13 Ocak'ta adada yapılacak olan başkanlık seçimlerine yaklaşılırken, Tayvan Dışişleri Bakanı Wu, "Çin ile savaş ne kaçınılmaz ne de yakın" olduğunu ifade etti.
Pekin tarafından "iflah olmaz bir ayrılıkçı-bağımsızlıkçı" olarak nitelendirilen Joseph Wu, Çin’in Mayıs 2021'de yaptırım uyguladığı ilk üç Tayvanlıdan biri oldu.
Wu, 29 Aralık 2023 tarihinde Le Monde gazetesine verdiği mülakatta Pekin’in kendisine yönelik suçlamaları konusunda "Aslında bundan çok gurur duyuyorum. Burada, Tayvan'da birçok kişi kıskanıyor!" diye ironik bir yanıt verdi.
Wu, son sekiz yılda, partisi DPP'nin (Demokratik İlerleme Partisi, tüzüğüne göre bağımsızlık yanlısı) iktidarda olduğu süre boyunca, Pekin'in iddialarının aksine, "Tayvan Boğazı'nın her iki tarafındaki statükonun savunucusu olduğunu" belirtti.
Tayvan başkanlık seçimlerine iki haftadan az bir süre kala, Joseph Wu, 2016'dan bu yana adayı yöneten Başkan Tsai Ing-wen'in yönetimi altında, adanın "çok ılımlı ve sorumlu bir pozisyon" aldığını savundu.
Wu'ya göre, Tsai, "Çin’in Tayvan'ı ele geçirmenin kolay olmayacağını anlaması için, Çin hükümetine savaş başlatma bahanesi vermemeye özen gösterdi, güvenlik ve savunma kapasitelerini artırdı."
"Melez Savaş" kavramına değinen Wu, anketlerin iki ana aday arasındaki farkın daraldığını göstermesine rağmen, DPP'nin, şu anki Başkan Yardımcısı William Lai Ching-te liderliğindeki DPP'nin, dört yıllık üçüncü bir dönem için iktidarda kalabileceğini belirtti.
Çin’in mevcut durumda DPP’nin kazanması halinde savaş olacağı ve ekonominin yavaşlayacağı yönünde propaganda yaptığını belirten Wu, Çin'in "giderek daha karmaşık bir hal alan müdahalesini" kınadı.
Wu, "Tayvan hükümetinin ilk görevi, Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı korumak ve savaşın çıkmasını önlemek oldu. Savaş, Tayvan için bir felaket olurdu. Ama aynı zamanda Çin, dahil olacak diğer tüm ülkeler ve dünya için de öyle. Elbette bunu her ne pahasına olursa olsun önlemek istiyoruz" diye ekledi.
Çin, kendi topraklarının bir parçası olduğunu iddia ettiği Tayvan üzerindeki askeri ve siyasi baskısını son yıllarda arttırdı. Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen pazartesi günü yaptığı açıklamada Taipei ve Pekin arasında uzun vadeli "barış içinde bir arada yaşamayı" umduğunu söyledi.
Ing-wen ayrıca ikili ilişkilerin geleceğine, yakında sandık başına gidecek olan adadaki "demokratik prosedürler" tarafından karar verilmesi gerektiğini vurguladı.
Pekin, Tsai Ing-wen'in 2016'da seçilmesinden bu yana Tayvan hükümeti ile üst düzey iletişimini askıya aldı. Çin aynı zamanda bölge üzerindeki askeri, diplomatik ve ekonomik baskısını da tırmandırdı.
Çin'in toprak taleplerine boyun eğmemeye kararlı olduklarını ifade eden Tayvan Cumhurbaşkanı konuşmasında demokrasiyi savunma ihtiyacını vurguladı.
Ing-wen, "Dünyada demokrasi, özgürlük ve otoriterlik arasındaki çatışmanın geri dönüşüyle karşı karşıya kalan Tayvan için gelecekte tek seçenek demokrasiyi ve barışı korumaya devam etmektir" dedi.
Bir gün önce Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Çin'in "kesinlikle yeniden birleşeceğini" belirtirken, "Tayvan Boğazının her iki yakasındaki tüm Çinlilerin ortak bir hedefe bağlı olması ve Çin ulusunun yenilenmesinin zaferini paylaşması gerektiğini" savunmuştu.