İki tabutun başındaki Tala bebek
Annesi ve babasını hatırlayamayacak kadar küçük olan Tala, sadece 7 aylık bir bebek. Tişrîn Barajı’nda nöbet tutmaya giden annesi ve babasını, 15 Ocak’ta kaybettiğinin bile farkında değildi tabutları başında.
Annesi ve babasını hatırlayamayacak kadar küçük olan Tala, sadece 7 aylık bir bebek. Tişrîn Barajı’nda nöbet tutmaya giden annesi ve babasını, 15 Ocak’ta kaybettiğinin bile farkında değildi tabutları başında.
Kuzey ve Doğu Suriye, özgürlük, eşitlik, kadın hakları ve demokrasi arayışlarının merkez noktalarından biri haline geldi.
Bu topraklar, onurlu bir direnişin simgesi olarak da derin bir öneme sahiptir. Tişrîn Barajı’na yönelik 8 Aralık 2024’te başlayan ve kesintisiz devam eden saldırılar, halkın yaşam alanlarını tehdit etmeye devam ederken, Kuzey ve Doğu Suriye halkları, 8 Ocak’tan itibaren kafileler halinde Tişrîn Barajı’na yöneldi ve burada nöbet tutmaya başladı. Bu nöbet eylemcilerinden biri Hêza Mihemed, diğeri ise eşi Edhem Elî’ydi.
22 yaşındaki Hêza Mihemed, Cindê köyünden, 37 yaşındaki Edhem Elî ise Helinc köyündendi. 15 Ocak’ta Türk devletinin Tişrîn Barajı’ndaki saldırısı sonucunda, bu iki cesur insan şehit düştü.
Hêza Mihemed, Eğitim ve Öğrenim Kurulu’nda görev alarak, yeni nesilleri yetiştirmek ve onlara ışık tutmak için sorumluluk üstlendi. Hêza Mihemed, genç bireylerin eğitimi ve gelişimi için çalışan bir yurtsever olarak, topluma katkıda bulunmayı ve daha iyi bir gelecek inşa etmeyi hedefliyordu. Eğitim alanındaki çalışmaları ile, çocukların ve gençlerin özgür düşünme, eleştirel analiz yapma ve toplumsal sorumluluk bilinci geliştirme yeteneklerini kazanmalarına katkı sağladı.
Edhem Elî ise Ziraat Mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra, kazandığı bilgiyi ve deneyimi devrime hizmet etmek için kullanmaya adadı. Tarımsal üretimi artırma, sürdürülebilir yöntemlerle halkın ekonomik durumunu iyileştirme ve topraklarının verimliliğini sağlama konusundaki kararlılığı, devrime olan bağlılığının en güzel göstergesi oluyor.
2023 yılında tanışıp yollarını birleştirme kararı alan Hêza Mihemed ve Edhem Elî, sıradan bir aşk hikâyesinin ötesinde toplumsal bir direnişin ve özgürlük mücadelesinin öyküsünü yazmaya niyetlendiler. Hayatlarının yanı sıra, halklarının geleceğini düşünerek, Türk devletinin Tişrîn Barajı’na yönelttiği saldırılara karşı durmak için cesur bir adım attılar. Ailelerinin, çiftin birlikte değil de farklı zamanlarda gitmesinde ısrarı etmesine rağmen, Hêza ve Edhem, inançlarından ve birbirlerine olan bağlılıklarından taviz vermediler. Kızları Tala’yı, Hêza’nın kardeşine emanet ettiler ve Tişrîn’e doğru harekete geçtiler. Biliyorlardı ki, mücadelenin yaktığı ateş, yaşadıkları topraklara ve halklarının özgürlük arzusuna ışık tutuyordu. Tişrîn Barajı’na giderek nöbet eylemine katıldıklarında, toprağa, halklarına ve adalet arayışına olan derin bağlılıklarının bir ifadesi haline geldi.
24 Nisan 2024’te, Hêza Mihemed ve Edhem Elî’nin sevgisiyle dünyaya gelen Tala, annesi ve babası şehit düştüğünde henüz 7 aylık bir bebekti. Hayatı, annesi ve babasının mücadeleleriyle şekillenecekken 15 Ocak’ta yaşamı birdenbire değişti. Annesi ve babasının Kobanê’deki Şehit Dicle Şehitliğinde gerçekleşen merasime katıldığında Tala’nın çevresindeki karmaşayı anlaması mümkün değildi. Tabutların çevresinde insanlar toplandığında, onların hüzünlü yüzlerini, yüksek sesle ağlayanları sadece sezinleyebiliyordu. Ailesinin kaybının ne anlama geldiğini kavrayamasa da hüzünlü ortamın getirdiği duyguları hissedebiliyordu. Tala, henüz bir bebek olarak kaybın ve sevdiklerinin yokluğunun ne anlama geldiğini kavramaktan uzaktı. Fakat gelecekte, ailesinin onuruna sahip çıkarak, onların mücadelesinin ve değerlerinin bir parçası olacak ve yaşadığı topraklar için bir sembol haline gelecekti.
Evet… 7 aylık Tala bebek. Acılar içerisinde büyüyeceksin. Belki henüz her şeyden habersiz yaşıyorsun fakat direniş tohumları filizlenecek yüreğinde artık. Annen ve babanı vuranları tanıyacaksın. Onların tabutlarının arasında durup, öylece bakışın, kin nefret ve öfke kuşanacak büyüdüğünde. Sonra annenin ve babanın Tişrîn Barajı’ndaki direnişini okuyacaksın. Büyük fedakarlıkla dolu olan onur mücadelelerine anlam vereceksin. Onları sana, her zaman anlatacak hikâye anlatıcıları olacak. Ve sonra ne mutlu bana ki, onuruna, kimliğine ve toprağına sahip çıkan böyle bir anne ve babanın çocuğuyum diyeceksin.
Kuzey ve Doğu Suriye’de, Tala bebek gibi 12 bin 258 şehit çocuğu bulunuyor. Her bir şehit çocuğu Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan direnişin bir parçası haline gelirken, anne ya da babasının mezar taşlarında her an direnişin yükseldiğini anlatıyorlar.