Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikir ve düşünceleri ışığında “Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak” şiarıyla “Dünyamızı Geri İstiyoruz”, “Diren, Geri Al ve Yeniden İnşa Et”, “Otonom Eğitim Yap ve Örgütlen” başlıklı konferanslar serisi ikinci gününde; moderatörlüğünü Havin Güneser’in yaptığı “Kadın Kırımına Karşı Jin Jiyan Azadî” önermesi, “Mevcut Çağda Toplumsal Katliam”, “Yeniden Ortaklaştırmaya ve Özgür Yaşam Kurmaya Dair Düşünceler” konulu panel ile devam etti. Panele, Sosyolog Nazan Üstündağ, KJAR Avrupa Sözcüsü Maryam Fathi, Helsinki Üniversitesi Küresel Gelişim Profesörü Barry Gills ile Defend Kurdistan Aktivisti İtalyalı Veronica Maio katıldı.
Panelde ilk konuşan KJAR Avrupa Sözcüsü Maryam Fathi, Rojhilat ve İranlı kadınların ‘Jin Jiyan Azadî’ devriminin sıcaklığını yaşadığını belirterek, “Ataerkil kapitalizmin yarattığı sistem kadın kırımına yol açıyor. Kadınların tüm alanları sistem tarafından işgal edildi. Eril zihniyette kadın tanımının varlığı erkeğin varlığına bağlanmıştır. Buna başkaldıran kadınlar ise şiddete ve katliama maruz kalıyor. İşgalci ve faşist İran rejimi, kadın düşmanlığı yapan sistemin öncülerindendir. İran rejimi, çocuk yaşta evlilik, idamlar, fuhşa teşvik ve şiddetle kadınlara yaşam alanı tanımamaktadır. Bu eril sisteme karşı demokratik bir sistem kurulması lazım. İran rejimine karşı başlayan’ Jin Jiyan Azadî’ devrimi bu anlamda çok önemli bir ayaklanmadır. ‘Jin Jiyan Azadî’ devrimi, büyüyen ve gelişen toplumsal devrimin merkezinde yer alıyor. Kadınlar olarak bu devrimle birlikte küllerimizden yeniden doğuyoruz. ‘Jin jiyan Azadî” sloganı, İran sistemine karşı tüm kesimleri birleştirdi. İslam cumhuriyetinin bu devrime cevabı ise, idam, tutuklama ve insanlık dışı işkenceler oldu. ‘Jin jiyan Azadî’ devrimi ile alanlara çıkan binlerce insan bu zulme karşı mücadelesini sürdürecektir” dedi.
ABDULLAH ÖCALAN DEVLET KURUMUNA KARŞI TOPLUMSAL DAYANIŞMAYI ÖNERİYOR
Ardında konuşan Sosyolog Nazan Üstündağ, Maraş merkezli yaşanan depremlerin ardından ölümlerin yüksek olmasına ve yaşanan yıkımlara dikkat çekerek, “Aslında deprem sonrası yaşananlar toplumsal cinayetlerin ne olduğunu bir kez daha gördük. Depremde üç şehir tamamen yok oldu. Hayatını kaybeden birçok kişi kurtarılmayı beklerken öldü. Çünkü arama kurtarma yardımları ancak üç gün sonra geldi. Türkiye'de insanların ölümüne sebep olan inşaat mantığıdır. Ranta dayalı gelişen inşaat sektörü denetimsiz bir şekilde devam etti. Depremde ortaya çıktı ki denetimsiz inşaat şirketleri insanların ölümüne neden oldu. Üç şehir tamamen yok oldu ancak Türk hükümeti daha insanlara yeni inşaatlar vaat ediyor. Bu da hayatta kalanların çoğunun daha da mülksüzleşeceğini gösteriyor. Devlet, dayanışma kültüründen korktuğu için yardım etmek isteyen insanları da engelledi. Deprem gerçekten yıkıcı ama insanları öldüren doğa değil devletin uyguladığı politikalarıdır. Toplum kırımı dediğimiz şey budur. Toplumsal kırım, Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği en önemli kavramlardan biridir. Abdullah Öcalan'ın devlet kurumuna karşı toplumsallaşmayı esas alıyor. Toplum kırımı, kadın kırımı ve eko kırım ile yakından bağlantılıdır” diye konuştu.
Nazan Üstündağ, depremden en çok etkilenen şehirlerden bir tanesinin Kürt şehri, diğerinde ise Arap Alevi nüfusunun çokluğuna dikkat çekerek, bu bölgede yaşayan Ermenilerin tarihte soykırıma maruz kaldığını ve daha sonra da aynı soykırıma Kürt ve Alevi toplumun sayısız defa maruz kaldığını kaydetti.
BU SİSTEMDEN KURTULMANIN ÇÖZÜMÜ ABDULLAH ÖCALAN’DIR
Üniversitesi Küresel Gelişim Profesörü Barry Gills ise, konferansın kendisi açısından önemine atıfta bulunarak, “Şu an insanlık tarihinin en kötü zamanında yaşıyoruz. Kapitalistler ve sermaye anlayışları yok etmek üzerine kurulmuştur. Kapitalizmin bir sınırı yok. Amazonlara, buzullara, çöllere her yere gitmişler. Kapitalizmin gelişme çabası yeni krizlerin yaratılmasına neden olacaktır. Dünyanın farklı medeniyetlerini görmezden gelip ortadan kaldırıyorlar. Bu sistemden kurtulmanın çaresi Abdullah Öcalan'dır. Abdullah Öcalan Kürtlere bir çıkış yolu açtı. Abdullah Öcalan'ın dediği gibi geçmişten ders çıkarmalı ve nasıl bir yol izlememiz gerektiği üzerine tartışmalar yürütmeliyiz. Bundan dolayı değişim ve dönüşüm süreçleri bizler için çok önemli. Kapitalizme boyun eğmeden dönüştürücü eylemlere geçmek gerekir” şeklinde konuştu.
Daha sonra panelde söz alan Defend Kurdistan aktivisti İtalyalı Veronica Maio da, kapitalizmin tarihsel gelişimi ile ilgili verilerle aktarımlar yaptı. Veronica Maio Kapitalizm’e karşı Abdullah Öcalan’ın fikirleri doğrultusunda mücadele edilmesinin önemine değindi.