Elysée Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı, Gabriel Attal'ı "hükümeti kurmakla" görevlendirdi.
Kısa bir süre sonra, Cumhurbaşkanı ülkeyi "yeniden silahlandırma ve yenileme projesini" uygulamak için Gabriel Attal'ın "enerjisine" güvendiğini söyledi.
Genç ve popüler Eğitim Bakanı, yirmi aylık hükümet başkanlığının ardından pazartesi günü istifa etmek zorunda kalan Elisabeth Borne'un yerine geçecek.
Attal bu açıklamadan kısa bir süre önce, okul müdürleriyle yaptığı bir video konferans toplantısında hala bir yılı tekrarlamaktan bahsediyordu.
"Okul, toplumu değiştirmek için sahip olduğumuz en güçlü silahtır" diyen Attal, "gelecek değişiklikler ne olursa olsun, bu inanç ve bu amaç benimle olmaktan asla vazgeçmeyecektir" ifadelerini kullandı.
Elysée Sarayı, başlangıçta pazartesi günü yapılması planlanan bu atamayı onaylamakta yavaş davranarak birçok spekülasyona neden oldu.
Altı aydan kısa bir süre önce Eğitim Bakanlığı'na atanmasından bu yana Fransa'nın en gözde siyasi figürlerinden biri olan Gabriel Attal'ın görevi, Emmanuel Macron'un ikinci beş yıllık döneminde bulamadığı ivmeyi kazandırmak olacak.
İlk görevi, devlet başkanının yeni yıl kutlamalarında övgüyle bahsettiği "yeniden silahlanma" gündemiyle yeni bir hükümet kurmak olacak.
Anayasa uzmanı Benjamin Morel'e göre Gabriel Attal, Fransa'da aşırı sağın kazanmasının beklendiği Haziran ayındaki Avrupa seçimlerine yönelik "çok saldırgan bir stratejinin" işareti.
Emmanuel Macron 20 Aralık'ta France 5 kanalında genç bakanını "(kendi) mücadelesini başından beri paylaşan" ve gelecek "reformları gerçekleştirecek" ve hatta bir varis gibi "mücadeleye devam edecek enerji ve cesarete" sahip bir siyasetçi olarak övmüştü.
Hükümetteki değişikliğin ne kadar boyutlu olacağı henüz belli değil. Fransız medyasına göre cumhurbaşkanı'na yakın bazı kişiler, şu anda 39 üyesi bulunan hükümet ekibinin daha da sıkılaştırılması çağrısında bulunuyor.
Başından beri Macroncu olan Gabriel Attal'ın başbakan olarak atanması, geleneksel sağ-sol ayrımının "ötesine geçme" konusundaki Macron politikalarının devamına işaret ediyor.
Başbakanlık koltuğuna kimin oturacağı açıklanmadan önce, Sosyalistler ve Komünistler, France Insoumise hareketinin yaptığı gibi gensoru tehdidinde bulunamadı ancak yeni hükümetin "tüm demokrasilerde olduğu gibi" Parlamento'dan güvenoyu isteme konusunda ortak görüşler belirtti.