2021’de yayımladığı Türkiye cezaevleri ile ilgili raporunda, “önemli sayıda keyfi uygulama, kötü muamele, sağlıksız koşullar, işkence ve taciz şikayetlerinin devam ettiği” kanaatinde bulunmuştu. Başta gözaltı şekli ve sağlık muayenesi olmak üzere sürecin baştan sona hatalı şekilde gerçekleştiğine değinen raporda, daha önce yapılan incelemeler sonucu hükümete iletilen öneri ve çağrıların da uygulanmadığına dikkat çekmişti