PKK'nin Avrupa'da "terör" listesinden çıkarılması için başlatılan kampanyaya uluslararası destek giderek büyüyor. Kampanyaya destek veren Alman Avukat Roland Meister, Fransız Komünist Partisi Uluslararası Sözcüsü Cyril Beniot ve Die Linke Sol Partisi Ahlen bölgesi sözcüsü Lukas Eitel, Medya Haber'den Erem Kansoy'a konuştu.
Her şeyden önce PKK'den 1993 yılında neden yasaklandığının iyi anlaşılması gerektiğini söyleyen Alman Avukat Roland Meister, yasaktan sonra Almanya'da binlerce Kürdün baskılara maruz kaldığını, bir çoğunun iltica başvurularının kabul edilmediğini, birçoğunun da işkenceci Türk devletine teslim edildiğini hatırlattı.
Bu tür uygulamaların 28 yıldır hala devam ettiğini vurgulayan Meister, şunları belirtti: "AB'de de oluşturulan bir 'kara liste' var. Bu listeye 'terör' listesi de deniliyor. PKK de bu listede yer alıyor. Bir diğer tarafta da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, ağır bir tecrit altında tutuluyor. Abdullah Öcalan Almanya ve bazı AB ülkelerinin de parçası olduğu uluslararası bir komplo ile tutsak edilmiştir. Ortadoğu'da sonu gelmeyen büyük problemler var. Kürt hareketi eşitlik ve özgürlük için mücadele ediyor. DAİŞ gibi faşizan zihniyetlere karşı da mücadele veriliyor.
Bu durumda hiç kimse aslında uluslararası yasaların ve örneğin Almanya'nın, AB'nin ve ABD'nin neden Kürt halkının mücadele veren tarafını listelere aldığına anlam veremiyor. PKK ve Abdullah Öcalan, Irak, İran, Suriye, Türkiye ve bölgedeki tüm ülkelerde halkların özgürleşebilmesi için çok önemli bir role sahip. PKK üzerindeki yasağın kaldırılması bu yüzden çok önemlidir."
PKK BİR ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR
Belçika yüksek mahkemesinin PKK ile ilgili kararına değinen Av. Meister, PKK'nin 'terör' listesinde yer almasında Almanya'nın büyük payı olduğunu altını çizdi.
Almanya'nın yıllardır Kürt halkına karşı PKK'nin listede olmasından kaynaklı binlerce dava açtığını belirten Meister, "Belçika mahkemesinin PKK’nin bir terörist örgüt olmadığına ilişkin kararı kesinlikle yerinde bir karardır. Kürt hareketi Êzidî halkına yardım ediyor, Kobanê'yi DAİŞ'ten özgürleştirdi. PKK bir özgürlük mücadelesidir. Türk devleti zehirli kimyasallarla saldırıyor, Sur'da, Diyarbakır'da insanları katletti. Faşist diktatöriyal rejimlere karşı, ırkçılığa ve işgallere karşı özgürlük mücadelesi vermek terörizm değildir. Aslında bu kampanyadaki en büyük argümanımız da budur. PKK'nin bir terör örgütü olmadığını buradan açıkça görebilirsiniz" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit ile PKK'nin 'terör örgütü' listesinde tutulması arasında bir bağ olduğunu kaydeden Av. Meister, Ortadoğu, Türkiye ve bölgedeki sorunların temelinde Abdullah Öcalan'ın halen tutsak edilmesi olduğunu ifade etti. Abdullah Öcalan'ın Kürt özgürlük mücadelesinin tek lideri olarak görüldüğünü belirten Av. Meister, "Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü şarttır. Aslında Abdullah Öcalan Brüksel'de konuşmalar yapıyor olabilirdi, AB'ye hitap edebilirdi. Almanya mahkemeleri ırkçılığa varacak düzeyde kararlar alıyor. Örneğin Avrupa Kürt çatı organizasyonu olan KCDK-E'ye, Alman polisi ve hükümeti tarafından PKK'dir gözü ile bakılıyor. Bunu gerekçe yaparak Kürt halkına saldırıyorlar. Bunu sonlandırmak için Alman hükümetine baskı kurulmalı ve bu duruma karşı güçlenmemizin yolu dayanışmadan geçer. Almanya'da Sosyal Demokrat Parti ve Yeşillerin de PKK'nin yasaklanmasında payı var" dedi.
Yasaklandıktan sonra PKK'nin zayıflamadığını bilakis daha da güçlendiğini hatırlatan Av. Meister, son olarak şu mesajı verdi: "Kürt halkı da giderek güçlenmektedir. Bu sözde terör listesine karşı da çok önemli kampanyalar yürütülüyor. Artık bu yasak kaldırılmalı, diyalog kurulabilecek düzeye gelinmelidir. Ortadoğu ve Avrupa'nın bir adım öteye gitmesini istiyorsak PKK listeden çıkartılmalıdır. Bir diğer taraftan da Öcalan'ın serbest bırakılmasını sağlamalıyız. Nasıl ki Güney Afrika'da Mandela için bu çok gerekliydi, Öcalan için de bunun yapılması gerekiyor."
DAYANIŞMAYI YÜKSELTİRSEK DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ
Yıllardır bölgede barışçıl çözüm için mücadele veren PKK'nin hala neden 'terör' listesinde olduğuna ilişkin soruya, Almanya'nın Türk devleti ile tarihten gelen stratejik ortaklığını hatırlatarak cevap veren Die Linke Sol Partisi Ahlen bölgesi sözcüsü Lukas Eitel, Türk devletinin barışçıl çözümden yana olmadığını söyledi. Almanya ve Türk devletinin stratejik ortaklığı sonucunda PKK'nin Almanya'da da yasaklandığına vurgu yapan Lukas Eitel, Alman devletinin, özgürlük mücadelesi veren, sosyalist hareketlere karşı her zaman karşıt duruş sergilediğini belirtti.
"Kürt özgürlük mücadelesini Almanya'daki mücadelemizle birleştirmeliyiz" diyen Lukas Eitel, "Fransa'da da birleştirmeliyiz, dünyanın her yerinde bunu yapabilmeli ve mücadeleyi güçlendirebilmeliyiz. Çünkü eğer, Kürt feministler, Kürt aktivistler Alman feministlerle, Fransız feministlerle ve daha fazlasıyla birleşir dayanışmayı yükseltirse, daha da güçleniriz, günün sonunda Avrupa hükümetleri bu oluşan güce bir cevap vermek zorunda kalacaktır. Türkiye'nin agresifliği ile utanmasını sağlayacak yöntem aslında enternasyonal dayanışmayı yükseltmektir.
Hükümetimiz üzerinde PKK'nin yasağının kaldırılmasına ilişkin baskı kuruyoruz, hükümetimizden Türkiye'nin agresifliğini ve Türkiye'ye ekonomik desteğinin de kesilmesi için ciddi baskı uygulamaya çalışıyoruz. Evet, halen PKK yasaklı olarak tutuluyor fakat eskiye göre çok büyük ilerlemeler kaydettik. Yıllardır Türk ordusu ile yaptıkları silah ticaretinden milyarlarca para kazandılar. Alman hükümeti PKK'yi yasaklayarak çok büyük kazanç elde ediyor. PKK'nin halen yasaklı örgütler listelerinde tutulmasındaki en büyük etkenlerden biri silah ticaretinin devam etmesidir. Umarım Alman sol inisiyatifi, RheinMetall firmasına karşı ciddi eylemler yapacaktır, ayrıca bu firmanın destekçi yan firmalarına karşı da ciddi tavır alınacaktır" ifadelerinin kullandı.
SOSYAL DEMOKRATLAR KÜRT HALKINI DESTEKLEME KONUSUNDA YETERSİZ
PKK'nin 'terör' listesinden çıkarılması için devam eden imza kampanyası ve geniş çaplı kampanyaların işe yarayacağını kaydeden Lukas Eitel, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Gerçekten bu kampanya hedefine ulaşırsa bu devletler üzerinde büyük bir baskı yaratacaktır. Almanya'da Sosyal demokratların ve Yeşillerin hükümette olmasının da ciddi bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal demokratların ve Yeşillerin Kürt halkına destek verme konusunda yeterli olmadıklarını görüyoruz. Çünkü bu partiler kendi hükümetlerini destekliyor, ki bu hükümet de PKK'yi yasaklayan hükümettir. Bu, aşmamız gereken ciddi bir sorundur.
İnanıyorum ki Kürt sorununu ve Kürt halk mücadelesini Almanya'da ilerici ve aydın tüm kesimlere çok iyi şekilde anlatmayı başarabilirsek hükümet üzerinde büyük bir baskı oluşturabiliriz. Örneğin Alman işçiler biraraya geldiği zaman, Kürt halkıyla da büyük bir dayanışma gösterebilmelidir. Eğer bu hareketleri birleştirmeyi başarabilirsek, Alman işçiler de bundan faydalanır, Kürt halkı da bundan faydalanabilir. Güçlerimizi birleştirirsek daha da güçlü olabiliriz."
PKK'NİN LİSTEDEN ÇIKARILMASI BARIŞ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIMDIR
PKK'nin 'terör' listesinden çıkarılması için başlatılan imza kampanyasının destekçilerinden biri olan Fransız Komünist Partisi Uluslararası Sözcüsü Cyril Beniot, kampanyanın önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. PKK'nin 'terör' listesinden çıkarılmasının barış ve demokrasi için çok önemli bir adım olacağını ifade eden Beniot, DAİŞ gibi dünyanın başına bela olan örgütlere karşı savaşan PKK'yi yasaklamanın akıl alır bir durum olmadığını söyledi.
"PKK'yi 'terör örgütü' olarak etiketlemek, aslında Türk devletine karşı eleştirel yaklaşan tüm kesimlerin 'terörist' olarak etiketlenmesine neden oluyor" diyen Beniot, "Örneğin, bunu bizim ülkemizdeki Kürt temsilcilerin sınır dışı edilmesi ve Türkiye'ye gönderilmesi ile anlatabiliriz. Politik nedenlerden dolayı bu insanlar işkence gördükleri yere Türkiye'ye geri gönderiliyor. Fransa'nın Kürt halkına karşı tutumunu geçmişte de, pratikte de gördük. 3 Kürt kadın aktivistin yaklaşık 10 yıl önce Fransa'da katledilişi halen bilinçli olarak aydınlatılmış değildir. Bence Fransa'nın bu tutumu Erdoğan ve Türkiye'nin politikalarını koruyucu yöndedir" şeklinde konuştu.
PKK'NİN 'TERÖRİZM' İLE ETİKETLENMESİNE KARŞIYIZ
Fransa'da Nisan ayında yapılacak olan seçime de değinen Beniot, Kürt halkına ve PKK'ye karşı Fransa'nın gerçek değişiminin hükümetin değişimiyle değil, devlet politikalarının değişimiyle gerçekleşebileceğine dikkat çekti. Kürt halkının mücadelesine ortak olmak istediklerini vurgulayan Beniot, "Çünkü, biz PKK'nin terörizm ile etiketlenmesine karşıyız. Biz terörizmin gerçekten ne olduğunu çok iyi biliyoruz.
Örneğin Paris'te ve birçok başkentte de cihatçıları gördük, gerçek teröristleri gördük. Bu gerçek teröristlere karşı savaşan ve bizleri koruyan da Kürt güçleridir. Aynı zamanda eğer mülteci sorununa çözüm arıyorsanız, öncelikle barışı sağlamalısınız, Kürt güçleri Suriye'de veya Türkiye'de de barış için başroldedir. Aslında gerçek şu ki teröristlere karşı mücadele veren sadece PKK'dir" dedi.
Beniot PKK'nin hala neden yasaklı örgütler listesinde tutulduğuna dair soruya ilişkin ise şunları belirtti: "Özellikle Avrupa ülkelerinin Türkiye ile olan çıkar ilişkilerinin PKK'nin halen listelerde olmasına büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. NATO etkeni, yine mülteci sorunu, soğuk savaş döneminde Türkiye'nin Ortadoğu'daki kapitalizmi geliştirmesidir. Bence Avrupalı devletlerin Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda Türkiye ile ortaklık etmesi büyük bir nedendir."
ZAFERE ULAŞMAK İÇİN UMUTLA YOLUMUZA DEVAM ETMELİYİZ
Avrupa halkının 'terör' listesinde olmasından kaynaklı PKK'ye karşı önyargıları olduğunu kaydeden Beniot, öncelikle bu yargıların kırılması gerektiğini söyledi. PKK'nin 'terör örgütü' olmadığını, insan hakları için, sivil halk için mücadele ettiğini, Ortadoğu'da ve Türkiye'de barışı arayan tek güç olduğunu çok iyi anlatmaları gerektiğine değinen Beniot, şu ifadeleri kullandı: "Bu yöntem PKK'yi listelerden çıkarmanın en önemli yollarından birisidir.
İkinci olarak ise kendi hükümetlerimizi yaptıklarıyla yüzleştirmemiz gerekiyor. PKK'nin bir terör örgütü olduğunu söylüyorlarsa birkaç yıl öncesine kadar DAİŞ'e karşı mücadelede PKK'yi destekliyordunuz diyebilmemiz lazım. Neden böyle bir yaklaşım gösterdiklerini onlara sormalı ve onları bu sorunla yüzleştirmeliyiz. Bu yöntemlerle gerçekten PKK'nin listelerden çıkarılması amacına çok daha fazla yaklaşabiliriz.
Fransız Komünist Partisi olarak bu konuda net tavrımız ortadadır; bu kampanyanın geliştirilmesinden ve büyümesinden yanayız. Sadece Kürt halkı için değil, Türkiye halkları için de Türk devletinin milliyetçi, faşist saldırılarının durdurulması hayati önem taşıyor. Geçtiğimiz günlerde Paris'te, 3 kadın aktivistin yıllar önce katledilmesine ilişkin büyük bir protesto yapılmıştı; bu insanlar bizim ülkemizde bizim şehrimizde katledildi. Bu protestolar ise bize gösteriyor ki ulusal bir dayanışmayı ve uluslararası bir güçlenmeyi başarabiliriz. Zafere ulaşmak için umudumuzu kaybetmeden büyük bir özveriyle yolumuza devam etmeliyiz."