Narin Güran için birçok kentte eylem
Narin Güran’ın katledilmesinin protesto edildiği eylemlerde “Aile ve tarikat zulmüne son” denildi.
Narin Güran’ın katledilmesinin protesto edildiği eylemlerde “Aile ve tarikat zulmüne son” denildi.
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çulî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’tan bu yana kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedenine ulaşılmasının ardından birçok kentte protestolar sürüyor.
ADANA
Adana'da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, Atatürk Parkı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Narin Güran'ın vahşice katledilmesine tepki gösteren kadınlar, "Narinler ölmesin çocuklar yaşasın" diye seslendi.
Platform adına açıklamayı yapan Ecem Sena Mutlay, ayda bin çocuğun kaybolduğunun konuşulduğunu, TÜİK'in 2016 yılından beri kaybolan çocuk verilerini açıklamadığına işaret ederek "Çocukların kaderi ölüm değildir" dedi. Ecem Sena Mutlay, "Gerçekleri susarak ortadan kaldıramazsınız. Daha kaç çocuk daha Narin gibi küçücük yaşta hayattan koparılacak? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne iş yapıyor? Bakanlığın görevi sadece ailelerin ne kadar kutsal olduğunu anlatmak mı? O ailelerde çocuklar neler yaşıyor sormaz mısınız" diye sordu.
WAN
Wan Emek ve Demokrasi Platformu’nun Cumhuriyet Caddesi’nde gerçekleştirdiği yürüyüşte Kürtçe ve Türkçe “Çocuklar için güvenli bir dünya, Narin için adalet” yazılı pankart taşındı. Kitle ellerinde “Ji bo Narînê edalet” ve “Çocuklar için güvenli bir dünya” dövizlerini taşırken sık sık, “Narin için adalet”, “Jin jiyan azadî”, “Karanlığa teslim olmayacağız” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları attı.
Kitle açıklamanın yapılacağı Sanat Sokağı’na kadar zılgıt, ıslık ve sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdi.
Açıklamayı platform adına Eğitim-Sen Wan Şube Eşbaşkanı Funda Demir Bozkurt yaptı. Narin’in ölümünü iktidarın çocuk düşmanı politikalarından ayrı görmediklerini ifade eden Bozkurt, iktidarın politikalarının kadın ve çocuk faillerine güç verdiğini söyledi. Bozkurt, “Çocuğu koruyan güvencelerin uygulanmadığı, çocuk katillerinin cezasızlık ile korunduğu, çocuğa karşı şiddeti önleyici çalışmaların yapılmadığı, çocuk alanındaki kazanımların ortadan kaldırıldığı bu çocuk düşmanı düzende tek bir çocuğu daha kaybetmek istemiyoruz. Çocuğu koruma çalışmalarının çocukların hakları ihlal edildiği zaman değil bu ihlaller yaşanmadan yapılması gerekmektedir. Maalesef Türkiye’de devlet yetkilileri ve ilgili bakanlıklar ancak çocukların hakları ihlal edildiğinde, çocuklar kaybolduğunda veya çocuklar yaşamlarını yitirdiğinde yükselen baskı karşısında yalnızca anlık, işlevsel olmayan ve geçici tepki geliştirmektedir” dedi.
Narin’in hayattan koparılan tek çocuk olmadığını dile getiren Funda Demir Bozkurt, “Müslime Yağal, Leyla Akdemir ve daha nicelerinin arkasında benzer hikayelerin olduğunu biliyoruz. Bu çocukların öldürülmesinden sonra gerekli önleyici ve koruyucu önlemler alınmış olsaydı bugün Narin yaşıyor olacaktı. Çocuklar için yaşanılabilir ve güvenli bir dünya kurmak için iktidarın çocuk düşmanı, çocuğu hayattan koparan politikalarına karşı mücadeleye devam edeceğimize ve Narin’in faillerinin tespit edilip hak ettikleri cezayı almaları için dosyanın takipçisi olacağımıza kamuoyu önünde söz veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklama, oturma eyleminin ardından son buldu.
İSTANBUL
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Çok sayıda kadının katıldığı eylemde, “Çocukların kaderi ölüm değildir”, “Narinler ölmesin çocuklar yaşasın”, “Korkma yalnız yürümeyeceksin” ve “AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim, soruşturmanın “titizlikle” yapılmadığını ve gizlilik kararının neden alındığını sordu. Adalet Bakanı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın hesap vermesi gerektiğini dile getiren Fidan Ataselim, ülkede kadının ve çocuğun adının olmadığını belirtti. Fidan Ataselim, “Çocukları, kadınları ne ailenin ne hükümetin ne bakanların insafına bırakmayacağız. İnin o koltuklardan ya da biz indirmesini biliriz. Erdoğan, bu ülkedeki çocuklar için söyleyecek bir sözün yok mu? Toplumun bir sabrı var. Mücadele edenleri hemen buluyorsunuz, 19 günde bir çocuğu nasıl bulamıyorsunuz? Politik bir mücadele hattına ihtiyaç var. Lanzarote Sözleşmesi’ni uygulayın, çocuk koruma kanunu uygulayın, bütünsel politikanın geliştirilmesi için baskı uygulayalım. Birlikte devirelim şunları” dedi.
Eylem sloganlarla sona ererken Türk polisi, 2 kadını GBT işlemi yaparak gözaltına aldı. Gözaltına alınan kadınlar Kadıköy karakoluna götürüldü.