Courrier International dergisi birçok medyada yer alan haber ve analizleri derleyerek, Avrupa’daki savaş tamtamlarına dikkat çekti.
Zorunlu askerliğin geri dönüşü, yedek ordular, artan savunma bütçeleri ile Estonya'dan Almanya'ya, Polonya ve Balkanlar üzerinden kıta her yönden seferber olarak yeniden silahlanıyor. Medya bir kez daha yüksek sesle Avrupa savunmasından bahsediyor.
Danimarka gazetesi Berlingske gazetesi ocak ayı başında İsveç Sivil Savunma Bakanı Carl-Oskar Bohlin tarafından yapılan şu uyarıya işaret ediyor: "Savaş mümkündür. Mesele korkuyu teşvik etmek değil, gerçeklerle yüzleşmektir".
Ocak ayı ortasında Hollandalı bir amiral olan Rob Bauer ise şöyle alarm veriyordu: "Önümüzdeki yirmi yıl içinde bir savaş çıkma ihtimalini artık göz ardı edemeyiz. Her şey yolundaymış gibi davranabileceğimiz günler geride kaldı". De Volkskrant'ın haberine göre, Bauer, "her an her şeyin olabileceği bir zamanda" kıtadaki çatışma tehdidiyle yüzleşmek için tüm toplumu çaba göstermeye çağırdı.
Bu çağrı, 24 Ocak'ta İngiliz Genelkurmay Başkanı'nın bir "vatandaş ordusu" kurulması çağrısında bulunarak küçük çaplı bir fırtınaya neden olduğu Birleşik Krallık'a kadar uzandı.
Sir Patrick Sanders "vatandaşların zihniyetlerini değiştirmeleri ve daha çok savaşa gitmeye hazır askerler gibi düşünmeleri gerektiğini" vurguladı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra zorunlu askerliğin kaldırıldığı İngiltere’de Başbakan Rishi Sunak, zorunlu askerliğin geri getirileceği iddiasını yalanlamak zorunda kaldı.
Bu yılın başlarından bu yana benzer açıklamaların artması savaşa hazırlık olarak değerlendirildi. Courrier International, “Kesin olan şu ki, Ukrayna'daki savaşın başlamasından iki yıl sonra ve Rusların sahada üstünlüğü yeniden ele geçirmesiyle birlikte, tüm Avrupa savaşa hazırlanıyor gibi görünüyor” yorumunda bulundu.
Kıta genelinde eğilim yeniden silahlanma yönünde: savunma bütçeleri artıyor ve hükümetler daha fazla askeri birlik seferber etmeye çalışıyor. Alman Der Spiegel'in haberine göre Almanya'da zorunlu askerliğin geri getirilmesine ilişkin tartışma başlatıldı.
Hollanda'da Savunma Bakanlığı 2030 yılına kadar yedek ordusunu güçlendirmeyi umuyor. Trouw gazetesi Hollanda ordusunda düzenlenen bir bilinçlendirme toplantısına katılarak gelecekteki yedek askerlerin motivasyonlarını anlamaya çalıştı. İçlerinden biri "Demokrasinin korunması ve özellikle de askeri araçlarla savunulması gerekiyor" diyor.
Estonya'da Rusya sınırı boyunca 600 sığınak inşa edilecek. Dagens Nyheter'in haberine göre İsveç'te de Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi her eve bir çatışma durumunda ne yapılacağını gösteren bir kitapçık dağıtıldı.
Son olarak ABD eski başkanı Donald Trump'ın 10 Şubat'ta "Rusya'nın saldırısı durumunda Avrupa'ya yardım etmeyeceğini" söylemesi AB'de endişeleri arttırdı.
Politico dergisine göre artık mesele dağınık bir şekilde hareket etmek değil, koordine olmaya çalışmak. Dergi, Rus tehdidi ve Amerikan izolasyonizmi arasında Avrupa'nın ne gibi bir marjı var?" diye sorarken şunu ekliyor: "Kendini tek başına savunabilir mi?
The Guardian'da Timothy Garton Ash de benzer bir gözlemde bulunuyor:
"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Doğu'da ilerlerken ve ABD başkan adayı Donald Trump Batı'dan çekilme tehdidinde bulunurken, Avrupa savunması fikrini yeniden canlandırmanın zamanı geldi."
Tarihçi Ash, yeni bir kurum yaratmak yerine, "Avrupa, ikili ve ulusal yetenekleri NATO'da var olan operasyonel askeri çekirdeğe bağlayan" bir savunma topluluğunu savunuyor.
Münih Güvenlik Konferansı'nda Avrupa savunması hakkında çok konuşuldu, ancak bir önceki yılın aksine hava artık coşkulu değil. Yabancı basına göre Rusya karşısında Avrupa kendini her zamankinden daha savunmasız hissediyor.