Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Uluslararası Suriye Soruşturma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro, 1 Ocak-30 Haziran 2022 dönemini kapsayan Suriye raporunu, BM Cenevre Ofisi’nde 12 Eylül’de başlayan 51. İnsan Hakları Oturumlarına sundu.
‘SURİYE GENİŞ ÖLÇEKLİ ÇATIŞMALARA GERİ DÖNÜŞÜ KALDIRAMAZ’
İnsan Hakları Oturumlarında söz alan Başkan Pinheiro, Suriye’deki insani krizin devam ettiğine dikkat çekerek, “Çatışmalar çeşitli cephelerde yoğunlaşıyor. Saldırılar sivillerin hayatına mal olmaya ve sivil altyapıya zarar vermeye devam ediyor. Suriye daha büyük ölçekli çatışmalara geri dönmeyi kaldıramaz” ifadelerini kullandı. “Silahlı çatışmalar, Suriyeli sivillerin karşı karşıya kaldığı zorlukların sadece bir yönüdür” diyen Pinheiro, Suriye’ye dönük uygulanan yaptırımların ülkedeki ekonomik ve insani durumun daha da kötüleşmesine neden olduğunu kaydetti. Pinheiro, devletlere bu yaptırımları gözden geçirme ve bağımsız değerlendirme çağrısı yaptı.
‘CEZASIZLIK NEDENİYLE HAK İHLALLERİ SİSTEMATİKLEŞİYOR’
Suçların cezasız kalması nedeniyle ülkedeki birçok bölgede hak ihlallerinin sistematik olarak devam ettiğini kaydeden Pinheiro, “Hükümet kontrolündeki bölgelerde gözaltında işkence ve kötü muamele ile zorla kaybetmeler sistematik ve bu durum evlerine geri dönmek isteyen yerinden edilmiş Suriyelileri de kapsamaktadır. Bugün burada sizlerle konuşurken ülkede ağır işkence eylemleri gerçekleşiyor olabilir” ifadelerini kullandı.
Türk devleti işgali altındaki bölgelerde yaşanan hak ihlallerini de hatırlatan Pinheiro, “Cinsel şiddet de dâhil olmak üzere işkence ve kötü muamele, silahlı grupların kontrolündeki gözaltı merkezlerinde de devam etmiş ve bunun sonucunda tutuklular hayatını kaybetmiştir. Suriye Milli Ordusu (SMO) mensupları, YPG veya özerk yönetim ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilere yönelik tutuklama ve baskıları artırdı.
Zorla yerinden edilmelerin hala ülkede büyük bir sorun olmaya devam ettiğine de vurgu yapan Pinheiro, “Suriye ordusu, Hükümete muhalif olarak algılanan yerinden edilmiş Suriyelilere ait özel mülklere el koymaya ve bunları kullanmaya devam etti. İdlib'de HTŞ, kendi yönetimlerini eleştiren veya Hükümeti desteklediğini düşündüğü yerinden edilmiş kişilerin mülklerine el koydu. Yine SMO üyeleri tarafından mülklere sistematik olarak el konulmaya devam ediliyor. SMO önce birçok kişiyi bölgeyi terk etmeye zorladı ve şimdi de mülklerini geri istemeye cesaret eden insanlar tutuklayıp gözaltına alıyor. Böylelikle geri dönüşlerini engellemeye devam ediyor.
‘DAİŞ HALA BÜYÜK BİR TEHDİT OLMAYA DEVAM EDİYOR’
DAİŞ’in hala bölgede büyük bir tehdit oluşturmaya devam ettiğine vurgu yapan Pinheiro, DAİŞ’in 20 Ocak’ta Haseke’deki el Sina’a cezaevinde dönük yaptığı saldırıyı hatırlattı. Özerk yönetim denetimindeki Hol ve Roj kampındaki duruma da dikkat çeken Pinheiro, “Aralarında 37 bin çocuğun da bulunduğu yaklaşık 58 bin kişinin kaldığı kamplardaki insani ve güvenlik durumu kötüleşiyor. Bu noktada uluslararası toplumun ortak bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Devletlerin buradaki vatandaşlarını geri alma sorumluluğu her zamankinden daha acildir. Vatandaşlarını geri alan ülkeleri takdir ediyoruz, ancak mevcut hızla kampların boşaltılması on yılları alacaktır. Daha fazla ve hızlı hareket edilmeli” diyerek çağrıda bulundu.
Türk devletinin işgal altında bulunun bölgelerde yaşanan savaş suçlarına ve Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına da yer verilen 50 sayfalık rapor, 51. İnsan Hakları Oturumlarında ele alınıp değerlendirilecek.