Yazar Haydar Işık Frankfurt’ta anıldı

Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nde bir araya gelen onlarca Alevi siyasetçi, sanatçı ve gazeteci, 17 Aralık günü yaşamını yitiren Yazar Haydar Işık için anma etkinliği gerçekleştirdi.

Dersimin hafızası ve tarihi belleği Dersimli Araştırmacı-Yazar Haydar Işık, 17 Aralık Cuma günü yaşadığı Almanya‘nın Münih kentinde Hakka yürüdü. Işık, bir süredir mide kanseri tedavisi görüyordu.

1938 Dersim Katliamının tanığı ve sanığı olarak yıllardır sürgünde yaşayan yazar Haydar Işık, Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir anma ile, onun Kürt Ulusal Hareketi içerisindeki çabası ve emeği hatırlatıldı.

Gerek kalemiyle gerekse Dersim soykırım sonrası araştırmaları ile bir hafıza belleği oluşturan Işık, sevenleri tarafından uğurlandı.

Haydar Işık’ın çocukları Murat Işık ve kızı Yüksel Işık’ın da hazır bulunduğu anmaya KCDK-E Eşbaşkanı Fatoş Göksungür, yazar-siyasetçi Fuat Kav, sanatçılar Ferhat Tunç ile Ozan Baran, Yeni Özgür Politika gazetesi imtiyaz sahibi Ahmet Yücedağ, gazeteciler Fehmi Işık, Erdal Er, Cahit Mervan, Faruk Sakık, Dersim İnşa Kongresi Eşbaşkanı Hülya Yer, Frankfurt DKTM bileşenleri ve Alevi Kültür merkezi bileşenleri katıldı.

Saat 13.00’da gulbang ile başlayan anmada Haydar Işık’ın anısına saygı duruşunda bulunuldu, ardından Dersim Tertelesi konuşuldu.

KOCAMAN UMUTLAR BESLİYORDU

Daha sonra Fuat Kav, Fatoş Göksungur, Fehim Işık, Cahit Mervan, Erdal Er, Ahmet Yücedağ, Ferhat Tunç, Ozan Baran ve Apo Haydar’ın kızı Yüksel Işık birer konuşma yaptı.

Dersim İnşa Kongresi Eşbaşkanı Hülya Yer, “Onursal başkanımız bizlere çok şey bıraktı. Özellikle biz Dersimli Kürt kadınları onu asla unutmayacağız. Apo Haydar’ın gidişi de yaşamı gibi büyük oldu ve nam bıraktı. Kısa süre bir önce ziyaretine gitmiştik; kocaman umutlar besliyordu. İdeallerin gerçekleşmesi için mücadele etmemizi istedi. Kürt kadınlar olarak onun isteğini gerçekleştireceğiz” dedi.

Yüksel Işık ise duygu yoğunluğu yaşadığını belirterek, babasına dair anekdotlar paylaştı. Işık, “Evet, o benim babamdı ama aynı zamanda hepimizin mamostesiydi (öğretmen), hevalimizdi (arkadaş). 40 yılı aşkın bir süredir bu topraklarda ve yüzü hep Dersim’e dönük olarak son nefesine kadar mücadele etti.

Babam son döneme kadar Dersim’e defnedilmek istiyordu. Fakat ülkede mezarlara ve ölülere saldırılar gelişince babam dedi ki “Ben böyle bir ülkede toprağa gitmek istemiyorum. Ne zaman Dersim özgür olursa, işte o zaman kemiklerimi alın, annenizin yanında gömün” diye konuştu.

DİRENEN KADINLARA GÜVENİYORDU

Adaleti, eşitliği babasından öğrendiğini ifade eden Yüksel Işık, “Babamın sürekli nasihat ettiği şey şuydu. ‘Kürtler bir arada olmazsa birlik oluşamaz’ derdi. Çünkü Dersim Katliamı sırasındaki parçalanmışlığı biliyordu. Babam için Kürtler arası birlik çok önemliydi. En nefret ettiği şey ise hainlikti, ihanetti. Kadınların mücadelesine çok seviniyordu, güveniyordu onlara. Bana hapishanedeyken bir mektup yazmıştı. Mektubunda diyordu ki; ‘Kızım, Dersimli kadınlar eskiden asker gördüklerinde kaçacak delik ararlardı, çok korkarlardı. Şimdi  Kürtlerin özgür kadınları var ve düşmanın üzerine gidiyorlar. Bu nedenle ben hepinizin gözlerinden öpüyorum” diyordu. Bu mektubu 45 kişilik bir koğuşta arkadaşlar sesli okumuştu. Maalesef sürgün bizleri ayırdı ve bedeli çok ağır oldu. Sürgünlük çok başka bir şey; insan yaşamayınca anlayamıyor” diyerek, katılımcılara teşekkür etti.

Eşbaşkan Fatoş Göksungur da, Haydar Işık’ın Kürdistan mücadelesindeki yerinin ve kaleminin kendileri için çok kıymetli olduğunu belirterek, onun Kürt özgürlük davasına olan sevgisinin hiç bitmediğini söyledi.

Göksungur, cenaze merasimi ve defin işlemleri konusunda açıklama yapacaklarını söyledi.

HEDEFİ KÜRDİSTAN’I DERSİMLEŞTİRMEKTİ

Fuat Kav ise, Haydar Işık’ın yapmak istediklerini, düşündüklerini çok açık bir şekilde yazdığını, seminer ve panellerle de anlattığını ifade etti, devamla; “Hep deriz ya ‘aramızdan ayrıldı’ diye ama heval Haydar aramızdan hiçbir zaman ayrılmadı. O her ne kadar Dersim’in ruhu olarak bilinse de bir o kadar da Kürdistan’ın bilinciydi. Kendisi Dersim’le büyüdü ve Kürdistanlaştı. Hatta bütün Kürdistan’ı Dersimleştirmek onun hedefleri arasındaydı. O denli davasına bağlı biriydi. Sadece Dersim’i anlatmadı kendisi. Aynı zamanda dört parça Kürdistanı anlatıyordu ve Kürtler arası birliğin ne kadar hayati olduğunu söylerdi. Düşüncelerini Türkçe ifade ederdi ama ruhu ve yüreği Kürt’tü ve Kürtçe atıyordu. Yurtseverliğin özünü nerede ve nasıl bulurum diye soracak olursanız, heval Haydar’ın kitaplarında bulabilirsiniz derim” dedi.

Haydar Işık’ın aynı zamanda Kongra-Gel delegesi olduğunu hatırlatan Fuat Kav, şunları ekledi: “Bu süreçlerde birçok aydın, yazar mesafe koyarken heval Haydar tam tersine kucaklaşmaya gitti. Bütün arayışı, daha örgütlü ve Kürtler arası birliğin oluşmasına dönüktü. Kendisi 70 yaşındayken Alman polislerince evi basıldı. Alman devleti onun bir terörist olmadığını çok iyi biliyordu. Neden yaptı? Çünkü onun iradesini sindirmek istediler. Birçok yazar korkudan Kürt ulusal hareketi ile arasına mesafe koyarken Haydar heval onu yapmadı. En son telefonla görüştüğümde ‘Ölürsem gözüm arkada kalmayacak. Çünkü ben o çocuklara güveniyorum ve inanıyorum. Devrimi başaracaklar’ diyordu. Bu anlamda onun huzurunda sözümüz sözdür; ideallerinin gerçekleşmesi için Kürtler arası birlikten tutalım Kürdistan’ın özgürleşmesine kadar söz veriyoruz.”