26 Kasım 1993’ten bu yana Almanya’da yürürlükte olan PKK yasağı Kürt halkının özgürlük mücadelesini kriminalize ederken, Almanya’da yaşayan binlerce Kürdistanlıyı da mağdur etti. Geçen 28 yıllık süreçte yasaktan dolayı Kürt Özgürlük Hareketinin sembolleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ve “Bijî Serok Apo” sloganı atanlar para/hapis cezalarına çarpıtıldı, aktivistler/ siyasetçiler çıkarılan “anti-terör” yasaları çerçevesinde yargılandı.
Tüm bu sürecin mağdurları, 18-19 Haziran günleri arasında “28 Yıllık PKK Yasağı: Şimdi Biz Konuşuyoruz” adıyla başkent Berlin’de düzenlenecek iki günlük forumda bir araya gelecek.
Forum, Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları Hukukçular Birliği (ELDH), Demokratik Hukukçular Birliği (VDJ), Demokrasi ve Temel Haklar Derneği, Azadî Derneği ve Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği (MAF-DAD) tarafından organize ediliyor.
“Franz-Mehring-Platz 1” adresinde gerçekleşen forumun birinci gününde mağdurlar yaşadıklarını anlatacak. 1988 yılındaki Düsseldorf yargılamaları sürecinin ele alınmasıyla başlayacak forumun bu bölümünde, devamla 129b’den yargılananlar, yasakla bağlantılı oturum müsaadeleri iptal edilen ve Alman vatandaşlığı elinden alınanlar söz alacak.
Forumun ikinci gününde ise hukukçular ve insan hakları kuruluşlarının temsilcileri yasağın neden iptal edilmesi gerektiğine dair sunumlarda bulunacak.
DEMİR: YAŞANANLARI BELGESELLEŞTİRECEĞİZ
Forum öncesi ANF’ye konuşan Azadî Derneği’den Mehmet Demir, PKK yasağından dolayı yaşanmışlıkların tüm insanlık ve özellikle de demokratik kamuoyu tarafından bilinmesini istediklerini söyledi.
Forumun programına ilişkin de bilgi veren Demir şöyle konuştu: “Kürtlerin Almanya ve Avrupa’da ikinci büyük göçmen grubu oluşturmasına rağmen, diğer bütün göçmen gruplarının haklarından mahrum bırakılması ne anlama geliyor? Bunu hangi yasa ve hukukla yapabiliyorlar? Bu yaptıkları kendi yasalarıyla ne kadar çelişiyor veya uyuşuyor? Özellikle ikinci günde uzmanlar ve hukukçular olarak bunu masaya yatıracağız.”
Formun bütün hazırlıklarının tamamlandığını ve geniş çerçevede birçok kesimle görüştüklerini belirten Demir, forumun tartışma bölümüne ilişkin ise şunları söyledi: “Almanya genelinde Kürdistan’ın dört parçasını hesap edersek 2 milyona yakın bir azınlığın yaşadığı böylesi bir ülkede bu kadar düşmanca yaklaşımın nedeni biz Kürtlerin attığı bir slogan mı? Taşıdığımız bir pankart mı? Ya da bir bayrak mı? Yoksa bunun altında çok farklı nedenler mi var?”
Forumda anlatılan mağduriyetler ve tartışmaların bağımsız bir jüri biçiminde belgeselleştirileceğini bildiren Demir, son olarak şu çağrıda bulundu: “Başta bu sorunları yaşayan insanlarımızın burada hazır olmasını istiyoruz. İkincisi, bizim bütün kurumların eşbaşkanları, eşsözcüleri ve eski/yeni bütün kurum çalışanlarımızın bu forumda hazır olması gerekiyor. Yaşanan tecrübelerin anlatılması ve hak mücadelesinin nasıl verilmesine dair tartışmaların olmasından dolayı da bu forumumuz, bir nevi bir eğitim çalışması gibi de ele alınmalı. Bu yüzden bütün kurum üye ve yöneticilerimizin buna katılmasını önemli buluyoruz.”