Willi Brandt Platz’da yapılan basın açıklamalarının ardından başlayan yürüyüşte sık sık "Bijî Berxwedana Rojava", "Bijî Berxwedana Kobanê" ve "Jin, Jiyan, Azadî" sloganları atıldı.

Soykırımcı Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik aralıksız saldırılarının kınandığı eylemde, son üç ayda yoğunlaşan hava ve kara saldırılarının, bölge halkını göçe zorlamayı ve Rojava’yı tamamen işgal etmeyi amaçladığına dikkat çekildi. Özellikle halkın nöbet eylemi yaptığı Tişrîn Barajı’nın her gün bombalandığına dikkat çekilerek, bu saldırıların insanların katledilmesine,  susuz ve elektriksiz kalmasına yol açtığı vurgulandı. Sivil yerleşim alanları ve temel altyapı tesislerinin doğrudan hedef alındığı ifade edildi.

FAŞİST TÜRK DEVLETİNİ DURDURUN’

Basın açıklamasında, dünya kamuoyuna Türkiye’nin saldırılarının durdurulması ve yaptırım uygulanması çağrısı yapıldı ve, "Eğer bu terör devleti susturulmazsa, Ortadoğu’da istikrarlı bir gelecek mümkün olmayacaktır. Tüm halklar tehdit altında yaşamaya devam edecektir" denildi.

‘ROJAVA’YI SAVUNACAĞIZ’

Ortadoğu’da demokratik ve özgür bir yaşamın örneğinin Rojava’da yaşatıldığı belirtilen açıklamada, Rojava’nın 10 yıl önce olduğu gibi bugün de savunulacağı şu ifadelerle vurgulandı:
"On yıl önce Kobanê nasıl düşmediyse, bundan sonra da düşmesine izin vermeyeceğiz! Herkesin bu dünyada yaşayacak kadar toprağı var. Özgür ve eşit bir yaşam herkes için olduğu gibi Rojava halkı için de bir haktır."

Eylemde, Tişrîn’de katledilenler anısına ışıklar yakıldı ve bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.  "Şehîd Namirin!" ve "Bijî Berxwedana Rojava!" sloganlarının ardından eylem Rabet parkında sona erdi.