Manul, güvenlik güçlerinin yetkilerini kötüye kullanarak bireyleri "siyasi bağlantıları olduğu iddiasıyla" hedef aldığını ve muhalif sesleri susturmaya çalıştığını belirtti. Yapılan açıklamada, bu durumun yargı bağımsızlığını zedelediği vurgulandı.  

BM misyonu, bu "yasadışı uygulamaların" ülkede bir korku iklimi yarattığını, sivil alanı daralttığını ve hukukun üstünlüğünü aşındırdığını ifade etti.  

2011’de Muammer Kaddafi’nin kanlı bir şekilde devrilmesi ve öldürülmesinin ardından Libya, on yılı aşkın süredir süren kaos ve bölünmelerden kurtulmaya çalışıyor.

Ülkede biri BM tarafından tanınan, Trablus merkezli hükümet, diğeri ise doğuda Mareşal Halife Hafter’in kontrolündeki rakip hükümet olmak üzere iki yönetim bulunuyor.  

ZORLA İTİRAF ALMA VİDEOLARI

BM misyonu, tutukluların zorla itiraflarda bulunduğu videoların internette yayımlandığını ve bu videoların insanları sindirme ve küçük düşürme amacıyla kullanıldığını belirtti. Manul, bu tür videoların "kabul edilemez" olduğunu ve bunları çekenlerin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.  

Açıklamada, avukat ve yargıçların keyfi gözaltı ve kötü muameleye maruz kaldığı belirtilerek, 10 Mart’ta Trablus’ta gözaltına alınan yargıç Ali el-Şerif’in şiddete uğradığı örnek gösterildi. 

Ayrıca, 12 Mart’tan bu yana Bingazi’de tutulan avukat Munir el-Orfi ile 2022’den beri Trablus’ta gözaltında bulunan askeri savcılar Mansur Daoub ve Muhammed el-Mabrouk el-Kar’ın durumu da endişe verici olarak nitelendirildi.  

BM misyonu, bu gelişmelerin Libya’da demokratik geçiş süreci için uygun bir ortam yaratmadığını ve halkın güvenlik güçlerine olan güvenini zayıflattığını belirtti.