Kosova'nın bağımsızlığını kazandığı 2008 yılından bu yana Parlamento ilk kez dört yıllık bir dönemi tamamlamış oldu. 

Seçmenler yaklaşık 600 aday ve 27 siyasi grup arasından seçim yaptı. Parlamentodaki 120 sandalyeden 20'si seçim sonuçlarına bakılmaksızın azınlıklara ayrılırken, bunların 10'u Sırp azınlığa veriliyor.

Pazar günü yapılan seçimler Başbakan’ın özellikle Sırbistan’a karşı sertlik politikası için bir test niteliğinde görülüyordu. 

Sandıklardan çıkan ilk sonuçlar Başbakan Albin Kurti'nin partisinin parlamento seçimlerini kazandığını ancak tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edemediğini ortaya koydu. 

Bu sonuç, rakip Sırbistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik müzakerelerin durakladığı ve Avrupa'nın en yoksul ülkelerinden birine yönelik dış finansmanın sorgulandığı bir dönemde geldi.

Nihai olmayan sonuçlara göre Kurti'nin sol görüşlü Vetëvendosje (VV-Kendi Kaderini Tayin) partisi oyların %41.99'unu alarak tek başına iktidar olmak için gereken çoğunluğu sağlayamadı. Bu sonuçlar, VV’nin bir hükümet kabine kuramaması halinde diğer üç adayın da saflara katılması ihtimalini açık bıraktı.

Diğer adaylar arasında, başlıca liderleri Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesinde tutuklu bulunan ve savaş suçlarıyla itham edilen Kosova Demokratik Partisi (PDK) oyların %22,68'ini aldı. 

İkinci sırada %17.9 oyla ülkenin en eski partisi olan ve 2006 yılında lideri İbrahim Rugova'nın ölümünden sonra halk desteğini büyük ölçüde kaybeden Kosova Demokratik Birliği (LDK) yer aldı.

Üçüncü sırada ise %7,56 oy oranıyla eski başbakan Ramush Haradinaj'ın liderliğini yaptığı Kosova'nın Geleceği için İttifak partisi bulunuyor. 

Siyasi analistlere göre Albin Kurti'nin popülaritesi, Sırpların çoğunlukta olduğu kuzey Kosova'da hükümet kontrolünü genişletmek için aldığı önlemlerle arttı. Ancak muhalifler, eğitim ve sağlık konularında başarısız olduğunu ve kuzeydeki politikalarının ülkeyi müttefikleri olan Avrupa Birliği ve ABD'den uzaklaştırdığını söylüyor.