Birleşik Krallık’ta aşırı sağcı şiddet: 90’ı aşkın gözaltı

Birleşik Krallık’ta son günlerde aşırı sağcıların göçmenlere yönelik saldırıları tırmandı. Cumartesi günü farklı kentlerde yüze yakın kişi gözaltına alındı.

Gösteriler, pazartesi günü İngiltere'nin kuzeybatısındaki Southport kasabasında üç kız çocuğunu öldüren saldırganın milliyeti ve dini hakkında aşırı sağcılar tarafından sosyal ağlarda yayılan söylentilerin ardından başladı. Sosyal ağlarda, saldırganın müslüman olduğu yönünde söylentiler hızla dolaşıma koyuldu. 

O zamandan bu yana Liverpool'da bir yargıç bıçaklı saldırının zanlısının adını açıkladı: Axel Muganwa Rudakubana, henüz 17 yaşında ve ne göçmen ne de Müslüman. Yapılan açıklama, camilere yönelik saldırı çağrılarının ardından durumu yatıştırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. Ancak işe yaramadı. Son günlerde bazen camiler ya da sığınmacıların barındığı yerleri hedef alındı. 

Cumartesi günü onlarca şehir ve kasabada düzenlenen gösteriler, Liverpool (kuzeybatı), Hull (kuzeydoğu), Belfast (Kuzey İrlanda) ve Leeds (kuzey) dahil olmak üzere birçok yerde çatışmalarla sonuçlandı. Sosyal ağlarda dolaşan görüntülerin birçoğunda eylemcilerin açıkça aşırı sağla bağlantılı olduğu, hatta bazılarının Nazi dövmeleri olduğu görülüyor.

"Yeter artık" sloganıyla düzenlenen gösterilerde göçmen karşıtı ve İslamofobik sloganlar atıldı ve İngiliz bayrakları dalgalandırıldı.

Bir yandan göstericiler ile polis arasında çatışmalar yaşanırken, diğer yandan ırkçılık karşıtı dernekler tarafından harekete geçirilen karşı göstericilerle aşırı sağcılar çatıştı. Yerel polisin bildirdiğine göre birkaç polis memuru yaralandı.

Polis pazar günü yaptığı açıklamada bu aşamada Liverpool'da 23, Hull'da 20, Blackpool'da (kuzey-batı) 20 ve Bristol'da (güney-batı) 14 olmak üzere 90'dan fazla kişiyi gözaltına aldıklarını bildirdi. 

Bu son şiddet günü, Cuma günü Sunderland'de (kuzey-doğu), Çarşamba günü Londra da dahil olmak üzere birçok şehirde ve bıçaklı saldırıdan bir gün sonra salı günü Southport'ta patlak veren ayaklanmaları takip etti.

İngiliz medyasına göre ülke, 2011 yılında kuzey Londra'da polis tarafından Mark Duggan adlı melez bir gencin öldürülmesinden bu yana böyle bir olayla karşılaşmadı. 

İngiltere ve Galler Profesyonel Polis Federasyonu'ndan Tiffany Lynch BBC'ye yaptığı açıklamada, polisin ülkenin belirli bölgelerinde "sınırlı" olaylarla uğraşmak zorunda kaldığını belirterek, "Şimdi bunun büyük şehirlere yayıldığını görüyoruz" dedi.

İktidara geldikten sadece bir ay sonra Keir Starmer, İşçi Partisi'nin kampanya sırasında Muhafazakârlar tarafından güvenlik ve göç konusunda gevşek davranmakla suçlanması nedeniyle daha da hassaslaşan bir konuda ilk krizini yaşıyor.

Pazartesi gününden bu yana Keir Starmer, göstericileri "haydut" olmakla suçlayarak "aşırı sağcı nefret" olarak tanımladığı olaylara karşı sertlik mesajlarını ve polise destek güvencelerini arttırdı.

Başbakan, cumartesi günü önemli bakanlarıyla yaptığı acil toplantının ardından, hükümetinin "sokakları güvende tutmak için gerekli tüm önlemleri" almada polisi destekleyeceği uyarısında bulundu.

Polis Bakanı Diana Johnson Pazar günü BBC'ye yaptığı açıklamada, ordunun kullanılması ihtimali sorulduğunda polisin "ihtiyaç duyduğu tüm kaynaklara sahip olduğu" güvencesini verdi.

Ulusal Polis Şefleri Konseyi (NPCC) Başkanı BJ Harrington yaptığı açıklamada, "(Şiddete) karıştıysanız ve henüz tutuklanmadıysanız, tutuklanacaksınız" uyarısında bulundu ve daha fazla taşkınlık olması durumunda 4,000 çevik kuvvet polisinin hazır beklediğini sözlerine ekledi.