Katar ve Türkiye’nin, Filistinli tutukluların serbest bırakılması ve ülkelerine kabul edilmesi konusundaki bir anlaşmayı kabul ettiği bildirildi. Anlaşmanın, Hamas ile İsrail arasında yapılan ateşkes görüşmeleri kapsamında koordine edildiği ifade ediliyor
Times of Israel’in haberine göre, Mısır geçici olarak bu mahkumlara ev sahipliği yaparken, Türkiye'nin 15 kadar Filistinli mahkumu kabul etmeyi, Katar’ın ise geri kalanının sorumluluğunu üstlenmeyi planladığı bildirildi. Ancak müzakerelerin hala devam ettiği ve başka ülkelerin de bu mahkumlara ev sahipliği yapmasının talep edilebileceği ifade edildi.
ARKA PLAN
İsrail, cinayetten hüküm giymiş Filistinli tutukluların Gazze veya Batı Şeria’da serbest bırakılmasının önünü kesmek için anlaşma dahilinde bu mahkumların başka ülkelere transfer edilmesini talep etti. Hamas ise bu anlaşma kapsamında iki önemli lideri, Mervan Barguti ve Ahmet Saadat’ın, ateşkesin ikinci aşamasında serbest bırakılacağına dair söz verdi.
SUÇLAMALAR
Mervan Barguti, İkinci İntifada sırasında düzenlenen saldırılar nedeniyle beş kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir lider olarak dikkat çekiyor. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (PFLP) lideri Ahmet Saadat ise 2001 yılında İsrail’in Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’ye düzenlenen suikast nedeniyle 30 yıllık hapis cezası alınmıştı.
BATI ŞERİA’DA HAMAS HAZIRLIĞI MI?
Bu gelişmeler, Hamas’ın Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi’nin kontrolünü ele geçirme stratejisi ile de ilişkili olarak değerlendiriliyor. İsrail kamu televizyon kanalı Kann’a göre, Barguti’nin serbest bırakılması durumunda bu durum, Hamas’a Batı Şeria’da daha fazla güç kazandırabilir.
Kann’a göre Hamas, Barguti’nin serbest bırakılmasını Filistin Yönetimi'nin mevcut lideri Mahmud Abbas görevden ayrıldıktan sonra Batı Şeria merkezli Filistin Yönetimi'nin kontrolünü ele geçirmek için stratejik bir planın parçası olarak değerlendiriyor.
ULUSLARARASI TEPKİLER
Hamas’ın serbest bırakılan mahkumlar için Türkiye ve Katar’da yerleşim anlaşması yapması, bölgede yeni tartışmaları beraberinde getirdi. İsrail tarafından bu düzenleme önlem olarak savunulsa da, uluslararası alanda bu durum Filistin meselesindeki hassas dengenin yeniden gündeme gelmesine yol açtı.
Bu gelişmenin, Filistin-İsrail geriliminde nasıl bir etkisi olacağı ise ilerleyen dönemde daha net bir şekilde ortaya çıkacak gibi görünüyor.
