Siyasi tutsaklara mektup kampanyası devam ediyor

HDP Avrupa Temsilciliği tarafından “Özgürlük hapishane duvarları ile sınırlandırılamaz” çağrısı ile 15 Aralık'ta başlatılan cezaevlerine mektup kampanyasına uluslararası katılım devam ediyor.

Türkiye'deki siyasi tutsakların yaşadığı baskılara dikkat çekmek için, HDP Avrupa Temsilciliği tarafından “Özgürlük hapishane duvarları ile sınırlandırılamaz” çağrısı ile 15 Aralık’ta cezaevlerine mektup kampanyası başlatıldı. Seçilmiş HDP’li 20 kadın ve 20 erkeğin cezaevi adreslerinin paylaşıldığı kampanya Nietzsche'nin, "Bir mektup, habersiz bir ziyarettir" anektodu ile başlıyor. "Dayanışma güçlendiricidir. Siz de Türkiye cezaevlerindeki siyasi tutsaklara habersiz bir ziyaret gerçekleştirebilirsiniz" çağrısını içeren kampanya çerçevesinde şimdiye kadar Avrupa’nın bir çok ülkesinden siyasetçi, milletvekili, belediye başkanı ve aktivist cezaevlerine mektup gönderdi. 

"Erdoğan rejimi altında, onun görüşlerini paylaşmayanlar tutuklanarak, esir alınıyor. Siyasetçileri, parlamenterleri, Belediye eşbaşkanlarını, gazetecileri, akademisyenleri, Kadın hakları savunucularını, gençleri, üniversitelileri, yazarları ve sanatçıları tutuklayarak, tüm toplumu korku iklimi ile sindiriyor" diye belirtilen çağrıda, 2016 yılından bu yana on binden fazla HDP üyesinin tutuklandığına ve bunlardan hala 4 bine yakınının cezaevinde tutulduğuna işaret ediliyor. 

Yürütülen mektup kampanyasına ilişkin açıklama yapan HDP Avrupa Temsilcisi Devriş Çimen "Türkiye’de Erdoğan rejiminin yarattığı korku ortamında, içerisi ile dışarısı bir birine benzeşmiş durumda. Yapılan her uygulama, tutuklama, yürütülen tecrit, işkence ve baskılar normal adeta normalmiş gibi ele alınıyor. Cezaevlerinde ise işkence, tecrit, mobbing ve her türlü hak ihlalleri sistematik hale gelmiş. Uluslararası tüm çağrı ve kararları hiçe sayan Erdoğan rejiminin keyfi ve düşmanca uygulamaları devam ediyor. Buna dikkat çekmek için "özgürlük hapishane duvarlarıyla sınırlandırılmayacak" belirlemesiyle başlattığımız kampanyaya duyarlı herkesi dayanışmaya çağırdık" diye konuştu. 

TUTSAKLARLA DAYANIŞMAYI ÖRGÜTLEMELİYİZ

Türkiye cezaevlerinde binlerce siyasi tutsağa dikkat çektiklerini hatırlatan Çimen, "Bunlar arasında sadece 4000’e yakın HDP’li var. 4000 HDP’liye dikkat çekmek için ise sembolik olarak 40 isim belirledik. Bu kampanyanın sembolik karakterinden ötürü kamuoyunda bilinen ve seçilmiş görevinden alıkonulan 20 kadın ve 20 erkek HDP'linin adres ve bilgilerini kamuoyu ile paylaştık" dedi. 

Gelinen aşamada kampanyaya ilginin artarak devam ettiğini vurgulayan Çimen, şu ifadeleri kullandı: "Şu ana kadar birçok siyasetçi, parlamenter, belediye başkanı, sanatçı ve dost mektup gönderdiğini bize bildirdi. Fransa, İsviçre, Almanya, İtalya, Katalonya, Bask Ülkesi, İsveç başta olmak üzere Norveç, Danimarka, İngiltere, İskoçya, İrlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Yunanistan ve Avusturya gibi ülkelerden birçok dost parlamenter, aktivist, siyasetçi ve sanatçı duyarlılık gösterip, mektup gönderdi. Bu duyarlılık önemli bir dayanışma göstergesidir ve çok değerlidir.

Bu kampanyayı başlatıldı ama herhangi bir zaman sınırlaması bulunmuyor. Sonu ancak siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevinde bulunanlar özgürleşince gerçekleşebilir. Dolayısıyla sembolik olarak seçtiğimiz 40 HDP’li ile sınırlı bırakmamak gerekiyor. Herkes dostlarını, tanıdıklarını ve “ne yapabiliriz?” diyen insanları böylesi bir mektup eylemine davet edebilir veya yönlendirebilir. Sonuç olarak, kampanyanın başlangıcı Nitzsche’nin “bir mektup, habersiz bir ziyarettir” diye duyuruldu. Dolayısıyla kampanyanın ana esprisi şöyle belirlendi; yüz yüze ziyaret gerçekleştirilmiyorsa bile, mektup yolu ile habersiz bir ziyaret gerçekleştirebilinir. Yapılması gereken sadece biraz duyarlılık ve on dakikalık bir zaman vermektir. Özgürlük ve demokrasi için bedel veren siyasi tutsaklarla dayanışmayı örgütlemek dışarıdakilerin sorumluluğudur."

“Özgürlük hapishane duvarları ile sınırlandırılamaz” mektup kampanyasının İngilizce çağrısına şu adreste ulaşabilirsiniz.

 https://hdpeurope.eu/2021/12/a-letter-campaing-freedom-will-not-be-limited-to-prison-walls/